Tokken de Tatlı Yeme İsteğinin Sırrı Çözüldü!

Destek Olun: Dijitaliyidir'de yayımlanan reklamları engellemek için AdBlocker kullanmazsanız bize destek olmuş olursunuz. Ayrıca ekibimize destek olmak isterseniz Google aracılığı ile destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Enis Yabar
Ekleyen Enis Yabar
3 dk okuma süresi

Max Planck Enstitüsü araştırmacıları, beynimizde “tatlı midesi” olarak adlandırılan bir mekanizma keşfetti. Bu mekanizma, tok olsak bile tatlı yeme isteği duymamıza neden oluyor.

Detaylar haberimizde…

Çoğumuzun başına gelmiştir: Karnımız tıka basa dolu olsa bile, tatlıya asla hayır diyemeyiz. İşte bu durumun bilimsel açıklaması sonunda bulundu! Max Planck Biyoloji Yaşlanma Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, beyinde “tatlı midesi” olarak adlandırılan bir mekanizma keşfetti. Bu mekanizma, tok olsak bile tatlı yeme isteği duymamıza neden oluyor.

POMC Nöronları ve Tatlı İsteği

Araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde, tamamen doymuş farelerin bile tatlı yediğini gözlemledi. Beyin incelemeleri, bu durumdan POMC nöronları olarak adlandırılan bir grup sinir hücresinin sorumlu olduğunu gösterdi. Bu nöronlar, fareler şekere erişim sağladığı anda aktif hale geliyor ve iştahlarını artırıyor.

Tatlı ve yağlı – yiyeceklerde doğal olarak nadiren bulunan bir kombinasyon. Öte yandan, modern diyet bunlarla dolu ve sağlığımız için ölümcül sonuçları var.

ß-Endorfin ve Ödül Duygusu

Fareler tokken şeker yediklerinde, bu sinir hücreleri sadece tokluk sinyalleri gönderen moleküller salgılamakla kalmıyor, aynı zamanda vücudun kendi ürettiği bir opiyat olan ß-endorfin de salgılıyor. Bu madde, opiyat reseptörleri olan diğer sinir hücreleri üzerinde etkili oluyor ve ödül hissi tetikliyor. Bu da farelerin tokluğun ötesinde şeker yemesine neden oluyor.

Opiyat Yolu ve Şeker Tüketimi

Beyindeki bu opiyat yolu, fareler ek şeker yediğinde özellikle aktifleşiyor, ancak normal veya yağlı yiyecekler yediklerinde değil. Araştırmacılar bu yolu bloke ettiklerinde, fareler ek şeker yemekten vazgeçti. Bu etki sadece tok hayvanlarda gözlendi. Aç farelerde, ß-endorfin salınımının engellenmesinin hiçbir etkisi olmadı.

Şeker Algısı ve ß-Endorfin Salınımı

İlginç bir şekilde, bu mekanizma fareler şekeri yemeden önce algıladıklarında zaten aktive oluyor. Ek olarak, opiyat daha önce hiç şeker yememiş farelerin beyinlerinde de salınıyordu. İlk şeker çözeltisi farelerin ağzına girer girmez, “tatlı midesi bölgesinde” ß-endorfin salınımı başladı ve ek şeker tüketimiyle daha da güçlendi.

Her gün yağlı ve şekerli yiyecekler yemek, beynimize bunları daha fazla istemeyi öğreniyor.

İnsanlarda Durum Nasıl?

Bilim insanları, bir tüp aracılığıyla şeker çözeltisi verilen gönüllülerin beyin taramalarını da gerçekleştirdi. İnsanlarda da aynı beyin bölgesinin şekere tepki verdiğini buldular. Bu bölgede, farelerde olduğu gibi, tokluk nöronlarının yakınında birçok opiyat reseptörü bulunuyor.

Evrimsel Açıklama

Çalışmanın lideri Henning Fenselau, “Evrimsel açıdan bu mantıklı: şeker doğada nadirdir, ancak hızlı enerji sağlar. Beyin, mevcut olduğunda şeker alımını kontrol etmek için programlanmıştır” diye açıklıyor.

Obezite Tedavisiyle İlgisi

Araştırma grubunun bulguları, obezite tedavisi için de önemli olabilir. Fenselau, “Beyinde opiyat reseptörlerini bloke eden ilaçlar zaten var, ancak kilo kaybı iştah kesici enjeksiyonlarla olduğundan daha az. Bunlarla veya diğer tedavilerle bir kombinasyonun çok faydalı olabileceğine inanıyoruz. Ancak, bunu daha fazla araştırmamız gerekiyor” diyor.

Derleyen: Enis Yabar

Loading

Bu içeriği paylaş
Yorum bırak, puan ver