Giriş
  • | Dosyalar |
  • | Listeler |
  • | Kimdir |
  • | Yorum |
dijital iyidir
  • HABERLER
    • Bilim
    • Teknoloji
    • Yapay Zeka
    • VPN
    • Dijital Yayıncılık
    • Oyun Dünyası
    • Sosyal Ağlar
      • YouTube
      • LinkedIn
      • Instagram
      • Twitter
      • Facebook
      • TikTok
    • Çevre & Yeşil Dünya
    • Dijital Sanat & NFT
    • Kripto
    • Girişimcilik
    • Deprem Gündemi
  • Okunası
    • Kimdir?
    • Nedir? Nasıl Yapılır?
    • Köşe Yazıları
    • Listeler
    • Dosya Haber
    • Deprem Gündemi
    • 2024’ün Ardından
    • 2023’ün Ardından
    • 2022’nin Ardından
  • dijitaliyidir
    • Ekibimiz
    • Hesabım
    • İletişim
    • Dijitaliyidir Kampüs
    • İş İlanları
  • Podcast
  • Instagram
  • Etkinlikler
  • Kayıt & Giriş
Şu an okunan: Doğum Oranlarının Düşmesi İnsanlığın Sonunu Getirebilir mi?
Paylaş
dijital iyidirdijital iyidir
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • HABERLER
  • Okunası
  • dijitaliyidir
  • Podcast
  • Instagram
  • Etkinlikler
  • Kayıt & Giriş
Ara
  • HABERLER
    • Bilim
    • Teknoloji
    • Yapay Zeka
    • VPN
    • Dijital Yayıncılık
    • Oyun Dünyası
    • Sosyal Ağlar
    • Çevre & Yeşil Dünya
    • Dijital Sanat & NFT
    • Kripto
    • Girişimcilik
    • Deprem Gündemi
  • Okunası
    • Kimdir?
    • Nedir? Nasıl Yapılır?
    • Köşe Yazıları
    • Listeler
    • Dosya Haber
    • Deprem Gündemi
    • 2024’ün Ardından
    • 2023’ün Ardından
    • 2022’nin Ardından
  • dijitaliyidir
    • Ekibimiz
    • Hesabım
    • İletişim
    • Dijitaliyidir Kampüs
    • İş İlanları
  • Podcast
  • Instagram
  • Etkinlikler
  • Kayıt & Giriş
Hesabınız mı var? giriş yap
Bizi Takip Edin
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.

Ana Sayfa » Sağlık » Doğum Oranlarının Düşmesi İnsanlığın Sonunu Getirebilir mi?

SağlıkDosya HaberEditörün Seçimi

Doğum Oranlarının Düşmesi İnsanlığın Sonunu Getirebilir mi?

Gamze Büyükkaya Tunçay
Son güncelleme: 08/09/2025 20:39 20:39
Gamze Büyükkaya Tunçay
Paylaş
PAYLAŞ

Doğum oranlarının düşmesi, insanlık tarihindeki en ciddi tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. Eğer bu eğilim durdurulamazsa, gelecek yüzyılda insan nesli yeryüzünden silinebilir.

Detaylar haberimizde…

Doğum oranlarının düşmesi, insanlık tarihindeki en kritik eşiklerden birine işaret ediyor olabilir. Türümüz Homo sapiens neredeyse 200 bin yıldır hayatta kalmayı başardı. Bu, oldukça uzun bir süre olsa da dünyadaki tüm hayvanlar gibi biz de neslimizin tükenme riskiyle karşı karşıyayız.

Özetle bu yazıda
  • İnsanlık Tarihinde Bir Final Senaryosu
    • Kritik Eşik Aşıldı mı? Küresel Doğum Oranları Alarm Veriyor!
    • Doğum Oranlarının Düşmesinin Nedenleri
    • Ani Değişim Bir Felaketin Ardından Gelebilir!

İnsanlık Tarihinde Bir Final Senaryosu

Bilindiği üzere, çok az insan bir asırdan fazla yaşayabilmekte. Dolayısıyla doğurganlık tamamen durursa muhtemelen 100 yıl içinde gezegenimizde insan nüfusuna dair izler kalmayacağı öngörülüyor. Her şeyden önce, yaşlılar ölürken kimse doğmadığı için nüfus azalacak, muhtemelen tüm doğumlar aniden dursa bile bu azalma bir anda değil, yavaş yavaş başlayacaktır. Sonunda, temel işleri yapacak kadar reşit olan yeterli sayıda genç olmayacak ve bu da dünyadaki toplumların hızla dağılmasına neden olacak. Uzmanlara göre, böyle bir senaryoda öncelikle okullar, ardından üniversiteler ve çocuklara yönelik hizmetlerin kapanması muhtemel. İş gücünde ise yaşlanan nüfus nedeniyle ekonomik sistemler çökebilir ve sosyal yapılar ciddi şekilde sarsılabilir. Sonuç olarak, son insan neslinin yalnız ve sessiz bir şekilde tarih sahnesinden çekilmesi kaçınılmaz hale gelebilir.

doğum oranları
Küresel doğurganlık düşüşü, sosyal ve ekonomik yapıların yeniden sorgulanmasına neden oluyor.

Kritik Eşik Aşıldı mı? Küresel Doğum Oranları Alarm Veriyor!

Aslına bakılırsa bu karanlık senaryonun tohumları, günümüzde yavaş ama istikrarlı şekilde atılıyor. Öyle ki, dünya genelinde doğurganlık oranı 1950’lerde her kadın başına 4,9 çocukken, bu rakam 2023 itibarıyla 2,3’e geriledi. Nüfusun kendini yenileyebilmesi için gereken eşik olan 2,1’in altında olan çok sayıda ülke var. 2100 yılına kadar bazı büyük ekonomilerde nüfuslar, Birleşmiş Milletler’in öngörüsüne göre yüzde 20 ila 50o oranında düşecek.

Türkiye’de ise tablo daha da çarpıcı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 olarak saptanmışken, 2024’te 1,48’e geriledi. Bu oran, nüfusun yenilenmesini sağlayacak seviyenin oldukça altında. Hatta bazı şehirlerde bu oran 1,15’in altına kadar düşmüş durumda.

Doğurganlık oranlarının düşmesi insan neslini tehdit ediyor.
Bu grafik, küresel çapta bir demografik dönüşümün yaşandığını ve doğurganlık oranlarının yıllar içinde azalma eğilimde olduğunu göstermektedir.

Doğum Oranlarının Düşmesinin Nedenleri

Doğurganlık oranlarındaki azalma, yalnızca bireysel tercihlerle açıklanamayacak kadar karmaşık bir sorun hâline gelmişken, bu eğilimin ardındaki temel dinamikleri değerlendirmek gerekiyor:

1. Sosyoekonomik ve Kültürel Faktörler

  • Kadınların eğitimi ve iş gücüne katılımının artması: Çok sayıda çalışma, kadınlarda yüksek öğrenimin düşük doğurganlıkla ilişkili olduğunu doğrulamaktadır. Araştırmalar, bu ilişkiyi hem toplumsal hem de bireysel düzeyde ele almaktadır. Kadınlar için eğitim ve istihdam fırsatlarının artması, evlenme yaşının gecikmesine ve daha küçük ailelerin tercih edilmesine yol açar çünkü kadınlar kariyerlerine ve kişisel gelişimlerine öncelik verirler.
  • Toplumsal normlar ve tutumların değişmesi: Büyük aileleri yücelten geleneksel değerlerin yerini giderek daha küçük ve modern aile yapıları almaktadır.
  • Ekonomik gelişim ve kentleşme: Ülkeler geliştikçe, çocuk yetiştirmenin maliyeti artmakta ve bu da daha az çocuk sahibi olma isteğine yol açmaktadır.
  • Bireysel hedefler ve kariyer amaçlarına verilen önemin artması: Kadınlar ve çiftler, kişisel ve profesyonel hedeflerine öncelik vererek çocuk sahibi olmayı geciktirmektedir.
  • Aile planlaması ve üreme sağlığı hizmetlerine erişim: Doğum kontrolü ve aile planlaması kaynaklarının erişilebilir olması, bireylerin aile büyüklüğü hakkında bilinçli kararlar almasına olanak tanır.
  • Çocuk sahibi olma tercihlerindeki değişim: Bireyler giderek daha az çocuk sahibi olmayı ya da ebeveynliği geciktirmeyi tercih etmektedir; bu, değişen değerleri ve öncelikleri yansıtmaktadır.

2. Sağlık ve Kısırlık Faktörleri

  • Kısırlık vakalarının artışı: Obezite, stres, sigara kullanımı gibi yaşam tarzı etkenleri, çevresel kirlilik ve üreme sağlığına dair farkındalığın artması kısırlık oranlarının yükselmesine katkı sağlamaktadır.
  • Yaşa bağlı doğurganlık düşüşü: Kadınlarda ve erkeklerde yaşla birlikte doğurganlık azalır. Kadınlarda doğurganlık genellikle 35 yaş sonrasında daha hızlı şekilde düşer.

3. Teknolojik ve Politik Faktörler

  • Üreme teknolojilerindeki gelişmeler: Bu teknolojiler kısırlıkla mücadele eden çiftler için umut vadetse de, doğal yolla gebe kalma oranlarında düşüşe de katkı sağlayabilirler.
  • Aile planlaması politikaları ve programları: Aile planlamasını ve üreme sağlığını destekleyen devlet politikaları, doğurganlık oranlarını etkileyebilir.

4. Çevresel Faktörler

  • Kirlilik ve çevresel toksinler: Çevresel kirleticiler, üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açarak kısırlığı artırabilir.
  • İklim değişikliği: İklim değişikliğinin üreme sağlığı ve doğurganlık üzerinde de olumsuz etkileri olabilir.

Eğer doğurganlık oranlarındaki bu uzun vadeli düşüş eğilimi durdurulamazsa yalnızca nüfus sayısında değil; medeniyetlerin sürdürülebilirliğinde, temel kaynaklara erişimde ve küresel sistemlerin devamlılığında da ciddi tehditler ortaya çıkabilir. Gıda, temiz su ve ilaç gibi yaşamsal ihtiyaçların kıtlaşmasıyla, insanlığın dünya üzerindeki varlığı 100 yıl değil, belki de yalnızca 70-80 yıl içinde ciddi şekilde azalabilir.

Dünyamız, geçtiğimiz yüzyıldaki hızlı nüfus artışından, içinde bulunduğumuz yüzyıldaki nüfus düşüşüne doğru dramatik bir demografik değişim yaşıyor.

Ani Değişim Bir Felaketin Ardından Gelebilir!

Küresel bir felaket olmadığı sürece doğumların aniden durması pek olası görünmüyor elbette fakat tarih boyunca toplumlar, nüfusun artışı ya da insan neslinin tükenmesi gibi uç senaryolar üzerine sıkça düşünmüş, endişelenmiş ve bu olasılıkları edebiyata da taşımıştır. Özellikle 1960’larda ve 1970’lerde, dünyanın “aşırı kalabalık” hale geleceği ve bunun çevresel, ekonomik ya da sosyal felaketlere yol açacağı yönündeki korkular gündemi belirlemişti. Nitekim, bu karamsar öngürü distopik romanların ve filmlerin de ortak kaygılarından biri olarak şekillendi.

Bu çarpıcı senaryolar arasında yazar Kurt Vonnegut’un Galápagos adlı romanında ortaya koyduğu fikirler dikkat çekici bir yer tutuyor. Vonnegut, romanında bulaşıcı bir hastalığın, üreme çağındaki tüm insanları kısırlaştırarak insanlığın soyunun tüketmesini konu alıyor. Bu distopik anlatı sadece bilimkurgu değil, aynı zamanda insanlığın kırılganlığını sorgulayan güçlü bir metafor niteliği taşıyor.  

Bir diğer olası felaket ise çok daha tanıdık: nükleer savaş. Kimsenin hayatta kalamayacağı böyle bir savaş ihtimali, Soğuk Savaş döneminden günümüze kadar birçok filme ve romana konu oldu. Nükleer savaşı merkezine alan kurgu eserler yalnızca hayal ürünü olmaktan çıkarak insanlığın kendi eliyle sonunu getirme potansiyeline karşı birer uyarı olarak okunabilir.

Her ne kadar doğumların bir anda durması bugünkü koşullarda uzak bir ihtimal gibi görünse de, Vonnegut’un da işaret ettiği gibi bu tür senaryolar bilimkurgunun ötesinde, geleceğe dair ciddi birer düşünce egzersizi olabilir. İnsanlık için sonun nasıl geleceği bilinmez ama bu olasılığın düşünsel düzeyde dahi var olması bizi, geleceğe dair güvenli sandığımız tüm varsayımları sorgulamaya zorluyor.  

Derleyen: Gamze Büyükkaya Tunçay

Bültenimize Kaydolun
En yeni makalelerimizi anında almak için bültenimize abone olun!

    Etiketler:bilimdijitaliyidirdoğurganlıkdoğurganlık oranlarındaki düşüşinsanlığın bitişi
    Bu içeriği paylaş
    Email Copy Link Print
    EkleyenGamze Büyükkaya Tunçay
    Takip et
    Yazar
    Önceki Haber WhatsApp, kullanıcı etkileşimini artırmaya yönelik yeni bir güncellemeyi test ediyor. WhatsApp Soru Kutucuğu Özelliği Geliyor: Instagram Tarzı Etkileşim Dönemi Başlıyor
    Sonraki Haber Apple’ın ultra ince iPhone 17 Air modeli, sadece 5.5 mm kalınlığıyla dikkat çekiyor. Ancak 3.000 mAh altı batarya kapasitesi, pil ömrü konusunda endişelere yol açıyor. iPhone 17 Air’ın Pil Kapasitesi Endişe Yaratıyor: Apple’ın Kurtarıcı Hamlesi iOS 26 mı Olacak?
    Yorum yapılmamış

    Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

    Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.

    Editörün Seçimi

    Tuvalette İzlenmek: Kohler’in Akıllı Kameralarında Büyük Güvenlik Açığı

    Kohler'ın lüks akıllı tuvalet kameralarının "uçtan uca şifreli" olduğu iddiası çöktü; veriler bulutta açıkta kalıyor ve hacker'lara davetiye çıkarıyor. Haftalık…

    Ekleyen Okan Köroğlu
    5 dk okuma süresi
    Spotify Wrapped 2025 Rekora Koştu: Yeni Özellikler Çok Sevildi

    Spotify, 2025 Wrapped özetini yayımladıktan sonra ilk 24 saatte 200 milyon kullanıcının…

    6 dk okuma süresi
    Gazze Dayanışmasında Yeni Protesto Dili: Moda

    Londra’nın merkezinde geçtiğimiz aylarda düzenlenen ulusal Gazze yürüyüşünde, mesajlar kadar kıyafetler de…

    7 dk okuma süresi

    Yazarlar

    Enis Yabar 786 İçerik
    Genel Yayın Yönetmeni
    Profil fotoğrafıEnisYabar
    Ömer Kağan Selen 459 İçerik
    Editör
    Okan Köroğlu 492 İçerik
    Kurucu | Genel Koordinatör
    Eda Azap Öztemel 186 İçerik
    Yazar
    Damla Sayan 232 İçerik
    Yazar
    Merve Tuncel 84 İçerik
    Yazar
    Berk Katık 65 İçerik
    Yazar
    Ceren Yavuz 13 İçerik

    Son günlerde...

    1 Milyon İzleyiciyle Tripping: Bryan Johnson’un Riskli Bahsi

    Uzun ömür girişimcisi milyarder Bryan Johnson, Oregon'da 5 gram psilosibin…

    03/12/2025 23:45

    Call of Duty: Black Ops 7 İncelemesi

    Call of Duty: Black Ops 7,…

    03/12/2025 21:20

    Çernobil Mantarı İnanılmaz Bir Yetenek Geliştirmiş Gibi Görünüyor

    Çernobil’in ölümcül radyasyonla dolu harabelerinde bile…

    03/12/2025 18:52

    Warner, Yapay Zeka Müzik Firmasıyla Davayı Çözdü ve Ortak Girişim Başlattı

    Warner Music Group, Suno ile yaşanan…

    03/12/2025 18:08

    Köpeklerde Kenevir Bazlı Ürünler Saldırganlığı Azaltıyor

    ABD’de yapılan kapsamlı bir araştırma, kenevir…

    03/12/2025 17:37

    İlgini Çekebilir

    TeknolojiGirişimcilik

    Zirve 23, Bu Yıl ‘Sesini Duyur!’ Mottosuyla 17 Ekim’de Volkswagen Arena’da

    Zirve 23; Türkiye’nin nitelikli insan kaynağını geliştirme vizyonuyla 2021’den bu yana gençlere, farklı deneyimlerle dolu bir serüvenin kapılarını aralıyor. Zirve…

    2 dk okuma süresi
    Uzay

    Son Jeomanyetik Fırtına, Bilim İnsanlarını Şaşırtarak Küresel Etki Yarattı

    Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), geçen hafta meydana gelen bir dizi koronal kütle atımı (CME) sonucunda Pazartesi günü şiddetli…

    2 dk okuma süresi
    Sosyal Ağlar

    Pinterest’ten Tatil Alışverişine Özel Yenilikler!

    İstek Listesi Özelliği: Artık beğendiğiniz ürünleri kişisel tatil istek listenize hızlıca kaydedebileceksiniz, böylece alışveriş sırasında kolayca erişim sağlayabilirsiniz. Ünlülerin Hediye…

    3 dk okuma süresi
    Twitter

    Elon Musk Cinsiyet Kimliği Tartışmasında Hangi Tarafta?

    Elon Musk, tüm toplumsal tartışmalara giderek daha fazla müdahil oluyor ve tartışmalı pozisyonlar almaktan çekinmiyor. Tesla'nın CEO'su böylece 98 milyona…

    3 dk okuma süresi
    Hoş geldiniz!

    Hesabınıza giriş yapın

    Username or Email Address
    Password

    Lost your password?

    Üye değil misin? kaydolmak