- Aramızda keskin zekaları ileri yaşlarına meydan okuyan, beyinleri bir şekilde zamanın yavaş akışına direnen bazı “süper yaşlılar” her zaman bulunur.
- Genetikten kişiliğe kadar bu durumun pek çok olası nedeni var.
- Bu “sözde süper” yaşlıların zekâlarını ve hafızalarını nasıl koruduklarını açıklayabilecek birkaç özellik daha saptandı.
Madrid’deki Queen Sofia Vakfı Alzheimer Merkezinde nöroloji lisansüstü öğrencisi olan baş yazar Marta Garo-Pascual, “Artık süper yaşlılarla ilgili en büyük cevaplanmamış sorulardan birini çözmeye daha yakınız: yaşa bağlı hafıza düşüşüne gerçekten dirençliler mi yoksa bu düşüşü akranlarından daha iyi aşmalarına yardımcı olan başa çıkma mekanizmalarına sahipler mi?” diyor.
Süper yaşlılar, hafızası 20 veya 30 yaş daha genç olanlarla rekabet eden, 80 yaş ve üstü nadir bir yaşlı grubu.
Garo-Pascual ve meslektaşları, her iki grubun da ortalama 82 yaşında olduğu 64 süper yaşlı ve 55 tipik sağlıklı yaşlı yetişkin üzerinde yapılan bu yeni çalışmada; beyin taramaları, hareketlilik testleri, klinik ruh sağlığı değerlendirmeleri, yaşam tarzı anketleri ve kan örneklerinde belirgin farklılıklar aradılar.
Süper olmanın sırrı yaşam tarzı mı?
Bulguları diğer ülkelerdeki süper yaşlıları da temsil ediyorsa sonuçlar, süper yaşlıların çevik zihinlerinin çevik vücutlarıyla bir ilgisi olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, yıllık altı ziyaretin üzerindeki çalışmaların katılımcılarının yaşam tarzı faktörlerini takip etti.
Önceki araştırmalarla uyumlu olarak MRI taramaları, süper yaşlıların beyinlerinin hafıza ve hareketle ilgili alanlarının çağdaşlarının beyinlerinden daha yavaş küçüldüğünü gösterdi.
Süper yaşlılar tipik yaşlılara kıyasla genellikle orta yaşlarda daha aktiflerdi, ileri yaşlarında uykularından memnunlardı, daha iyi bir akıl sağlığına sahiplerdi ve günlük yaşamlarında daha fazla bağımsızlık gösteriyorlardı.
Süper yaşlılar, “Zamanlanmış Kalk ve Yürü Testinde” sandalyeden ayağa kalkmada da daha hızlıydı ve daha iyi ince motor becerilerine sahipti. Yine de, süper yaşlılar ve tipik yaşlılar tarafından bildirilen genel aktivite seviyelerinde ayırt edilebilir bir fark yoktu.
Madrid Politeknik Üniversitesinden nörobilimci Bryan Strange, “Süper yaşlılar, tipik yaşlı insanlarla benzer aktivite seviyeleri bildirmelerine rağmen, bahçecilik veya merdiven çıkma gibi fiziksel olarak daha zorlu aktiviteler yapmaları mümkün.” diyor.
Çalışma ayrıca, süper yaşlıların beyinlerindeki benzer Alzheimer hastalığı protein seviyelerine rağmen hafıza fonksiyonlarını koruduklarını bulan daha önceki çalışmalarla tutarlı olarak, demansın kan biyobelirteçlerinde hiçbir fark bulmadı.
Garo-Pascual, “Bulgularımız, süper yaşlıların bu süreçlere dirençli olduğunu gösteriyor, ancak bunun kesin nedenleri hâlâ belirsiz.” diyor.
Geçmişte yapılan araştırmalar, süper yaşlıların beyinlerinde, hafıza kapasitesiyle bağlantılı nadir bir nöron türü olan çok sayıda iğ nöronunu ortaya çıkardı. Bu nedenle keskin hafızaları; yaşam tarzı seçimlerinin, sosyal bağlantılarının veya hayata bakış açılarının bir yansıması olduğu kadar, kısmen de biyolojik bir piyangonun ürünü olabilir.
Bu çalışmada süper yaşlıları akranlarından ayırmak için kullanılan makine öğrenimi modeli; 89 demografik, yaşam tarzı ve klinik faktöre dayalı olarak bunu yalnızca zamanın yüzde 66’sında doğru yapabildiğinden, genetiğin de büyük olasılıkla bir rolü var.
Derleyen: Ceren Korkmaz