- Küresel ısınma, gün geçtikçe karşımıza ciddi sorunlar çıkarmaya devam ediyor.
- Leeds Üniversitesinde yapılan bir araştırma, Antarktika’daki buzulların yüzde 40’ının yalnızca 25 yıl gibi kısa bir süre içerisinde eridiğini gösteriyor.
- Araştırmaya göre buzulların erimesiyle birlikte okyanuslara 7,5 trilyon ton su döküldü. Bu orantısız su akışı, okyanus dengesinin bozulmasına sebep oluyor.
Benzinli araçlar, karbon salınımı yüksek dev fabrikalar, kontrol edilemeyen yangınlar, her evde gerekli gereksiz çalışan klimalar ve daha birçok etken yüzünden son dönemde küresel ısınma hızla arttı. Dünya’nın ortalama sıcaklığı orantısız şekilde yükselirken buzullar da bu durumdan bir hayli etkilendi.
Küresel ısınma, yıllar içerisinde buzul denilen dev buz kütlelerinin erimesine sebep oldu. Eriyen buzullar, özellikle kıyı bölgelerinde su baskını gibi zorluklara sebep olarak insan yaşamını zorlaştırıyor. Ayrıca buzulların erimesi, Dünya’nın tatlı su kaynağının doğrudan okyanusa dökülmesi anlamına geliyor. Yani küresel ısınmanın sonraki seviyeleri, şimdikinden çok daha tehlikeli olacak.
Leeds Üniversitesindeki bir araştırma ekibi, Antarktika’nın buz katmanları üzerinde yeni bir çalışma yürüttü. Araştırmacılar, Antarktika’yı çevreleyen 162 buz tabakasından 71 tanesinin hacminin son 25 yılda (1997-2021) yüzde 40 oranında azaldığını gösteriyor. Bu oran, okyanuslara net 7,5 trilyon ton erimiş su dökülmesi anlamına geliyor.
Araştırma sonucunda Antarktika’nın batı tarafındaki buz raflarının neredeyse tamamının boyutunda bir azalma yaşandığını ortaya çıkardı. Buna karşılık, doğu tarafındaki buz raflarının çoğu ya sabit kaldı ya da hacim olarak genişledi.
Araştırmacılar, son 25 yılda 67 trilyon ton buzun eriyerek okyanus sularına karıştığını, buz raflarına ise 59 trilyon ton buzun eklendiğini söylüyor. Dolayısıyla yukarıda da belirtiğimiz gibi net kayıp 7,5 trilyon ton gibi devasa bir buzul kaybı.
25 yıllık süreçte eriyen buzulların 66,9 trilyon tonunun Güney Okyanusu’na girdiği tespit edildi. Tonlarca suyun kontrolsüzce okyanusa dökülmesi ise okyanus sistemini zayıflatarak ekolojik dengenin bozulmasına sebep oluyor.
Yıllardan beridir tüm insanlık olarak küresel ısınmanın nasıl felaketlere yol açabileceğini çok iyi biliyoruz. Buna karşı alabileceğimiz önlemleri de biliyoruz aynı şekilde. Ne var ki ne ülkemizde ne de dünya genelinde hâlâ bu korkunç sonu ertelemek için kayda değer bir çalışma yapılmıyor.
Umuyoruz ki bir gün tüm insanlık olarak küresel ısınmanın ne kadar ölümcül olabileceğinin bilincine varırız.
Derleyen: Ömer Kağan Selen