- Yakın zamanda yapılan bir araştırma, sera gazı emisyonlarına beklenmedik bir katkının altını çiziyor: insan nefesi.
- Birleşik Krallık’taki sera gazlarının küçük bir kısmını (%0,1) oluşturmasına rağmen metan ve azot dioksit içeren insan nefesi, küresel ısınmada sıklıkla gözden kaçırılan ancak güçlü bir faktörü oluşturuyor.
İklim değişikliğinin önlenmesi çeşitli insan eylemlerini içeriyor ancak yeni bir çalışma, şaşırtıcı bir katkıyı vurguluyor: nefesimiz.
İnsanın soluması, -geğirme, gaz çıkarma ve deriden kaynaklanan emisyonlar hariç- Birleşik Krallık’taki sera gazlarının %0,1’ine katkıda bulunan metan ve azot dioksit içeriyor.
Her ne kadar karbondioksit birincil bileşen olsa da güçlü sera etkisi nedeniyle çalışmanın odak noktası metan ve azot dioksit oldu. Bitkiler, soluduğumuz karbondioksiti emiyor ve etkisini ortadan kaldırıyor ancak diğer gazları ememiyor.
Dr. Nicholas Cowan liderliğindeki çalışma, Birleşik Krallık’taki 104 yetişkinden nefes örnekleri topladı. Tüm katılımcılarda azot dioksit ve katılımcıların %31’inde metan ortaya çıktı; bu da metan yokluğu ile artan gaz arasında bir bağlantı olduğunu düşündürdü.
Şaşırtıcı bir şekilde, metan varlığı kadın ve 30 yaş üstü olmakla yakından ilişkiliydi. Ancak araştırmada beslenmeyle ilişkili gaz değişiklikleri bulunamadı. Bu emisyonlar, küçük görünse de (%0,05 metan, Birleşik Krallık emisyonlarının %0,1’i azot dioksit) çevresel değerlendirmelerde sıklıkla göz ardı ediliyor.
Metan ve azot dioksit, insan emisyonları açısından az miktarda olmasına rağmen önemli ısı tutma yeteneklerine sahip ve küresel ısınmaya katkıda bulunuyor. Daha önce hafife alınan etkileri, değişen demografik özellikler ve diyetler dikkate alınarak daha fazla araştırmayı gerektiriyor.
Derleyen: Eliz Canyurt