- Kanser tedavisinde kullanılan önemli yöntemlerden immunoterapi ilaçlarının üretimi yer çekimi olan bir ortamda oldukça zordur.
- Bu problemi aşmak için harekete geçen BioOrbit şirketi, uzayda ilaç üretimi için çalışıyor.
- Yüksek maliyetler gibi birçok sorunla karşı karşıya olan BioOrbit’in bir planı da uzayda ilaç üretim tesisi kurmak.
En riskli rahatsızlıklardan biri olan kanserin tedavisinde kullanılan tedavi yöntemlerinden biri de immunoterapidir. İmmünoterapinin hedefi bağışıklık sistemini yeniden organize ederek vücudun kendi kendine kanseri yenmesini sağlamaktır.
Dünya üzerinde kanser ilacı üretmek imkânsız
İmmünoterapi, kanser tedavisinde umut verici bir yöntem olmasına rağmen ilaçların enjekte edilebilir hale getirilmesiyle ilgili birçok zorlukla karşılaşılmaktadır. İlaçların cilt altına enjekte edilebilmesi için yüksek konsantrasyonlarda olmaları gerekmektedir ancak bu durum ilaçların kalın bir formda olmasına neden olur.
İlaçların enjekte edilmesindeki bu problemi çözmenin bir yolu var: İlacın içeriğindeki proteini kristalleştirmek. Ancak bu, yerçekiminin olduğu bir ortamda neredeyse imkânsızdır. Bu sebepten bilim insanları, uzayın kanser ilaçları üretimi için ideal olduğunu düşünüyor.
İlaçların uzayda üretilmesi devrim yaratabilir
BioOrbit adlı şirket, uzayda ilaç üretimini genişleterek ticarileştirmeyi hedefliyor. Şirketin kurucusu Katie King, uzayda yapılan araştırmaların insanlığa büyük faydalar sağlayabileceğine ve immünoterapi ilaçlarının yerçekimsiz ortamda kristalleştirilmesinin kanser tedavisinde devrim yaratabileceğine inanıyor.
Tabii ki BioOrbit’in karşısında birçok engel bulunmakta. Uzayda tedavi geliştirmek için maliyetler epey yüksek seviyelerde. Bununla birlikte, şirketin uzayda ilaç üretimi konusundaki çabaları, bilimsel araştırmalar ve üretim için kalıcı bir tesis kurma hedefine doğru ilerliyor.
Uzayda ilaç üretimi, gelecekte kanser tedavisi ve diğer tıbbi araştırmalar için önemli bir potansiyele sahip. Gerekli maddi destekler sağlandığı takdirde şirketin bu alanda ilerleyeceği aşikâr.
Derleyen: Ömer Kağan Selen