NASA’nın Uzayda Egzersiz Deneyi, Fitness Anlayışını Sonsuza Dek Değiştirebilir

Destek Olun: Dijitaliyidir'de yayımlanan reklamları engellemek için AdBlocker kullanmazsanız bize destek olmuş olursunuz. Ayrıca ekibimize destek olmak isterseniz Google aracılığı ile destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Eda Azap
Ekleyen Eda Azap
8 dk okuma süresi

NASA’nın SpaceX Crew-10 astronotları, derin uzay görevleri için büyük spor ekipmanlarının sığmayacağı ortamda egzersiz yapmanın yenilikçi yöntemlerini test edecek.

Detaylar haberimizde…

Zero T2 çalışması, antrenmanlardan koşu bandını çıkararak astronotların güçlü kalıp kalamayacağını inceleyecek. Fitness deneylerinin yanı sıra mürettebat, görme sorunlarından uzayda sağlığı etkileyen genetik faktörlere kadar birçok tıbbi çalışmaya katılacak. Bu deneyler, gelecekte Ay ve Mars görevlerinde insanların sağlıklı kalmasını sağlamak için önemli bilgiler sunacak.

NASA’nın SpaceX Crew-10 mürettebatı, 17 Şubat 2025’te Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nde bulunan SpaceX’in yeni Dragon işleme tesisinde gerçekleştirilen mürettebat ekipman arayüz testi (CEIT) sırasında bir fotoğraf için poz veriyor. Soldan sağa: Roscosmos kozmonotu ve görev uzmanı Kirill Peskov; NASA astronotları, pilot Nichole Ayers ve komutan Anne McClain; Japonya Uzay Araştırma Ajansı (JAXA) astronotu ve görev uzmanı Takuya Onishi. CEIT, mürettebat üyelerinin dört ay sürecek Uluslararası Uzay İstasyonu misyonları öncesinde Dragon uzay aracının iç yapısına aşina olmalarına yardımcı olmak açısından önemli bir rol oynuyor.

Astronotlar Gelecekteki Uzay Görevleri İçin Eğitim Alıyor

NASA’nın SpaceX Crew-10 misyonu, 12 Mart’ta Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) fırlatılacak ve uzun süreli görevlerde astronotların formda kalmasını sağlamak için egzersiz ve tıbbi araştırmaları içerecek. Dört kişilik ekibin belirli üyeleri, uzayda sağlığı korumaya odaklanan çalışmalara katılacak.

Uzay istasyonunda astronotlar, ağırlık kaldırma sistemi, sabit bisiklet ve T2 adı verilen özel bir koşu bandıyla donatılmış bir antrenman alanına erişebiliyor. İstasyonun büyüklüğü, büyük egzersiz ekipmanlarının kullanılmasına olanak tanıyor ve bu da astronotların hem uzayda hem de Dünya’ya döndüklerinde güçlerini ve genel sağlıklarını korumalarına yardımcı oluyor.

Astronotlar Uzayda Nasıl Egzersiz Yapıyor?

Derin Uzay Yolculuklarına Hazırlık

NASA, alçak Dünya yörüngesinin ötesine geçecek gelecekteki misyonlar için hazırlık yaparken, uzay araçlarındaki alanın daha sınırlı olacağını öngörüyor. Bu da koşu bandı gibi büyük egzersiz ekipmanlarının taşınmasını zorlaştırıyor.

Astronotların şu anki antrenmanlarının önemli bir parçası olan yürüyüş ve koşu, kas gücü, kemik sağlığı ve motor fonksiyonlarını nasıl etkilediği açısından hâlâ araştırılıyor. NASA, uzun uzay yolculuklarında koşu bandı olmadan antrenman yapmanın etkilerini anlamak için yeni egzersiz düzenleri geliştiriyor ve test ediyor.

Yeni Egzersiz Yöntemleri Test Ediliyor

Devam eden Zero T2 çalışması, astronotları üç farklı antrenman programına ayırıyor:

  1. Mevcut tüm egzersiz ekipmanlarını kullanmaya devam edenler,
  2. Koşu bandını kullanmadan diğer egzersiz aletleriyle çalışanlar,
  3. Sadece yeni ve daha az yer kaplayan deneysel egzersiz makinesini kullananlar.

NASA, uçuş öncesinde, sırasında ve sonrasında toplanan sağlık verilerini karşılaştırarak koşu bandı olmadan yapılan antrenmanların mürettebatın formunu, kas performansını ve Dünya’ya dönüş sonrası toparlanmasını nasıl etkilediğini değerlendirecek.

NASA astronotu Matthew Dominick, 2024 yılında NASA’nın SpaceX Crew-8 misyonunun komutanı olarak görev yaparken bu çalışmaya katıldı. “Koşu bandı büyük bir alan kaplıyor, ağırlığı fazla ve enerji tüketimi yüksek. Mars görevleri gibi her kilogramın önemli olduğu misyonlar için bu uygun değil” diyen Dominick, Zero T2 deneyinin koşu bandı olmadan sağlıklı kalmanın mümkün olup olmadığını anlamamıza yardımcı olduğunu belirtti.

Zero T2 Çalışmasının Etkisi

Zero T2 çalışmasının sonuçları, koşu bandı kullanılmadan yapılan egzersizlerin astronotların sağlığını nasıl etkilediğini ortaya koyacak. Bu çalışma, NASA’nın gelecekteki derin uzay misyonları için gerçekçi egzersiz protokolleri oluşturmasına yardımcı olacak.

Ayrıca bu araştırma, kemik, kas ve kardiyovasküler sağlığı korumaya yönelik egzersiz cihazlarının tasarımını iyileştirmek için Dünya’da da kullanılabilecek.

Zero T2 çalışmasının yanı sıra NASA mürettebatının bazı üyeleri, NASA’nın İnsan Araştırma Programı kapsamında ek çalışmalar gerçekleştirecek. Astronotlar, tıbbi muayeneler yapacak, biyolojik örnekler verecek ve uzay yolculuğuna bağlı yaralanmaları belgeleyerek araştırmalara katkı sağlayacak.

CIPHER: Uzayda İnsan Vücudunu Anlamak

CIPHER (Complement of Integrated Protocols for Human Exploration Research) adlı deney serisi, uzun uzay görevlerinde insan vücudunun farklı sistemlerinin nasıl uyum sağladığını anlamaya yardımcı olacak.

CIPHER katılımcıları, görme testleri, bilişsel testler ve MRI taramaları yaparak uzun süreli uzay uçuşlarının vücuda nasıl etki ettiğine dair kapsamlı bir resim ortaya koyacak.

NASA bilim insanı Cherie Oubre, bu çalışmanın gözler, kemikler, kalp, kaslar, bağışıklık sistemi ve daha fazlasını kapsadığını belirterek, “CIPHER, şimdiye kadar insan vücudu üzerinde yapılan en kapsamlı uzay uçuşu araştırmasını sunuyor. Bu çalışma, Ay, Mars ve ötesine yapılacak insanlı keşiflerin ilerlemesine katkıda bulunacak” dedi.

CIPHER deneyine katılan astronotlar, yeni bir yerçekimi ortamına ne kadar hızlı uyum sağladıklarını test etmek için Dünya’ya döndükten kısa bir süre sonra uzay giysisiyle bir engel parkurunu tamamlayacaklar. Yukarıdaki fotoğrafta, bir gönüllü bu parkurda deneme çalışması gerçekleştirirken görülüyor. NASA’nın Aktif Tepki Yerçekimi Yük Tahliye Sistemi (ARGOS) ile bağlantılı olan uzay giysisi içinde, kayalık bir alan boyunca nesneleri hareket ettirerek ilerliyor.

Uzayda Uzun Süre Kalmanın Etkileri Takip Edilecek

Bazı astronotlar ayrıca, Spaceflight Standard Measures (Uzay Uçuşu Standart Ölçümleri) adı verilen bir dizi temel ölçümü sağlayarak, insan vücudu ve zihninin uzayda zaman içinde nasıl uyum sağladığını gözlemlemeye yardımcı olacak.

Ek olarak, mürettebat Omics Archive adlı bir çalışmaya katılarak uzun süreli uzay uçuşlarının moleküler düzeyde vücuda nasıl etki ettiğini incelemek için biyolojik örnekler verecek.

NASA astronotu Jeanette Epps, uzay yolculuğunun insan vücudu üzerindeki etkilerini incelemek için faydalı bir veri kaynağı olan kan örneklerini toplamak üzere tüpleri hazırlıyor.

Uzayda Görme Problemlerine Çözüm Arayışı

Bazı mürettebat üyeleri, uzay uçuşuna bağlı nöro-oküler sendrom (SANS) için potansiyel bir tedavi yöntemini test edecek.

Bilim insanları,beyin değişiklikleri ve göz arkasındaki şişme ile bağlantılı bu sendromun nedenlerini henüz tam olarak anlamış değil. Ancak yerçekimsiz ortamda vücut sıvılarının kafaya doğru kaymasının bir etken olabileceği düşünülüyor.

Bazı araştırmacılar, B vitaminlerinin vücuttaki sıvı hareketlerini nasıl etkilediğine bağlı olarak, genetik faktörlerin astronotların bu değişimlere nasıl tepki verdiğini belirleyebileceğini öne sürüyor.

ESA astronotu Alexander Gerst, bu fotoğrafta Göz Sağlığı (OH) görme testi sırasında Optik Koherens Tomografi (OCT) kamerasını kullanıyor. OCT, Uzay Uçuşuna Bağlı Nöro-oküler Sendromu (SANS) tespit etmeye yardımcı olabilir. B-Kompleksi çalışması, günlük B vitamini takviyelerinin SANS’ı önlemeye yardımcı olup olamayacağını test ediyor.

Deney kapsamında, mürettebat B vitamini takviyelerinin SANS semptomlarını önleyip önleyemeyeceğini ve bacaklara takılan özel manşetlerin sıvıyı alt vücutta tutarak bir çözüm sağlayıp sağlamayacağını test edecek.

Dünya’ya döndüklerinde, astronotlar iniş sırasında yaşanan rahatsızlık ve yaralanmaları kaydedecek. Bu veriler, uzay araçlarının tasarımını geliştirmek için kullanılacak.

NASA astronotu Karen Nyberg, yörüngedeyken gözünü görüntülemek için bir fundoskop kullanıyor. Retinayı incelemek için bu aracı kullanan bilim insanları, uzay yolculuğunun insan gözü üzerindeki etkilerini takip edebiliyor.

Gelecek Uzay Görevleri İçin Uzun Vadeli Araştırmalar

Mürettebat, görevlerinden yaklaşık bir yıl önce bu çalışmalara katılmaya başlıyor ve temel sağlık verilerini sağlıyor. Dünya’ya döndükten sonra ise iki yıl boyunca verileri sunmaya devam edecekler.

NASA’nın İnsan Araştırma Programı, astronotları uzay yolculuğu sırasında güvende, sağlıklı ve göreve hazır tutmanın en iyi yollarını keşfetmeye devam ediyor.

Bu çalışmalar, Ay, Mars ve ötesine yapılacak gelecekteki görevler için hayati öneme sahip yeni teknolojiler ve stratejiler geliştirilmesine yardımcı olacak.

Derleyen: Eda Azap Öztemel

Loading

Bu içeriği paylaş
Yorum bırak, puan ver