Üzerinde değişiklik yapabileceğiniz 3 boyutlu hologramlar düşündüğümüzden daha erken gerçeğe dönüştü.
Detaylar haberimizde…
Fiziksel olarak manipüle edilebilen hologramlar, karma gerçeklik teknolojisindeki bir atılım sayesinde bilimkurgu olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştü.
Bilim insanları elastik malzemeler kullanarak üç boyutlu hologramlara nasıl dokunulabileceğini araştırdı.
Bu yenilik, 3 boyutlu grafiklerin hayatımıza dahil olabileceği anlamına geliyor.
Sanal bir küpü elinizle kavrayıp hareket ettirebilirsiniz; bu da holografik sisteme zarar vermez. Araştırma henüz hakem denetiminden geçmedi, ancak bilim insanları bulgularını teknolojiyi sergileyen bir videoda gösterdiler.
Navarra Kamu Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi profesörü olan Asier Marzo bir açıklamada, “Telefonlarımızla doğrudan etkileşime girmeye alışkınız, bir düğmeye dokunuyoruz veya parmağımızla doğrudan ekrana bir belge sürüklüyoruz. Bu insanlar için doğal ve sezgisel. Bu proje, 3 boyutlu grafiklerle bu doğal etkileşimi kullanarak 3 boyutlu görme ve manipülasyon gibi doğuştan gelen yeteneklerimizi kullanmamızı sağlıyor,” diyor.
Araştırmacılar, bulgularını 26 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Japonya’da düzenlenecek olan Hesaplama Sistemlerinde İnsan Faktörleri konferansında sunacaklar.
Etkileşime girilebilen 3 boyutlu hologramlar
Günümüzde hologramlar yeni bir şey değil; hologramlar ile sergiler zenginleştiriliyor veya akıllı gözlüklerle hayatımızda yer bulabiliyor. Ancak onlarla fiziksel olarak etkileşime girebilme yeteneği daha önce olan bir şey değil.

Yeni araştırma, 3 boyutlu grafiklerin havada insan elleriyle ilk kez işlenebildiğini gösteriyor. Ancak bunu başarmak için araştırmacıların ilk etapta holografinin nasıl çalıştığını derinlemesine incelemeleri gerekti.
Hologramları destekleyen hacimsel ekranların kalbinde bir difüzör bulunur. Bu, binlerce görüntünün farklı yüksekliklerde senkronize olarak yansıtılarak 3 boyutlu grafikler oluşturduğu hızlı salınımlı, genellikle sert bir levhadır. Buna hologram denir.
Ancak, osilatörün sert yapısı, salınım sırasında bir insan eliyle temas ederse kırılabileceği veya yaralanmaya neden olabileceği anlamına gelir. Çözüm, araştırmacıların henüz ayrıntılarını paylaşmadığı, osilatöre zarar vermeden veya görüntünün bozulmasına neden olmadan dokunulabilen esnek bir malzeme kullanmaktı.
Bu buluş henüz deneme aşamasında olsa da ticarileştirildiğinde pek çok potansiyel kullanım alanı var.
Araştırmacılar açıklamada, “Mobil cihazlar gibi ekranlar, çalışma, öğrenme veya eğlence için hayatımızda mevcut. Doğrudan işlenebilen üç boyutlu grafiklerin eğitimde uygulamaları da var. Ayrıca, birden fazla kullanıcı sanal gerçeklik başlıklarına ihtiyaç duymadan işbirlikçi bir şekilde etkileşim kurabilir. Bu ekranlar, örneğin ziyaretçilerin içeriğe kolayca yaklaşıp etkileşimde bulunabildiği müzelerde özellikle yararlı olabilir.” dedi.
Derleyen: Damla Şayan