- Yapay zeka ilerledikçe siyasi propaganda kullanımı da artıyor. Bu da yanlış bilginin hızla yayılması sorununu beraberinde getiriyor.
- Robotların insanların yerine geçip geçmeyeceği hâlâ bir tartışma konusuyken Belarus’ta muhalefet tarafından geliştirilen bir chatbot, parlamento aday listelerinde yer aldı.
- Yapay zeka tarafından oluşturulan figürlerin bu şekilde kullanılması etik olarak inceleniyor ve bunun demokrasi olup olmadığı gibi bazı sorular gündeme geliyor.
Yapay zeka, tarihi ve güncel figürlerin görüşlerini doğru veya yanlış temsil etmek için giderek daha fazla kullanılıyor. Başkan Biden’ın sesinin klonlanarak New Hampshire seçmenlerine yönelik bir robocall’da kullanılması, bunun yakın tarihli bir örneği. Bunu bir adım daha ileri götürmek, yapay zeka tarafından yaratılan bir kişiliğin sembolik olarak aday gösterilmesi anlamına geliyor. Bu, çok uçuk görünebilir ancak böyle bir siyasi aktör yaratacak teknoloji zaten mevcut.
Etkileşimli ve sürükleyici öğrenme deneyimleri sağlayan teknolojiler, tarihi figürleri ve kavramları hayata geçiriyor. Bilinçli bir şekilde kullanıldığında bunlar yalnızca geçmişin gizemini çözmekle kalmaz aynı zamanda daha bilgili ve ilgili bir vatandaşlığa ilham verebilir.
Günümüzde insanlar “Hello History” ya da “Text with History” gibi uygulamalarla çeşitli figürlerle etkileşime geçebiliyor. Bu uygulamalar, insanların tarihi olayları daha iyi anlamalarına veya en sevdiğiniz tarihi karakterlerle sohbet ederek eğlenmenize yardımcı olduğunu iddia ediyor.
Deepfake’lerin endişe verici yükselişi
Elbette bu teknolojiler, hem tarihi hem de güncel kamusal figürleri başka niyetlerle ve etik kaygılara yol açacak şekilde klonlamak için de kullanılabilir. Biden klon örneğinde olduğu gibi giderek çoğalan ve gerçeği sahteden, doğruyu yanlıştan ayırmayı zorlaştıran deepfake’ler üretiliyor. Bu teknolojilerin meşru eğitim ve eğlence kullanımları olsa da giderek daha az iyimser amaçlar için kullanıldığı aşikâr. Kamuoyunu manipüle etmek ve potansiyel olarak seçimleri değiştirmek için bilinen figürleri taklit eden yapay zeka tarafından üretilen sahte görüntülerin potansiyeli hakkında endişeler söz konusu.
Bu ay yapay zekanın bu tür amaçlar için kullanıldığına dair bazı haberler çıktı. Pakistan’ın eski başbakanı İmran Han, sesini klonlamak için yapay zeka ile oluşturulan konuşmalar aracılığıyla hapishaneden etkili bir şekilde kampanya yürüttü. Bu, işe yaradı ve Khan’ın partisi son seçimlerde şaşırtıcı derecede iyi bir performans gösterdi.
2018’de ölen Hindistanlı siyasetçi M. Karunanidhi, son altı ay içinde üç kez kamuya açık etkinliklerde yapay zeka aracılığıyla “kendini gösterdi”.
Endonezya’da bir siyasi parti, 2008 yılında vefat eden eski başkan Suharto’nun yapay zeka tarafından oluşturulan sahte bir videosunu hazırladı. Videoda sahte Suharto, insanları ordu destekli rejiminin bir parçası olan eski bir ordu generaline oy vermeye teşvik etti. CNN’in bildirdiğine göre seçimden sadece haftalar önce yayımlanan bu video, seçmenleri etkilemeyi amaçlıyordu. Öyle de oldu, video 5 milyon kez izlendi. Eski general, seçimleri kazanmaya devam etti.
Yapay zeka figürleri, siyasi figürlere dönüşebilir mi?
Kısaca cevap vermek gerekirse evet. Geçtiğimiz günlerde Belarus’ta gerçekleşen seçimlerde muhalefet, yapay zeka tarafından oluşturulan bir figürü destekledi. Kendisini Minsk’ten 35 yaşında biri olarak tanımlayan yapay zeka sohbet robotu olan Yas Gaspadar, bu ayın başlarında Belarus muhalefeti tarafından kamuoyuna tanıtıldı.
Botun yaratıcıları, bir basın açıklamasında “İlk kez bir yapay zeka adayının adı parlamento aday listelerinde yer aldı.” diye yazdı. Belarus muhalefet lideri Sviatlana Tsikhanouskaya X’te “Açıkçası, rejimin sunduğu herhangi bir adaydan daha gerçek. En iyi kısmı ise o tutuklanamaz!” şeklinde bir açıklama yaptı.
Yapay zekanın bu kadar hızlı gelişerek kontrolü insanların elinden alması, uzak bir gelecekte görülse veya bir hayal olarak algılansa da aslında çok yakınımızda. Chatbotlar, mevcut siyasi seçeneklerden duyulan memnuniyetsizlik, reform arzusu, fütüristik yönetişim kavramlarının keşfi gibi konuları vurgulayabilir. Ayrıca teknolojinin toplumdaki rolü, demokrasinin doğası ve insanların yapay zeka ile nasıl etkileşime girmesi gerektiği hakkında tartışmalar başlatabilir.
Bu olasılık, kuşkusuz bazı etik tartışmaları da beraberinde getirecek. Örneğin, dijital bir kişiliğin “aday” olarak yazılması, kötü bir şey mi olur yoksa destek toplarsa bu, adayın belirli politikaları ve özellikleri teşvik edebileceği tasarımcı demokrasisi mi olur? Potansiyel olarak federal düzeyde daha da yüksek bir makam için öne sürülen bir dijital kişilik hayal edin. Robotik devrim, politikacılar için geldiğinde makinelerin dürüstlük için eğitildiğini umabiliriz.
Derleyen: Esin Özcan