“The Matrix” filminde, başrolde Keanu Reeves tarafından canlandırılan Neo karakteri, simüle edilmiş bir gerçeklikte yaşadığını keşfeder.
Birçok kişi bunu bilim kurgu olarak reddederken, Portsmouth Üniversitesinde fizik alanında yardımcı doçent olan Melvin Vopson, bu konunun yalnızca bilim kurgudan daha fazlası olabileceğini iddia ediyor.
Vopson, evrenimizin karmaşık bir sanal dünya olabileceğini savunuyor. Gerçekliğimizdeki bilgi davranışının bilgisayar kodunu silme veya sıkıştırma işlemlerine benzemesini gözlemliyor ve gelişmiş makinelerin gerçeği gizlemiş olabileceğini öne sürüyor. Vopson, büyük miktarlarda dijital bilgiyi muhafaza etmek için enerjimizin tükenme tehlikesine dikkat çekti.
Vopson, termodinamiğin geleneksel ikinci yasasına meydan okuyan “bilgi dinamiğinin ikinci yasasını” tanıttı. Bu yeni yasa, termodinamiğin ikinci yasasında görülen artan entropinin tam tersine, evrenimizdeki bilginin entropinin azalma eğiliminde olduğunu ima ediyor. Vopson, bu davranışın programlama ve veri sıkıştırma ilkeleriyle uyumlu olduğuna inanıyor ve bu da evrenimizin gerçekten de süper gelişmiş bir sanal gerçeklik simülasyonu olabileceğini gösteriyor.
Üstelik Vopson; biyolojik yaşam, katı yapılar ve fizik kanunları gibi dünyamızda simetrinin yaygınlığını simülasyon teorisini destekleyen bir kanıt olarak gösteriyor. Simetrinin, dijital olarak inşa edilmiş dünyayı optimize etmek için bir mekanizma olduğunu ve onun yaygın varlığına yol açtığını öne sürüyor. Bu kesin bir kanıt sunmasa da simüle edilmiş bir evren fikrine önemli bir güç kazandırıyor.
Derleyen: Eliz Canyurt