- Lidar teknolojisi ile Amazon yağmur ormanlarında saklı antik uygarlık ortaya çıkarıldı.
- 2.500 yıllık bu yapı, Güney Amerika’nın yoğun yağmur ormanlarında şimdiye kadar kaydedilmiş en eski ve en büyük tarımsal uygarlık örneği.
- Çalışmanın yazarları, yapılan keşfin Amazonya’nın hem çevresel hem de kültürel ve dolayısıyla yerli mirasının yıllardır hafife alındığını belirtti.
Arkeologlar Amazon yağmur ormanlarında saklı antik bir uygarlığı görüntülemek için lazer kullandı. Lazerler, Amazon’un ormanlarında gizlenmiş İspanyol öncesi yapılardan ve yollardan oluşan karmaşık bir ağı ortaya çıkardı. 2.500 yıllık bu yapı, Güney Amerika’nın yoğun yağmur ormanlarında şimdiye kadar kaydedilmiş en eski ve en büyük tarımsal uygarlık örneği.
Arkeologlar, doğu And Dağlarında yer alan Upano Vadisini onlarca yıldır inceliyorlardı. 11 Ocak Perşembe günü Science dergisinde yayımlanan bir araştırmaya ile Ekvador arazisi havadan lidar (ışık algılama ve menzil belirleme) ile taranmaya başlanana kadar buradaki medeniyetin aslında ne kadar gelişmiş olduğu fark edilmedi. Lidar teknolojisiyle bitki örtüsünün altında gizlenmiş yapıları ortaya çıkarmak için binlerce kızılötesi lazer sinyali tekrar tekrar araziye yansıtıldı.
Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezinde (CNRS) arkeolog ve araştırma direktörü olan çalışmanın baş yazarı Stéphen Rostain, Live Science’a verdiği röportajda “Bölgeyi birçok kez dolaştım ancak lidar bana arazinin başka bir görünümünü verdi. Yaya olarak ilerlerken önünüze ağaçlar çıkıyor ve orada gerçekte neyin saklı olduğunu görmek zor oluyor.” dedi.
Arkeolojik kazılar, yaklaşık 600 kilometrekare bir alanı kaplayan yerleşimin M.Ö. 500’lerden M.S. 300 ile 600 yılları arasına kadar kullanıldığını gösteriyor. Araştırmacılar, bir zamanlar vadiyi işgal eden iki İspanyol öncesi yerleşik tarım toplumu Kilamope ve Upano kültürlerinin üyeleri tarafından inşa edilen geniş alanın yarısını değerlendirmek için lidar kullandı. Araştırmaya göre bir duraklamadan sonra yerleşimlerin bir kısmı Huapula medeniyeti tarafından işgal edildi.
Lidar görüntüleri, alanın 6.000’den fazla dikdörtgen toprak platform, plaza yapısı ve tepecik içerdiğini ve bunların düz yollar ve patikalardan oluşan geniş bir şebeke ile birbirine bağlandığını gösterdi. Rostain bu yapı hakkında bilgi verdi: “Sokaklar yalnızca alanın içinden geçmekle kalmıyor, aynı zamanda alanın dışına da açılıyordu. Bu yolların hepsi birlikte işliyordu ve topluluğu birbirine bağlamak için kullanılıyordu.”
Yapılan açıklamaya göre araştırmacılar ayrıca büyüklükleri ve yapıları bakımından çeşitlilik gösteren yaklaşık 15 farklı yerleşim alanı keşfetti. Bu yerleşimlerden bazılarının 150 metre uzunluğunda ve 8 metre yüksekliğinde höyüklere sahip olduğunu belirten Rostain, hem yapıların çeşitliliği hem de büyüklüğü açısından bu alanın ne kadar etkileyici olduğunu sözlerine ekledi.
Keşfedilen alan, büyüklüğü ve karmaşıklığı bakımından Orta Amerika’daki benzer Maya kentsel sistemlerine benziyor. Çalışmanın yazarları makalelerinde: “Böyle bir keşif, Amazonya’nın hem çevresel hem de kültürel ve dolayısıyla yerli olmak üzere iki yönlü mirasının hafife alınmasının bir başka canlı örneğidir. Amazon dünyasına ilişkin ön yargılarımızı baştan sona gözden geçirmek gerekiyor. Bunu yaparken bağlamları ve kavramları kapsayıcı ve katılımcı bir bilimin ışığında yeniden yorumlamanın çok önemli olduğuna inanıyoruz.” şeklinde yazdı.
Derleyen: Esin Özcan