- Cüce gezegen Ceres’in yüzeyini delen asteroitlerin, gezendeki organik moleküller rezervini etkilediği düşünülüyor.
- Ceres’te bulunan ve alifalik moleküller olarak bilinen organik bileşiklerin, asteroitler tarafından mı taşındığı yoksa kendiliğinden mi oluştuğu sorusu araştırılmaya devam ediyor.
- Bu organik bileşen sahasının, uzaylı yaşamını sağlayan bir habitat olduğu iddiaları üzerine araştırmalar sürüyor.
Ceres’te ilk olarak 2017 de NASA’nın Dawn aracı tarafından toplanılan verilerin incelenmesi sonucu keşfedilen alifalik moleküller, 32 mil genişliğindeki bir asteroit kraterinin yakınlarında tespit edilmişti. O zamandan beri devam eden kimi araştırmalar, bu organik moleküllerin oraya asteroitler tarafından dışarıdan taşındığını gösterse de bazı araştırmalar da bunların Ceres’te kendiliğinden oluştuğu sonucunu veriyor.
İspanya’daki Endülüs Astrofizik Enstitüsünde astrofizikçi ve bu yeni araştırmanın yazarlarından biri olan Juan Rizos, bu organiklerin ilk tespit edilenden daha yaygın olabileceğini belirtti. Bunu belirlemek için Rizos ve meslektaşları, NASA’nın Kaliforniya’daki Ames Dikey Atış Poligonunda Ceres’e benzer bir asteroit çarpmasının koşullarını simüle eden bir dizi deney gerçekleştirdi. Ayrıca Dawn’daki kamera ve görüntüleme spektrometresinden gelen verileri birleştiren ekip, Ceres’teki organik açıdan zengin alanları daha önce yapılandan ayrıntılı bir şekilde haritalamayı başardı.
Bütün bu çalışmalar sonucunda Rizos, organiklerin kökenini tam olarak tespit edememiş olsalar da bunların Ceres’te ve muhtemelen su kaynağında oluştuğuna dair iyi kanıtlara sahip olduklarını belirtiyor. Ayrıca Ceres’in içinde büyük bir iç organik rezervuarının bulunma ihtimalinin olduğunu söylerken bu sonucun Ceres’in astrobiyolojik potansiyelini artırdığına inandığını da sözlerine ekliyor.
Araştırmacılara göre bu alifalik moleküllerin kökleri, çok daha eskilere dayanıyor. Ancak asteroit etkilerinin, milyarlarca yıl boyunca bu organiklerin bolluğunu ve varlığını etkilediği düşünülüyor. 2023-2032 yılları arasındaki on yıllık hedef, Ceres’teki birkaç on yıl sonrasında gerçekleşebilecek örnek bir geri getirme görevinin tamamlanması olarak belirlendi.
Bütün bu çalışmalar devam ederken NASA’nın Lucy adlı başka bir sondası, “Truva uzay kayaları” olarak adlandırılan 10 Truva Atlı asteroiti yakında keşfedecek. Erken Güneş sisteminden gelen materyallere ev sahipliği yapan ve Güneş sistemimizin hatta Dünya’nın oluşumuna dair ipuçları taşıdığı düşünülen bu taşlar hakkında Rizos, “Truva asteroitleri, Ceres’ten çok farklı çarpışma geçmişlerine sahip olduğu için ve bileşimsel olarak farklı iki Truva asteroiti türü olduğu için muhtemelen farklılıklar bulacağız.” dedi. Lucy görevinden elde edilen verilerin Dawn tarafından toplananlarla karşılaştırılması sonucu, bu organik moleküllerin dış Güneş sistemi boyunca nasıl serpildiğinin daha iyi anlaşılması planlanıyor.
Bu araştırma, 17 Ekim Salı günü Amerika Jeoloji Derneği’nin GSA Connects 2023 toplantısında sunuldu.
Derleyen: Fatma Ebrar Tuncel