- SOFIA kızılötesi teleskopundan elde edilen verilerin kullanıldığı yeni bir çalışmada, uzmanlar Iris ve Massalia asteroitlerinde su keşfetti.
- Güneybatı Araştırma Enstitüsünden ve makalenin Başyazarı Dr. Anicia Arredondo, spektral çizgilerin gücüne dayanarak asteroitlerdeki suyun hacminin ve yaygınlığının Ay’da bulunanla tutarlı olduğunu doğruladı.
- Suyun Güneş Sistemindeki dağılımını tam olarak anlamak için daha fazla analiz yapılması gerekiyor ancak çalışmanın ardından ekip şimdi daha fazla bilgi edinmek için daha kaliteli optiklere ve çok daha iyi bir sinyal-gürültü oranına sahip olan James Webb Uzay Teleskobu’nu kullanacak.
Güneş Sistemimiz aslında gezegenlerden uydulara kuyruklu yıldızlardan asteroitlere kadar uzanan bir nesneler topluluğunun oluşumu olduğu düşünülüyor. Bunula birlikte Güneş’in etrafında dönmekte olan 1 milyondan fazla asteroit olduğu ve bu asteroitlerin üzerinde bulunan suyun uzun zaman önce buharlaşmış olması gerektiği de düşünülüyor. SOFIA kızılötesi teleskopundan elde edilen verilerin kullanıldığı yeni bir çalışmada uzmanlar, Iris ve Massalia asteroitlerinde su keşfetti. Bir milyon kadar asteroit arasında Iris 199 km çapıyla diğer asteroitlerin yaklaşık %99’una oranla daha büyük bir yapıda. Bu astroitler, Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında Güneş’in yörüngesine ortalama 2,39 astronomik birim uzaklıkta dönüyor ve bir yörüngeyi tamamlamalarık 3,7 yıl sürüyor. Massalia, 135 km genişliğindeki Iris ile karşılaştırılabilir büyüklükte olmakla birlikte Iris’inkine benzer bir yörüngeyi paylaşıyor. Güneş Sistemindeki asteroitler bileşim ve yapı bakımından birbirlerinden biraz farklılık gösteriyor. Güneş’e yaklaştıkça buz içermeyen silikat asteroitler ağırlıkta görülüyor ancak daha uzak mesafelerde buz içerikli asteroitlerin daha yaygın olduğu biliniyor.
Asteroitlerin dağılımını keşfetmek, gezegenler ve asteroitler oluşmadan önce güneş bulutsusundaki elementlerin bileşimini ve transferini anlamaya yardımcı oluyor. Suyun kendi sistemimizdeki dağılımını da anlayabilirsek dış gezegen sistemlerindeki yaygınlığını ve dünya dışı yaşam olasılığını anlamamıza yardımcı olabilir. 2022’de kullanımdan kaldırılan Kızılötesi Astronomi için kullanılan Stratosferik Gözlemevi “SOFIA” tarafından yakalanan veriler, Iris ve Massalia asteroitlerinde su olduğunu ortaya çıkardı. SOFIA bu tür bir keşfi ilk kez yapmıyor. Ekim 2020’de SOFIA Ay’da su tespit etmişti. SOFİA, Zayıf Nesne Kızılötesi Kamerasını (FORCAST) kullanarak yüzeyde bir metreküp toprakta yaklaşık 350 mililitre suya eş değer su moleküllerinin izini tespit etti.
Güneybatı Araştırma Enstitüsünden ve makalenin Başyazarı Dr. Anicia Arredondo, spektral çizgilerin gücüne dayanarak asteroitlerdeki suyun hacminin ve yaygınlığının Ay’da bulunanla tutarlı olduğunu doğruladı. Burada da su kilitlenmiş, minerallere bağlanmış ve silikatlar tarafından emilmiş bir durumdaydı. Daha sönük durumda olan iki asteroitten, Parthenope ve Melpomene’den gelen veriler de analiz edildi ancak kesin bir sonuç elde etmek için incelenmesi gereken çok fazla etmen var. Görünen o ki FORCAST eğer gerçekten mevcutsa bu asteroitlerdeki suyun spektral özelliğini tanımlayabilmek için gerekli hassasiyetten yoksun olduğu anlamına geliyor. Suyun Güneş Sistemindeki dağılımını tam olarak anlamak için daha fazla analiz yapılması gerekiyor. Çalışmanın ardından ekip şimdi daha fazla bilgi edinmek için daha kaliteli optiklere ve çok daha iyi bir sinyal-gürültü oranına sahip olan James Webb Uzay Teleskobu’nu kullanacak.
Derleyen: Burçin Bağatur