Amazon’un Mucizevi Toprağı, Yok Edilen Ormanlık Alana Yaşamı Geri Getirebilir

Destek Olun: Dijitaliyidir'de yayımlanan reklamları engellemek için AdBlocker kullanmazsanız bize destek olmuş olursunuz. Ayrıca ekibimize destek olmak isterseniz Google aracılığı ile destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Hatice Bulut
Ekleyen Hatice Bulut
3 dk okuma süresi

Amazon hâlâ bitki ve hayvan yaşamının merkezi olsa da 1970’lerden bu yana yaklaşık %18’i kesildi. Kaybedilen ormanlık alanların bir kısmının geri kazanılmasına yardımcı olmanın yollarını arayan araştırmacılar, binlerce yıl önce Kızılderililerin faaliyetleriyle yaratılan zengin bir toprağa yöneldi.

Yaklaşık 2.000 yıl önce, Kızılderili halkı şu anda Amazonya olan bölgede yaşamlarını sürdürürken, istemeden inanılmaz derecede zengin bir toprak oluşturdu. Amazon kara toprağı (ADE) ya da terra preta olarak bilinen bu toprak, kamp ateşlerinden çıkan odun kömürünün hayvan kemikleri, kırık çanak çömlek parçaları, kompost ve gübre gibi günlük yaşamın diğer parçalarıyla birleşmesiyle oluştu. Toprak sadece insan yaşamının bu eski bileşenlerini içermiyor, aynı zamanda zengin bir mikrobiyomu da barındırıyor.

ADE’nin Amazon’un zengin yağmur ormanlarından bazılarını restore etmeye yardımcı olup olamayacağını merak eden Brezilya’daki São Paulo Üniversitesinden araştırmacılar, bir simülasyon gerçekleştirdiler. Kapları üç farklı toprak türüyle doldurdular. Kontrol olarak Amazon ekim alanlarından alınan toprağı kullandılar, ardından bir kaba ekim alanı toprağını %20 ADE ile karıştırdılar ve diğerine %100 saf ADE yerleştirdiler.

Daha sonra, kapların her birine çim ektiler. Çim olgunluğa ulaştığında, köklerini yerinde bırakarak kestiler ve kaplara çeşitli ağaçlar diktiler. Bu süreç, ekili araziler bakımsız bırakıldığında ve önce otlak, sonra da ormana dönüştüğünde doğal olarak ne olacağını simüle etti.

Araştırmacılar, ağaçlar 90 gün boyunca büyüdükten sonra, bitkiler tarafından alındıkları için tüm topraklarda daha az besin olduğunu, ancak ADE topraklarının kontrol toprağından daha fazla besin tuttuğunu buldu. Her iki ADE toprağı da kontrole kıyasla daha fazla bakteri ve diğer mikrop biyoçeşitliliğine sahipti.

Araştırmanın başyazarı Anderson Santos de Freitas, “Mikroplar kimyasal toprak parçacıklarını bitkiler tarafından alınabilecek besin maddelerine dönüştürüyor. Verilerimiz, ADE’in toprağın bu dönüşümünde daha iyi olan mikroorganizmalar içerdiğini ve böylece bitki gelişimi için daha fazla kaynak sağladığını gösterdi. Örneğin, ADE toprakları Paenibacillaceae, Planococcaceae, Micromonosporaceae ve Hyphomicroblaceae bakteri ailelerinin daha faydalı taksonlarını içeriyordu.”

En etkileyici olanı ise bu zengin mikrobiyal toprakta yetiştirilen çimlerin hasat edilen kuru kütlesinin %20 ADE karışımında 3,4 kat, %100 ADE toprağında ise 8,1 kat daha fazla olması. Ağaçlar da bu toprakta daha iyi performans gösterdi. 20’lik karışım, kontrol toprağına kıyasla türlere göre 2,1 ve 5,2 kat daha uzun boylu ağaçlar verirken, %100 ADE toprağında 6,3 kat daha uzun boylu ağaçlar elde edildi. Abay pumpwood olarak bilinen bir ağaç türü kontrol ortamında bile büyümemesine rağmen her iki ADE toprağında da gayet iyi büyüdü.

Araştırma ekibi, yeniden ağaçlandırma stratejilerinde gerçek ADE’nin kullanılmasına karşı uyarıda bulunuyor, ancak ADE’de bulunan aynı mikroplarla zengin toprak oluşturmanın aynı etkileri sağlayabileceğini ve böylece tükenmiş ekim alanlarının yeni ormanlar yetiştirmeye teşvik edilmesine yardımcı olabileceğini söylüyor.

Çalışmanın kıdemli yazarı Siu Mui Tsai, “ADE’nin birikmesi binlerce yıl sürmüştür ve kullanılması halinde doğada yeniden oluşması da aynı süreyi alacaktır. Önerimiz ADE’nin kendisini kullanmak değil, daha ziyade gelecekteki ekolojik restorasyon projelerinde kullanılmak üzere özelliklerini, özellikle de mikroorganizmalarını kopyalamaktır.”

Araştırma, Frontiers in Soil Science dergisinde yayımlandı.

Derleyen: Hatice Bulut

Loading

Bu içeriği paylaş
Yorum bırak, puan ver