- Yeni bir araştırma, romantik ilişkilerde zıt kutupların birbirini çektiği fikrini çürüterek partnerlerin genellikle benzer niteliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor.
- Araştırmacılar, 80.000’den fazla heteroseksüel İngiliz çifti inceleyerek partnerler arasında benzerliklerin yaygın olduğunu ve karşıtların çekici olduğu inancının yanlış olduğunu buldular.
- Araştırma ayrıca eğitim, siyasi ve dini inançlar gibi özelliklerin çiftler arasında yüksek korelasyonlar gösterdiğini ve karşıt kutupların birbirini çekmediğini gösteriyor.
80.000’den fazla heteroseksüel İngiliz çiftin katıldığı yeni bir araştırma, romantik ilişkilerde zıt kutupların birbirini çektiği fikrine meydan okuyor. Boulder’daki Colorado Üniversitesinden araştırmacılar, yaklaşık bir asır boyunca milyonlarca çiftten alınan ve 130’dan fazla özelliği kapsayan verileri analiz etti. Nature Human Behaviour dergisinde yayımlanan çalışma, bireylerin benzer nitelikler sergileyen kişilerle partner olma eğiliminde olduklarını ve karşıtların çekici olduğu yönündeki yaygın inancın çürütüldüğünü keşfetti.
Bulgular, analiz edilen özelliklerin %82 ila %89’unda, partnerlerin farklı olmaktan ziyade benzer olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı. Buna karşılık, özelliklerin yalnızca yüzde üçünde bireylerin kendinden farklı kimselerle partner olduğu bulundu.
Bu araştırma, genetik çalışmalar için önemli çıkarımlar içeriyor ve insan çiftleşmesinin rastgele olduğu varsayımına meydan okuyor. Araştırmanın kıdemli yazarı Matt Keller, bulguların bu varsayımla çeliştiğini açıkladı. Çalışma, milyonlarca erkek-kadın ortak ebeveyni, nişanlı çiftleri, evli çiftleri veya birlikte yaşayan çiftleri içeren 199 çalışmadaki 22 özelliği inceleyerek önceki araştırmaları ve yeni verilerin analizini birleştirdi.
Araştırmacılar, ayrıca Birleşik Krallık’taki yaklaşık 80.000 karşı cinsten çiftin 133 özelliğini analiz eden Birleşik Krallık Biobank veri setini de kullandı. Şu anda eşcinsel çiftlere ilişkin veriler de ayrı ayrı araştırılıyor. Siyasi ve dini inançlar ile eğitim düzeyleri gibi özellikler, ortaklar arasında oldukça yüksek korelasyonlar sergiledi. Ek olarak sigara ve içki gibi madde kullanım alışkanlıkları da çiftler arasında benzer ilişkiler gösterdi.
Boy, kilo, tıbbi koşullar ve kişilik özellikleri gibi belirli özellikler daha düşük ancak yine de pozitif korelasyonlar sergilerken çalışma, ilişkilerde karşıtların birbirini çektiği fikrini destekleyecek hiçbir ikna edici kanıt olmadığı sonucuna vardı. Araştırmanın ilk yazarı Dr. Tanya Horwitz, bulguların partner seçimini etkileyen ve insanların ilişkilerinde seçim yapma hakkına sahip olduklarına inandıkları durumlarda bile tam olarak farkında olmayabilecekleri altta yatan mekanizmalara işaret ettiğini vurguladı.
Derleyen: Merve Nur Sözen