Uzaylı Sıfatının En Çok Yakıştığı Ahtapotlarla İlgili Bazı Sihirli Gerçeklerin Perde Arkası Açıklandı

Destek Olun: Dijitaliyidir'de yayımlanan reklamları engellemek için AdBlocker kullanmazsanız bize destek olmuş olursunuz. Ayrıca ekibimize destek olmak isterseniz Google aracılığı ile destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Görkem Süner
3 dk okuma süresi
  • İster dev canavarlar olarak ölümsüzleştirilsin, ister farklı vücut özellikleriyle öne çıksın, ahtapotlar uzun zamandır insanları büyülüyor.
  • Ahtapotların eşsiz anatomileri ve yetenekleri göz önünde bulundurulduğunda, onlara uzaylı sıfatının yakıştırılması pek de sıra dışı değil.
  • Ahtapotların bazı “sihirli” yetenekleriyle ilgili bilimsel açıklamalar yapıldı.

Ahtapotların uzaylı gibi görünmelerine sebep olan anatomileri oldukça ilgi çekici. Beyin gözlerin arasında yer alırken soğanlı bir kafa gibi görünen şey, aslında diğer yapıların yanı sıra mide ve anüsü içeren manto. Ve ahtapotlar sadece sekiz kola sahip olmakla kalmamakla beraber – ki bu kollar koptuğunda yeniden büyüyebilir – aynı zamanda üç tane de kalbe sahip.

Sürünen dokunaçlar ise bir başka şaşırtıcı özelliğin altını çiziyor. Alaska Pasifik Üniversitesinde deniz biyolojisi profesörü olan David Scheel, “Ahtapotların birbirlerine göre hareketleri, bir insanda hayal edebileceğimiz gibi merkezi beyin tarafından koordine edilmiyor. Bunun yerine, her bir kol içinde koordine ediliyor.” diyor.

Sonuç olarak ahtapotların kolları, dokuların hâlâ yeterli oksijene sahip olması -ve dolayısıyla henüz ölmemiş olması- koşuluyla, hayvanın geri kalanından kopmuş olsalar bile komşularıyla birlikte çalışabilirler.

Ahtapot davranışları konusunda bir uzman olan Scheel, onların tuhaflıklarına yabancı değil.

Scheel: “Belki de onlar hakkındaki en büyük yanılgı, çok yabancı ve bizden çok farklı oldukları. Tüm yaşamın, özellikle de tüm hayvan yaşamının bir dizi evrensel hedefi paylaştığı bir gerçek. Bunların arasında, hayvanların yiyecek, barınak ve eş araması sayılabilir.”

Gerçekten de büyük gözleri, meraklı doğaları ve ünlü karamsar karakterleriyle bu canlılar garip bir şekilde insanlara benzeyebiliyor. Yine de onlarla aramızdaki ortak noktalar şaşırtıcı değil: Scheel’in de belirttiği gibi, diğer hayvanlar gibi biz de derin bir evrimsel geçmişi paylaşıyoruz.

Ahtapotlar aynı zamanda kılık değiştirme ustaları olarak karşımıza çıkar. “Resif düzlüklerinde hareket eden gündüz ahtapotu, hareket halindeyken dakikada ortalama üç kez yer değiştirir.” diye yazan Scheel, canlıların uyum sağlamak için nasıl renk değiştirebildiklerini; duruşlarını, vücut desenlerini ve dokularını nasıl değiştirdiklerini anlatıyor.

Bu değişim sihirli görünebilir ama aslında zekice bir numaradan ibaret.

“Tüm bunları derilerinde bulunan ve temelde küçük pigment torbaları gibi işlev gören hücreler olan kromatoforları kontrol eden küçük kasları kullanarak yapıyorlar. Bu küçük torbaları yayarak tüm pigmentin görünmesini sağlıyorlar ya da torbaların kapanmasını sağlayarak kromatoforların altındakilerin gerçekten görünmesini sağlıyorlar.” diyen Scheel, kromatoforların altında ışığı yansıtabilen veya dağıtabilen deri katmanları olduğunu ve bunun da canlının kamuflajına yardımcı olduğunu sözlerine ekliyor.

Geçtiğimiz yıl Birleşik Krallık, 2022 Hayvan Refahı (Duyarlılık) Yasası’nı çıkardı ve ahtapotlar da bu yasanın kapsadığı hayvanlar arasında yer aldı. Ancak, ahtapotların zeki olduğunun ve acıyı hissedebildiklerinin giderek daha fazla kabul görmesine rağmen, ahtapot yetiştiriciliği için planlar yapılıyor.

Scheel: “Doğayı bir mülk, bir meta olarak gören bir toplum mu olmak istediğimize sürekli olarak karar veriyoruz. Ya da doğayı kendi başına bir varlık, daha iyi ya da daha kötü hayatlar yaşayabilecek sayısız birey ve birçok türle paylaştığımız bir varlık olarak gören bir toplum mu olmak istiyoruz?”

Derleyen: Görkem Süner

Loading

Bu içeriği paylaş
Follow:
Yabancı dillere ve kitaplara olan düşkünlüğüyle yarı zamanlı bir turist, tam zamanlı bir okur. Küçüklüğünden beri bilim ve sanatın farklı dallarıyla ilgilenmiş biri olarak birden fazla ilgi alanında uzmanlaşmanın hayal olmadığı bir dünyada yaşamak istiyor. Görkem’in dijitaliyidir için sloganı “ dijital kullanışlı olduğu sürece iyidir” oldu.
Yorum bırak, puan ver