- CES 2024 fuarında Ford, General Motors, Toyota ve Stellantis’in yer almamasıyla fuar, kara yolu elektrikli araç alanında durgun geçse de uçan arabalar konusunda hareketliliği ile dikkat çekti.
- Fuarda Supernal, Xpeng ve Pivotal şirketleri uçan araçlarını ilerleyen yıllarda piyasaya süreceklerini duyurarak sergiledi.
- Araçların iç ve dış özellikleriyle birlikte tasarımları da ilgi odağı olurken şirket, 2028 yılına kadar kentsel hava hareketliliği pazarına tam olarak girmeyeceğini belirtti.
CES 2024 fuarında Ford, General Motors, Toyota ve Stellantis’in yer almamasıyla fuar kara yolu elektrikli araç alanında durgun geçerken 2024 yılı, şirketlerin uçan arabaları hayata geçirmek için ellerinden geleni yaptıkları bir yıl olacak gibi görünüyor. Süper hızlı kentsel hareketlilik için eVTOL olarak adlandırılan elektrikli dikey kalkış ve iniş araçları, sadece birkaç yılda hayata geçecek gibi duruyor. Hyundai’nin hava hareketliliği bölümü olan Supernal, görünüşe göre bu yeni ulaşım şeklini gerçeğe dönüştürmek için kolları sıvamış gibi görünüyor.
Supernal’in eVTOL aracı S-A2, güvenli, verimli ve uygun fiyatlı günlük hava yolculuğu sunmak üzere tasarlanmış, tamamen elektrikli ve pilot artı dört yolcu kapasiteli bir araç. Supernal’in CES 2020’deki ilk konsepti olan S-A1’i temel alan bu yeni S-A2’sinin, 1.500 fitte 120 mil/saate varan hızlarda seyretmesi ve dört yolcuyu tek seferde 25 ila 40 millik mesafelere hızlı bir şekilde taşıması amaçlanıyor. Araçta bulunan sekiz adet eğilebilir rotor motoru araca dikey uçuş kabiliyeti sağlıyor. Kalkışta öndeki dört rotor yukarıya, arkadaki dört rotor ise aşağıya bakıyor. Daha sonra normal uçuş için hepsi yatay şekle geliyor. Araç, dikey kalkış ve iniş aşamalarında 65 dB ve yatay seyir sırasında 45 dB.
Bütün bu özelliklerle birlikte esas önemli nokta, Supernal’in hizmete girdiğinde S-A2’nin bir bulaşık makinesi kadar sessiz çalışacağına dair verdiği söz. Araç, dikey kalkış ve iniş aşamalarında 65 dB ve yatay seyir sırasında 45 dB. ASyrıca SA-2’nin tasarımı da dikkat çekici. Hyundai Motor Group’un başkanı, baş tasarım sorumlusu ve baş kreatif sorumlusu Luc Donckerwolke, aracın iç mekânını gezdirdi. Tur sırasında Donckerwolke, gövde üzerindeki camların yerleştirilmesinde böceklerin model alındığını açıkladı.
Donckerwolke, “Camın DLO-gün ışığı açıklığı tasarımı mümkün olduğunca fazla görüşe izin vermeye çalışıyor. Bir uçakta uçarken ileriye bakarsınız, bir helikopter veya VTOL ile uçarken ise nereye indiğinizi görmek için aşağıya bakarsınız. Bu durum, hem yolcular hem de pilotlar için aynı.” diyerek cam tasarımıyla ilgili açıklama yaptı. Donckerwolke ve ekibi görüş açısı rahatlığı için tepe cam tasarımında arılardan ilham alan bir çözüm buldu. Tasarımcılar, SA-2’nin pencere yerleşimini ve tasarımını arıların kafalarına dayandırdı. Üretken tasarım, mümkün olduğunca az metal kullanıldığından emin olmak amacıyla aynı zamanda koltuk çerçevelerini oluşturmak için de kullanıldı. Böylece ağırlık azaltıldı ve koltuklara dikey kalkış ve inişten kaynaklanan kuvvetleri dağıtmak için enerji emici özellikler kazandırıldı.
Kabinin arkasında, gövdenin arka kısmına konumlandırılmış sekiz ayrı batarya ünitesi yer alıyor. Bu üniteler, güvenlik için ayrılmış durumda. Böylece bir batarya ünitesinin çalışmayı durdurması durumunda diğerleri, araca güç vermeye devam edebiliyor. Supernal, SA-2 için ticari havacılık güvenlik seviyelerine ulaşmak istiyor. Yani diğer şartların yanı sıra arıza durumunda uçağın sadece güç aktarma organlarında değil, aynı zamanda uçuş kontrollerinde ve aviyoniklerinde de yedek bileşenler bulunacak. Görünüşe göre SA-2’nin uçabilmesi için sekiz pervanenin de çalışması gerekmiyor.
Donckerwolke, daha sonra SA-2’nin ışık imzası üzerinde çalışmak istiyor. Donckerwolke’un otomobil tasarımında bir geçmişi var ve insanların Supernal eVTOL’u havada ışık imzasıyla tanımasını istiyor. Kısa mesafeli elektrikli havacılık için önemli istatistikler olan batarya kapasitesi veya şarj oranları hakkında henüz hiçbir ayrıntı ise mevcut değil. Hyundai Motor Group başkanı ve Supernal CEO’su Jaiwon Shin, Supernal’in yüksek voltajlı hızlı şarj sistemini tercih edebileceğini belirtti. Böyle bir sistemin her uçuş arasında şarj edilmesi gerekmiyor yalnızca dört ya da beş uçuştan sonra hatta bir gecede şarj edilmesi yeterli olacak. Shin CES’te yaptığı basın açıklamasında, “Supernal, başından beri doğru zamanda doğru ürünü ve doğru pazarı yaratma misyonunu üstlendi. Supernal, yeni bir uçuş çağı sunmaya hazır.” dedi. Son olarak SA-2’nin test uçuşlarının bu yılın sonunda gerçekleşmesi beklense de şirket, 2028 yılına kadar kentsel hava hareketliliği pazarına tam olarak girmeyeceğini belirtiyor.
Tek şirket Supernal değil
Supernal, bu yıl CES’te uçan araba versiyonlarını sergileyen tek şirket olmadı. Xpeng’in AeroHT bölümü, bu yılın sonunda ön siparişe sunulacak modüler bir uçan araba olan ve “kara uçak gemisi” olarak adlandırılan aracını gösterime sundu. Aracın iki parçalı tasarımı, kullanıcının kara ve hava modları arasında geçiş yapmasını sağlıyor. Xpeng’in üç akslı ve altı tekerlekli hibrit yer modülü, dört tekerlekten çekişe, arkadan direksiyona ve dört ya da beş yolcu için alana sahip. Elektrikli güç aktarma organları, görünüşe göre gücü hava modülüne geri aktarabilecek ve ona “çoklu şarj” sağlayabilecek. Bu hava modülü, hem manuel hem de otomatik sürüş modlarına sahip iki kişilik, tamamen elektrikli bir VTOL.
Pivotal ise şirketin Federal Havacılık İdaresinden pilot sertifikası gerektirmediğini söylediği tek koltuklu, tamamen elektrikli kişisel hava aracı için ABD’de 190.000 dolar başlangıç fiyatına sahip olan yeni Helix’i de sergiledi. Aracın sevkiyatları, haziran ayında başlayacak. Taşınabilir makine (16 metrelik bir römorka sığıyor) 30 dakika içinde yerden gökyüzüne çıkabiliyor. Menzili, 75 dakikada %20’den %100’e maksimum şarj olabilen 8 kilovat/saatlik batarya ile 20 mil. Seyir hızı ise 63 mph. Uçuş sırasında beklenmedik bir şey olması durumunda Helix, sekiz sabit rotorundan biri olmadan da idare edebilir. Ayrıca araçta bir balistik paraşüt de var.
Derleyen: Fatma Ebrar Tuncel