- Araştırmacılar, sürdürülebilir balıkçılığı teşvik edecek yeni bir yol haritası çiziyor.
- Yapılan araştırma ile birlikte balıkların hareketlerini detaylı olarak balıkçılara öğreterek yanlış avlanmanın önüne geçilmesi amaçlanıyor.
- Araştırma sonucu elde edilen bilgiler sadece balıkların değil herhangi bir türün genetik çeşitliliğini izlemek için de kullanılabilir.
Texas A&M Veterinerlik ve Biyomedikal Bilimler Fakültesindeki (VMBS) araştırmacılar, küresel balıkçılık endüstrisinin daha sürdürülebilir hale gelmesine yardımcı olacak bir yol haritası çizdi. Beş adımdan oluşan plan, balıkçılık endüstrisinin aşırı avlanmayı önlemek için popülasyon genomiğini (bir türün DNA’sının büyük ölçekli karşılaştırmaları) nasıl kullanabileceğini özetliyor. Yakın zamanda Annual Review of Animal Biosciences dergisinde yayımlanan yol haritası, sadece balıkların değil herhangi bir türün genetik çeşitliliğini izlemek için de kullanılabilir.
VMBS’nin Veteriner Entegratif Biyobilimler Bölümünden Dr. Leif Andersson, “Balıkçılık gıda güvenliğimizin çok önemli bir bileşenidir. Deniz besin zinciri de birbirine çok bağlıdır, bu nedenle bir balık türünün az sayıda olması diğer birçok tür için zararlı olabilir. Ne yazık ki, dünyadaki balık popülasyonlarının üçte birinden fazlası aşırı avlanma ve küresel ısınma gibi faktörler nedeniyle azalıyor. Yol haritamız balıkçılık endüstrisinin balık popülasyonlarını daha yakından takip etmesine yardımcı olabilir. Böylece onları avlamayı ne zaman bırakacağımızı ve sayılarını geri kazanmak için ne zaman koruma yardımına ihtiyaç duyabileceklerini bilebiliriz.” dedi.
Popülasyon genomiklerinin kullanılması, balıkçıların balıkların nerede yumurtladıkları ve popülasyonun yılın farklı zamanlarında nereye hareket ettiği gibi bilgilerin ayrıntılarını tam olarak bilmelerini sağlayacaktır. Andersson, “Aynı balığın farklı popülasyonları önemli farklılıklara sahip olabilir. Örneğin, Atlantik ringa balığı gibi bol miktarda bulunan bir türde bile birçok alt popülasyonumuz var. Bir tür ringa balığı daha sıcak sularda yaşamaya adapte olmuşken bir diğeri daha soğuk sularda yaşamaya adapte olmuş olabilir. Bir popülasyonu tüketirseniz o belirli tür, geri gelmeyebilir ve bunun insanlar, diğer hayvanlar ve çevre için sonuçları olabilir.” dedi.
Ancak yol haritasındaki teknikler balıkçılara özgü değil. Genetik çeşitliliği izlemek isteyen tüm bilim insanları tarafından kullanılabilirler. Andersson, “Çok sayıda kurt popülasyonunun, hatta yerel arıların bulunduğu bir bölgeyi yönetiyorsanız ve kaç tür olduğunu bilmek istiyorsanız, aynı yol haritasını kullanabilirsiniz. Bu herkes için faydalı.” ifadelerini kullandı.
Balık stoklarının izlenmesine yönelik yeni yaklaşım, türlerin genomunun dizilenmesiyle başlıyor ve DNA’nın işlevleri hakkında bilgi sağlıyor. Andersson’un öncülük ettiği bu ilk adım, kapsamlı referans genomları elde etmek için ilerleyen teknolojiden yararlanarak genetik araştırmalarında çok önemli bir noktaya işaret ediyor. Bir kez oluşturulduktan sonra, bilim insanları örneklenen balıkların DNA’sını referans genomla karşılaştırarak bölgesel popülasyonları ayırt edebilir, yumurtlama yerlerini ve genetik farklılıkları belirleyebilir. Araştırmacılar, genetik varyasyon sıklığını değerlendirerek etkili yönetim planları için çok önemli olan farklı popülasyonları belirleyebilirler. Ayrıca belirli genetik belirteçlerin kullanılması yıl boyunca stok konumlarının ayrıntılı bir şekilde haritalanmasını sağlayarak koruma ve sürdürülebilir yönetim için özel stratejileri kolaylaştırır.
Avrupa’daki balıkçılık yetkilileri, hayati öneme sahip balık popülasyonlarını izlemek için Andersson’un yönetim yol haritasını benimsiyor. Veriler merkezileştirilmeyecek olsa da Andersson, küresel olarak en iyi uygulamaları oluşturmak için endüstrinin daha geniş çapta benimsemesini teşvik ediyor. Andersson, biyoçeşitliliğin anlaşılması ve korunmasında popülasyon genomiğinin evrensel değerini vurgulayarak sadece balıklara değil dünya çapındaki çeşitli türlere de fayda sağlayacağını belirtiyor.
Derleyen: Esin Özcan