- Yapay zeka destekli konuşmalar komplo teorilerine olan inancı %20 oranında azaltabilir. Araştırmacılar, yapay zekanın katılımcıların komplo iddialarına özel, gerçeklere dayalı çürütmeler sağladığını ve inançlarında kalıcı bir değişikliğe yol açtığını buldular.
- Dört vakadan birinde katılımcılar komployu tamamen reddetti. Çalışma, yapay zekanın insanlarla doğrudan ve kişisel olarak etkileşime girerek yanlış bilgilerle mücadele etme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.
Amerikan Üniversitesi tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan Yapay Zeka ve Komplo Teorileri araştırmasının sonuçları özetle şu şekilde:
- Yapay zeka, kısa konuşmaların ardından komplo inançlarını %20 oranında azalttı.
- Her dört katılımcıdan biri inandığı komplo teorisini tamamen reddetti
- Bu etki YZ görüşmesinden sonra iki ay boyunca devam etti.
Tavşan Deliğinden Çıkmak Mümkün mü?
Komplo teorisyenleri söz konusu olduğunda “Komplo teorilerinin tavşan deliğinden o kadar aşağıya düştüler ki bir daha çıkmamak üzere kayboldular” düşüncesi yaygın. Genel kabul gören bu düşünce artık çöküyor.
Amerikan Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ve Cornell Üniversitesi’nden araştırmacılardan oluşan bir ekip, çığır açan bir araştırmada, komplo teorisyenlerinin yapay zeka ile yaptıkları kısa konuşmalardan sonra görüşlerini değiştirdiklerini gösteriyor.
COVID-19 salgını ve başta 2020 ABD başkanlık seçimlerine ve dünya genelindeki bir çok seçime hile karıştırılması da dahil olmak üzere en köklü komplolardan bazılarına inanan çalışma katılımcıları, konuşmaların ardından komplo inancında büyük ve kalıcı azalmalar gösterdi.
Siyasetteki kutuplaşmanın körüklediği, yanlış bilgilendirme ve sosyal medyanın beslediği komplo teorileri, kamuoyunu yakından ilgilendiren önemli bir konu. Genellikle teorisyenler ile arkadaşları ve aile üyeleri arasında bir kama görevi görürler.
Komplo Teorilerinin Merkezi ABD
ABD, Komplo teorileri konusunda yıllardır dünyaya açık ara liderlik yapıyor. Öyle ki Kuzey Korelilerin bile bu kadar geniş hayal gücüne sahip olmadıkları söyleniyor.
YouGov’un geçtiğimiz Aralık ayında yaptığı anket sonuçları, Amerikalıların büyük bir kısmının çeşitli komplocu yalanlara inandığını gösteriyor.
Amerikan Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan ve Science dergisinde yayınlanan yeni çalışmanın başyazarı Thomas Costello, psikoloji alanında, bulguların meydan okuduğu yaygın görüşün, komplo teorisyenlerinin inançlarına, kimliklerinin önemi ve inançlarının altında yatan dürtü ve motivasyonlarla rezonansa girdiği için bağlı kaldıkları yönünde olduğunu söylüyor.
Aslında çoğu yaklaşım, insanların komplolara inanmasını engellemeye odaklanmış durumda.
Costello, “Komplo teorilerine inanan pek çok kişi, ikna edici karşı kanıtlar sunulduğunda görüşlerini güncellemeye gerçekten de istekliydi” diyor ve ekliyor:
“İlk başta oldukça şaşırdım, ancak konuşmaları okumak beni daha az şüpheci yaptı. Yapay zeka, her konuşma turunda söz konusu komplonun neden yanlış olduğuna dair sayfalar dolusu, son derece ayrıntılı açıklamalar yaptı ve aynı zamanda katılımcılarla dostane bir ilişki kurmakta da ustaydı.”
Yapay Zeka Komplocuların 4’te 1’ini İkna Ediyor
Çalışmaya 2.000’den fazla kendini komploya inanan olarak tanımlayan kişi katıldı. Yapay zeka konuşmaları, ortalama bir katılımcının seçtiği komplo teorisine olan inancını yaklaşık yüzde 20 oranında azalttı ve tamamı önceden komploya inanan katılımcıların yaklaşık 4’te 1’i konuşmadan sonra komployu reddetti.
Şimdiye kadar, bir laboratuvar deneyinde komplo teorisyenlerinden oluşan geniş bir örnekleme ikna edici, gerçeklere dayalı mesajlar vermek oldukça zor olmuştu. Birincisi, komplo teorisyenleri genellikle komplo hakkında oldukça bilgilidirler – çoğu zaman şüphecilerden daha fazla. Komplolar da büyük çeşitlilik gösterir, öyle ki belirli bir teoriyi destekleyen kanıtlar bir inanandan diğerine farklılık gösterebilir.
Yeni çalışma, toplumun yapay zekanın vaatlerini ve tehlikelerini tartıştığı bir dönemde ortaya çıktı. Üretken YZ’yi yönlendiren büyük dil modelleri güçlü bilgi rezervuarları. Araştırmacılar, çalışmanın bu bilgi haznelerinin iyilik için kullanılabilmesinin bir yolunu gösterdiğini vurguluyor: insanların daha doğru inançlara sahip olmalarına yardımcı olmak.
Yapay zekanın saniyeler içinde farklı bilgi konuları arasında bağlantı kurma yeteneği, bir insanın yapamayacağı şekilde, bir inananın belirli komplolarına karşı argümanları uyarlamayı mümkün kılıyor.
“Şüpheli inançları çürütmeye yönelik önceki çabaların önemli bir sınırlaması var: Bu inançları çürütmek için insanların gerçek inançlarının ne olduğunu tahmin etmek gerekir ki bu da basit bir iş değildir,” diyor Cornell Üniversitesi’nde psikoloji profesörü ve makalenin yazarlarından Gordon Pennycook ve ekliyor:
“Buna karşılık, yapay zeka güçlü karşı kanıtlar kullanarak insanların belirli argümanlarına doğrudan yanıt verebilir. Bu, insanların karşı kanıtlara ne kadar duyarlı olduklarını test etmek için eşsiz bir fırsat sunuyor.”
Araştırmanın Aşamaları ve Çarpıcı Sonuç
Araştırmacılar sohbet robotunu son derece ikna edici olacak ve katılımcıları bu tür özel diyaloglara dahil edecek şekilde tasarladılar. ChatGPT’ye güç veren yapay zeka modeli GPT-4, katılımcıların komplo iddialarına gerçeklere dayalı çürütmeler sağladı. İki ayrı deneyde, katılımcılardan inandıkları bir komplo teorisini tanımlamaları ve desteklemek için kanıt sunmaları istendi.
Katılımcılar daha sonra bir yapay zeka ile görüşmeye katıldılar. YZ’nin amacı, belirli kanıtları ele alarak inançlara meydan okumaktı. Kontrol grubunda, katılımcılar yapay zeka ile ilgisiz bir konuyu tartıştılar.
Görüşmeleri uyarlamak için araştırmacılar YZ’ye katılımcıların ilk inanç beyanlarını ve gerekçelerini sunmuşlardır. Bu kurulum, YZ’nin doğrudan katılımcının iddialarını ele almasıyla daha doğal bir diyaloğa olanak sağladı. Görüşme, katılımcının ortalama 8,4 dakikasını almış ve ilk kurulum hariç üç tur etkileşim içermiştir.
Sonuçta, her iki deney de katılımcıların komplo teorilerine olan inançlarında bir azalma olduğunu gösterdi. Araştırmacılar iki ay sonra katılımcıları değerlendirdiklerinde, etkinin devam ettiğini gördüler.
Sonuçlar umut verici olsa da ve YZ’nin sorumlu bir şekilde kullanıldığında komplo inancını azaltmada rol oynayabileceği bir geleceğe işaret etse de, uzun vadeli etkiler, farklı YZ modelleri kullanma ve laboratuvar ortamı dışındaki pratik uygulamalar üzerine daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulacaktır.
Makalenin yazarlarından ve MIT Sloan School of Management profesörü David Rand, “Üretken yapay zekanın dezenformasyonu güçlendirme potansiyeli üzerine çok fazla mürekkep dökülmüş olsa da, çalışmamız bunun da çözümün bir parçası olabileceğini gösteriyor. GPT4 gibi büyük dil modelleri, komplolara büyük ölçekte karşı koyma potansiyeline sahiptir.” dedi.
Ayrıca, devam eden bu çalışmayla ilgilenen herkes bu adresten web sitesini ziyaret edebilir ve araştırmayı yakından inceleyebilir.
Kaynak: Amerikan Üniversitesi
İletişim Rebecca Basu – Amerikan Üniversitesi
Derleyen: Okan Köroğlu