Microsoft’un, popüler işletim sistemi Windows 10 için verdiği destek hizmetlerini 14 Ekim 2025 itibarıyla sonlandırma kararı, kullanıcılar arasında ciddi tartışmalara yol açtı. Hatta bu karar, Kaliforniya’da bir kullanıcı tarafından şirkete karşı açılan dava ile hukuki boyuta taşındı.
Detaylar haberimizde…
Microsoft’un dünya çapında milyarlarca kullanıcıya sahip işletim sistemi Windows 10 için verdiği destek hizmetlerini 14 Ekim 2025 itibarıyla sona erdireceğini açıklaması, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Özellikle hâlâ Windows 10 kullanmaya devam eden milyonlarca kullanıcı için bu karar, yeni güvenlik riskleri ve mali yükler anlamına geliyor. Konuyla ilgili Kaliforniya’da yaşayan bir kullanıcı, Lawrence Klein, Microsoft’a karşı açtığı davayla şirketin aldığı bu kararı “zorunlu eskime” politikasıyla kullanıcıları yeni cihaz satın almaya zorlamak ve yapay zekâ pazarında tekel oluşturmak amacıyla yaptığı iddiasıyla mahkemeye taşıdı.

Microsoft’un Desteğinin Sona Ermesi Ne Anlama Geliyor?
Microsoft, Windows 11’i neredeyse dört yıl önce piyasaya sürmesine rağmen, dünya genelinde Windows kullanıcılarının yaklaşık %43’ü hâlâ Windows 10 işletim sistemini tercih ediyor. Bu oran, özellikle kurumsal kullanıcılar ve eski donanım kullanan bireyler arasında oldukça yüksek. 14 Ekim 2025 tarihinden itibaren Windows 10 için rutin güvenlik güncellemeleri ve yeni özellik desteği sona erecek. Bu durum, bilgisayarların tamamen çalışmayı durduracağı anlamına gelmese de, virüslere ve kötü amaçlı yazılımlara karşı korunmasız kalması anlamına geliyor.
Davacı Klein, elindeki iki Windows 10 yüklü dizüstü bilgisayarın Microsoft’un bu kararından sonra “modası geçmiş” cihazlara dönüşeceğini belirtiyor. Bu kararın ardında, Windows 11’in yeni nesil yapay zekâ destekli özelliklerini verimli çalıştırmak için gerekli olan donanım standartlarının (örneğin sinirsel işlem birimi) yaygınlaştırılması yatıyor. Eski cihazlar, bu tür gelişmiş yapay zekâ özelliklerini desteklemediği için kullanıcıların ya yeni bilgisayarlara geçmeleri ya da Microsoft’un ücretli Extended Security Updates (ESU) programına katılmaları gerekiyor.
Güvenlik güncellemelerinin sona ermesi, özellikle işletmelerde kritik müşteri ve kullanıcı verilerini barındıran sistemler için ciddi riskler oluşturuyor. Güncelleme almayan sistemler, siber saldırganlar için kolay hedef haline geliyor ve bu da hem veri kayıplarına hem de maddi zararlara yol açabiliyor.
Zorunlu Eskime İddiası ve Hukuki Mücadele
Lawrence Klein’in açtığı davada, Microsoft’un Windows 10 desteğini sonlandırma kararı, bir pazar tekelciliği hamlesi olarak nitelendiriliyor. Klein, Microsoft’un bu stratejisiyle kullanıcıları yeni ve yüksek donanımlı cihazlar almaya zorladığını ve böylece yapay zekâ tabanlı hizmetlerinde hakimiyet kurmayı hedeflediğini belirtiyor. Özellikle Windows 11’le entegre olan yapay zekâ destekli chatbot Copilot gibi teknolojiler, yalnızca yeni nesil cihazlarda tam performansla çalışabiliyor.
Klein, Microsoft’un ücretsiz destek sunmayı, Windows 10 kullanıcılarının toplam Windows kullanıcıları içindeki oranı %10’un altına düşene kadar sürdürmesini talep ediyor. Bu taleple, şirketin “zorunlu eskime” politikası nedeniyle kullanıcıların mağduriyetini azaltmayı amaçlıyor. Mevcut durumda Windows 10 kullanıcılarının oranı hâlâ %43 seviyesinde. Bu dava, teknoloji sektöründe eski yazılım ve donanımların devre dışı bırakılmasıyla ilgili önemli bir yasal emsal teşkil etme potansiyeline sahip.
Dava ayrıca, Microsoft’un uzun vadeli stratejisinin sadece kullanıcıların veri güvenliğini tehlikeye atmakla kalmayıp aynı zamanda teknoloji pazarındaki rekabeti de haksız şekilde etkilediğini savunuyor. Kullanıcılar, destek sonrasında ya yeni cihaz alacak ya da pahalı destek paketleri için ödeme yapmak zorunda kalacak.
Ekonomik Yük ve Çevresel Endişeler
Windows 10 desteğinin sona ermesiyle birlikte yaklaşık 240 milyon bilgisayarın teknik olarak eski sayılması bekleniyor. Bu durum, hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler için ciddi finansal yükler getirecek. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için yeni cihaz alımı ya da yıllık 30 ila 244 dolar arasında değişen ücretlerle destek programlarına katılmak zorunlu hale gelecek. Bu da teknoloji bütçelerinde beklenmedik artışlara neden olabilir.
Bununla birlikte, elektronik atık sorunu da göz ardı edilmemeli. Uzmanlar, milyonlarca eski cihazın kullanım dışı kalmasının, çevre üzerinde büyük bir olumsuz etki yaratacağını belirtiyor. Hatta bazı analizlerde, bu cihazların çöpe atılması halinde oluşacak atık yığınının Ay’a 600 km yüksekliğinde bir yığın oluşturabileceği bile ifade ediliyor. Bu, e-atık yönetimi ve sürdürülebilirlik açısından önemli bir sorun teşkil ediyor.
Microsoft ise, destek süresi sona eren cihazlar için ücretli güvenlik güncellemeleri sunarak kullanıcılarına alternatif sağlıyor. Ancak bu programın maliyeti ve kullanıcıların mevcut donanımları göz önüne alındığında, tercih edilme oranının düşük olması bekleniyor.

Kullanıcıların Alternatifleri
Windows 10 kullanıcılarının önlerinde üç temel seçenek bulunuyor: yeni Windows 11 uyumlu bir cihaz satın almak, Microsoft’un ücretli ESU programına abone olmak ya da farklı işletim sistemlerine geçiş yapmak. ESU programı, belirli bulut tabanlı Windows 365 hizmetlerinde ücretsiz sunulsa da, bu hizmetler genellikle kurumsal kullanıcıları hedefliyor ve bireysel kullanıcılar için sınırlı bir seçenek. Davanın sonucu, teknoloji devlerinin eski yazılım ve donanımları sonlandırma politikalarını nasıl yöneteceği konusunda önemli bir emsal teşkil edebilir. Ayrıca, kullanıcı hakları ve teknoloji şirketlerinin müşteri sorumlulukları açısından da önemli bir dönemeç olacak.
Microsoft tarafından davayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak teknoloji dünyası ve milyonlarca Windows 10 kullanıcısı, gelişmeleri yakından takip ediyor. Önümüzdeki dönemde alınacak kararlar, sektörde benzer yazılım geçiş süreçlerinde yeni uygulamaların ve kullanıcı haklarının şekillenmesini sağlayabilir.
Derleyen: Gamze Büyükkaya Tunçay





