- Güneydoğu Asya’daki hayvan türlerinin dağılımında Wallace Hattı olarak bilinen biyocoğrafik sınır boyunca meydana gelen ani değişim, uzun zamandır biyoçeşitlilik araştırmacılarının dikkatini çeken bir konu.
- Araştırmacılar, milyonlarca yıl önce Asya’dan daha fazla hayvan türünün neden Avustralya kıtasına sıçradığını açıklığa kavuşturmak için yeni bir model kullandı.
- Bulgular, biyoçeşitliliğin mevcut dağılım modellerini anlamak için tarih öncesi çağlardan bu yana jeolojik ve iklimsel faktörleri dikkate almanın önemini vurguluyor.
ETH Zürih’ten araştırmacılar, iklim rekonstrüksiyonlarını, levha hareketlerini ve bölgedeki binlerce kuş, memeli, sürüngen ve amfibi türüne ilişkin verileri içeren bir model geliştirdi. Kendi menşe bölgelerindeki iklimlere adaptasyonların Asya ve Avustralya faunasının eşit olmayan dağılımında çok önemli bir rol oynadığını keşfettiler.
Çalışma, Asya’dan gelen hayvanların, adaların tropikal nemli iklimine uyum sağlama yetenekleri nedeniyle Endonezya adalarını aşıp Avustralya’ya ulaşma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Buna karşılık daha serin ve daha kuru bir iklimde gelişen Avustralya yaban hayatı, tropikal ortama yerleşmek için mücadele etti. Asya iklimi, çok çeşitli iklimlere tahammül edebilen türlere rekabet avantajı sağlayarak Avustralya’ya yerleşmelerini kolaylaştırdı.
Araştırmacılar, daha hızlı büyüme ve daha yüksek rekabet gücü gibi tropikal habitatlara adapte olmuş türlerin özelliklerinin, çok sayıda başka türün varlığında gelişmelerine izin verdiğini buldular. Buna karşılık Avustralya’nın daha soğuk ve daha kuru bölgelerinde bulunanlar gibi daha sert iklimlerdeki organizmalar, kuraklık ve ısı stresiyle başa çıkmak için özel adaptasyonlar geliştirmek zorunda kaldılar.
Bulgular, biyoçeşitliliğin mevcut dağılım modellerini anlamak için tarih öncesi çağlardan jeolojik ve iklimsel faktörlerin dikkate alınmasının önemini vurguluyor. Araştırmacılar, uzun zaman ölçeklerinde tür değişimini etkileyen faktörleri inceleyerek insan kaynaklı istilaların sonuçlarını daha iyi değerlendirebilir ve devam eden biyolojik çeşitlilik krizini ele alabilir.
Biyoçeşitlilik kalıplarını şekillendiren tarihsel bağlamı ve süreçleri anlamak, türlerin günümüzdeki dağılımını anlamak için çok önemli. Çalışma, biyoçeşitlilik araştırma ve koruma çabalarına geçmişin jeolojik gelişimi ve iklim koşullarının dahil edilmesinin önemini vurguluyor.
Derleyen: Merve Nur Sözen