TikTok’un, yoksulluk içindeki ailelerin ve çocukların canlı yayınlarda dilencilik yaparak topladığı sanal hediyelerden yüksek komisyon aldığı ortaya çıktı. Uzmanlar, bu durumu “dijital sömürü” olarak nitelendirirken, platformun politikaları sorgulanıyor.
Detaylar haberimizde!
Sosyal medya devi TikTok, son yıllarda dünya genelinde popülerliğini artırırken, platformun gelir modeli ve etik dışı uygulamalarıyla ilgili tartışmalar da büyümeye devam ediyor. The Guardian’da 6 Nisan 2025 tarihinde yayımlanan bir habere göre, TikTok’un, aşırı yoksulluk içindeki bireylerin canlı yayınlarda dilenerek topladığı sanal hediyelerden önemli bir pay aldığı belirlendi. Özellikle çocukların bu yayınlarda yer alması, hem teknoloji uzmanlarını hem de insan hakları savunucularını harekete geçirdi.
Araştırmalar, Endonezya, Pakistan, Afganistan, Suriye, Mısır ve Kenya gibi ülkelerde, yoksul ailelerin ve çocukların uygulamanın Live özelliğini kullanarak saatlerce dilencilik yaptığını gösteriyor. Bu yayınlarda, izleyicilerden “sanal hediyeler” talep ediliyor. Örneğin, Afganistan’daki bir çamur kulübede çekilen bir yayında, üç küçük çocuk kameraya bakarak “Lütfen bize destek olun, çok fakiriz” diyerek ellerini birleştiriyor. İzleyiciler, bir kuruşa dijital gül ya da 500 dolara sanal aslan gibi hediyeler satın alarak bu kişilere gönderiyor. Ancak bu hediyelerin nakde çevrilmesi aşamasında uygulamanın aldığı komisyon, olayın etik boyutunu tartışmaya açıyor.
“Dijital Predasyon” Eleştirisi

Birleşmiş Milletler (BM) Aşırı Yoksulluk ve İnsan Hakları Özel Raportörü Olivier de Schutter, bu durumu “şok edici bir gelişme” olarak nitelendirerek TikTok’u ve aracıları “insanların acısından kâr elde etmekle” suçladı. De Schutter, “Birilerinin acı çekmesinden pay almak, dijital predasyonun ta kendisidir. Uygulamayı, kendi politikalarını uygulamaya ve dünyanın en savunmasız insanlarından aldığı ‘komisyonları’ ciddi şekilde sorgulamaya davet ediyorum” dedi. Save the Children’dan dijital zarar uzmanı Jeffrey DeMarco ise bu uygulamaların ciddi bir istismar örneği olduğunu vurguladı ve platformların bu tür içeriklerden doğrudan ya da dolaylı olarak kâr elde etmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.
Platform ise iddialara yanıt olarak, “çocukları veya savunmasız insanları sömüren dilencilik” içeriklerinin platform politikalarına aykırı olduğunu savundu. Bir sözcü, “Çocukların hediye dilendiği canlı içerikler TikTok’ta yasaktır. Bu tür sömürü veya çocuk istismarı kanıtı bulduğumuzda sert önlemler alıyor, canlı yayınları kapatıyor ve kalıcı yasaklar uyguluyoruz” açıklamasını yaptı. Platform, her ay 4 milyondan fazla canlı yayını “güvenlik” gerekçesiyle durdurduğunu ve bu tür içeriklerin tespiti için özel ekiplerle teknoloji kullandığını belirtti. Ancak komisyon oranlarının ne kadar olduğu konusunda net bir bilgi verilmedi; sadece “değişkenlik gösterdiği” ifade edildi.
Çocukların Saatlerce Ekran Başında Olduğu Yayınlar
Haberde dikkat çeken bir diğer nokta, bu yayınların sürekliliği ve çocukların maruz kaldığı koşullar. Örneğin, Afganistan’daki bir hesapta, şubat ayında yedi erkek çocuk sanal hediyeler için dilenirken görüntülendi. Ertesi gün aynı yerde farklı çocuklar aynı yetişkinlerle birlikte yayın yaptı. The Guardian’ın bu hesabı bildirmesi üzerine TikTok, iki saat içinde hesabı askıya aldı. Ancak daha önce yapılan bir uygulama içi şikâyet, herhangi bir işlemle sonuçlanmamıştı. Başka bir örnekte ise 5.300 takipçili bir hesapta tekerlekli sandalyede yaşlı bir adamın dilendiği görüldü; hesap tanımında “yoksul insanlar” ifadesi ve ağlayan yüz emojileri yer alıyordu.
Bu tür yayınlar, sadece dilencilikle sınırlı kalmıyor. Bazı kullanıcılar, sanal hediyeler karşılığında aşağılayıcı ve tehlikeli eylemler gerçekleştiriyor: Kendilerine vurmak, uzun süre uyanık kalmak, çamura bulanmak ya da uyurken görüntülenmek gibi. Bu durum, TikTok’un algoritmalarının ve içerik denetim mekanizmalarının etkinliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.
TikTok’un Gelir Modeli ve Platform Politikaları
TikTok’un gelir modeli, büyük ölçüde kullanıcıların uygulama içinde yaptığı harcamalara dayanıyor. Sensor Tower verilerine göre, platform 2017’den bu yana uygulama içi harcamalardan 6,2 milyar doların üzerinde gelir elde etti. Canlı yayınlarda kullanılan sanal hediyeler, bu gelirin önemli bir parçasını oluşturuyor. Kullanıcılar, gerçek para ile satın aldıkları bu hediyeleri yayıncılara gönderiyor; yayıncılar ise hediyeleri nakde çeviriyor. Ancak TikTok’un aldığı komisyon oranı, bazı durumlarda %70’e kadar çıkabiliyor. Bu, özellikle yoksul bireylerin ve çocukların kullandığı bir sistemde etik bir sorun olarak öne çıkıyor.
BBC’nin 2022’de Suriye’deki mülteci kamplarında yaptığı bir araştırma, benzer bir tabloyu ortaya koymuştu. O dönemde, mülteci ailelerin çocuklarının saatlerce dilendiği yayınlardan elde edilen gelirin büyük kısmı TikTok’a ve “aracılara” gidiyordu. Bu aracıların, ailelere telefon ve ekipman sağlayarak süreci koordine ettiği belirtilmişti. TikTok o zaman da bu tür içeriklere karşı olduğunu açıklamış, ancak uygulamada ciddi bir değişiklik gözlenmemişti.
Türkiye’de ve Dünyada Tepkiler
Türkiye’de dijital teknoloji uzmanları, bu haberin sosyal medya platformlarının sorumluluklarını bir kez daha gündeme getirdiğini düşünüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ali Kaya, “Bu tür platformlar, kullanıcı odaklı içerik üretimini teşvik ederken, etik sınırları zorlayan durumlara karşı yeterince önlem almıyor. TikTok’un bu olayda hem teknik hem de ahlaki bir denetim eksikliği var” yorumunu yaptı. Türkiye’de TikTok’un milyonlarca kullanıcısı bulunurken, bu tür haberler platformun gençler üzerindeki etkisini de tartışmaya açıyor.
Dünya genelinde ise sivil toplum kuruluşları ve düzenleyici kurumlar, TikTok’un politikalarını daha sıkı denetlemesi için baskı yapıyor. Avrupa Birliği ve ABD’de, sosyal medya platformlarının çocuk güvenliği ve veri gizliliği konusundaki sorumlulukları halihazırda mercek altında. TikTok’un bu skandalı, yeni düzenlemelerin kapısını aralayabilir.
Sonuç: Etik Bir Sınav
TikTok’un, yoksulluk içindeki bireylerin ve çocukların sömürüldüğü bir sistemden kâr elde ettiği iddiası, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Platformun bu durumu düzeltmek için atacağı adımlar, hem kullanıcı güvenini hem de global itibarını etkileyecek. Şimdilik, “dijital predasyon” suçlamalarıyla karşı karşıya kalan TikTok’un, etik bir sınavdan geçtiği söylenebilir.