- Yapay zeka sayesinde elde edilen hızlı üretim kapasitesi ve etkileyici sonuçlar, geleneksel fotoğrafçılığı kökten değiştiriyor.
- Araştırmalar, OpenAI’ın DALL-E, Midjourney, Stable Diffusion ve Adobe Firefly gibi yapay zeka araçlarının 1,5 yıl içinde toplamda 15 milyar görüntü ürettiğini gösteriyor.
- Geleneksel yöntemlerin özveri ve duygularla yoğrulmuş hikayeleri ile yapay zekanın hızı ve etkinliği arasındaki denge, fotoğraf dünyasının geleceğini şekillendirecek gibi görünüyor.
Teknolojik ilerlemelerin ve gelişmelerin etkisi, yalnızca istatistiklerle değil, dünya genelinde gözlemlenebilir bir biçimde kendini göstermeye devam ediyor. Bu etkinin son zamanlardaki en çarpıcı örneklerinden biri yapay zeka destekli görüntü oluşturma araçlarının fotoğrafçılığın evrimini sadece 1,5 yıl gibi kısa bir sürede kökten değiştirmesi oldu.
Fotoğrafçılığın ilk hayatımıza girişi 1826 yılında gerçekleştiğinde, insanlar dünyayı kameralar aracılığıyla gözler önüne serme fırsatı buldular. Ancak bu, özen ve sabır gerektiren bir yolculuğun başlangıcıydı. Fotoğrafçılar, her bir karenin içerdiği öyküleri anlamak için saatlerini, hatta bazen günlerini harcıyorlardı. Herhangi bir anın yakalanması, doğru kompozisyonun oluşturulması ve en uygun ışığın yakalanması için büyük çaba sarf edilmeliydi. Dijital dünyanın sunduğu hız ve kolaylık henüz ulaşılamazken, bir anın ölümsüzleştirilmesi meşakkatli bir işti ve bu zorluğun içinde yatan özveri ve tutku, her bir fotoğrafın arkasındaki hikayeleri daha da değerli kılıyordu.
Ancak yapay zeka destekli araçlar, bu süreci sadece 1,5 yılda adeta altüst etti. Bunun sebebi ise YZ araçlarının görüntülerin dünyasını anında oluşturarak karmaşıklığı ve zaman gereksinimini ortadan kaldırmayı başarması. Yani, bir anın yakalanması ve bir fotoğrafın oluşturulması artık saatlerce hatta günlerce süren bir çaba gerektirmiyor.
Sanatın yeni perspektifiyle, eski kameraların lensinden bakıldığında görülen manzara, artık yapay zeka ile daha hızlı ve etkili bir biçimde oluşturulabiliyor. Yapay zeka destekli araçlar, lensin ardında gizlenen her anı, her duyguyu ve her manzarayı hızla yakalayabiliyor. Bu araçlar, sadece anın yüzeyini değil, derinliklerini de anlamak ve yaratıcı bir şekilde yeniden sunmak için tasarlanmış.
Everypixel Journal tarafından konuyla ilgili yapılan araştırmada, OpenAI’ın DALL-E, Midjourney, Stable Diffusion ve Adobe Firefly gibi yapay zeka araçlarının sadece 1,5 yıl içinde toplamda 15 milyar görüntü ürettiği belirtildi. Bu sonuçlar, yapay zekanın hızının ve etkisinin ne denli büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgular nitelikte. Özellikle, OpenA’ın DALL-E adlı aracının sadece 15 ay gibi kısa bir süre içinde 15 milyardan fazla görüntü üretmiş olması, fotoğrafçıların aynı üretim miktarına ulaşabilmek için 1975 yılına kadar beklemeleri gerektiği gerçeğiyle kıyaslandığında büyük bir etki yaratıyor.
Araştırma, YZ araçlarının bu büyük üretim miktarlarına nasıl ulaştığını da açıklıyor. OpenAI’ın DALL-E aracının raporlarına göre 15 ay içinde 2 milyondan fazla görüntü üretildi. Benzer şekilde, Midjourney’in dakikada 20 ila 40 iş işlediği ve toplamda 964 milyon görüntü ürettiği tahmin ediliyor. Açık kaynaklı Stable Diffusion ise 12,5 milyardan fazla görüntüyü oluşturan birçok şirketin teknolojisini kullanarak bu etkileyici sonuca ulaşıyor.
Ancak araştırmacılar sınırlamaların farkında. Çalışma, mevcut verilere ve tahminlere dayandığını kabul ediyor. Ayrıca, yapay zeka üretimi ile gerçek dünyada çekilen fotoğraflar arasında büyük bir fark olduğunu belirtiyorlar. Her yıl 1,8 trilyon fotoğraf çekiliyor ve saatte ortalama 196 milyon fotoğraf üretiliyor. Yapay zeka, gerçek dünyanın bu üretim hızını yakalayamasa da teknolojinin hızlı ilerlemesinin bir örneği olarak kendini gösteriyor.
Sonuç olarak, fotoğrafçılıkta yapay zeka destekli dönem, geleneksel yöntemlerle kıyaslandığında büyük bir devrimi temsil ediyor. Hızlı üretim kapasitesi ve etkileyici sonuçlarıyla yapay zeka, fotoğrafçılığın geleceğini şekillendiriyor. Ancak unutulmaması gereken bir nokta var: her iki yaklaşımın da kendi özel değerleri ve katkıları bulunuyor. Geleneksel yöntemlerin özveri ve duygularla yoğrulmuş hikayeleri ile yapay zekanın hızı ve etkinliği arasındaki denge, fotoğraf dünyasının ilerleyen yıllardaki yönünü şekillendirecek gibi görünüyor.
Derleyen: Dilara Melisa Yaman