- Arkeologların yaptığı bir çalışma; büyük, dirençli ve iş birlikçi kıyı topluluklarının bile gelgitle kolayca yok olabildiğini gösterdi.
- Deniz seviyesindeki yükselmenin balıkların ve bitkilerin mevcudiyetini etkilemesiyle azalan kaynaklar sosyal yapıda kırılmalara sebebiyet veriyor.
- Çalışmaya göre kabuklu deniz ürünü yiyen popülasyonların dağılması, Brezilya’nın güneyinde yer alan sambaqui isimli kabuk yığınlarının aniden azalmasına sebep oldu.
Arkeologlar, Atlantik Okyanusu’nda yükselen ve alçalan deniz seviyelerini Brezilya’nın güneyindeki eski uygarlıkların gelgitleriyle ilişkilendirdi. Geçmişteki arkeolojik kanıtları bir araya getiren bulgular; büyük, dirençli ve iş birlikçi kıyı topluluklarının bile gelgitle birlikte kolayca yok olabileceğini gösterdi.
Yerel dilde sambaqui olarak bilinen bir dizi tarih öncesi kabuk yığınını analiz eden ve tarihlendiren araştırmacılar, yaklaşık 2.500 yıl önce Brezilya’nın güneybatısında bazı önemli değişiklikler olduğunu fark etti. Bu dönemde, sambaqui alanlarının boyutu ve sıklığı aniden azalmaya başladı; bu da muhtemelen binlerce yıldır yoğun ve istikrarlı bir şekilde kabuklu deniz ürünü yiyen popülasyonların dağıldığını gösteriyor.
Bölgedeki diğer araştırmalar da bu dönemde sambaquis’de hızlı bir azalma olduğunu tespit etti. Ancak bazı araştırmacılar bu değişikliklerin çoğunlukla seramik ve ekinlerin yükselişinden kaynaklandığını düşünmektedir. Bu yeni teknolojinin kullanımı, toplumların balık veya yumuşakçalara çok fazla ihtiyaç duymadığı anlamına geliyordu ve bu da kabuk yığınlarının azalmasına yol açtı.
Bununla birlikte, Aralık 2021’de yayımlanan makale, deniz kabuklarının azalmasının çömlekçiliğin kullanılmaya başlanmasından önce başladığını gösteriyor. Brezilya’nın en büyük sambaquis yoğunluğuna ev sahipliği yapan Babitonga Körfezi’ndeki insan ve hayvan kalıntılarını yeniden değerlendiren araştırmacılar yeni bir zaman çizelgesi ortaya koydu.
400’den fazla radyokarbon tarihine göre Babitonga’da seramiklerin yayılması muhtemelen yaklaşık 1.200 yıl önce başladı. Öte yandan, sambaqui faaliyetlerinin azalması çok daha önce, yaklaşık 2.500 yıl önce başlamış ve 2.200 yıl önce ortadan kaybolmuştur.
Geç Holosen olarak bilinen bu dönemde, körfezden elde edilen polen, tortul ve jeokimyasal veriler kıyı ve deniz ekosistemlerinde önemli değişiklikler olduğunu göstermekte. Güney Brezilya’da soğuk hava dalgaları daha yaygın hale geldi. Daha fazla su buza dönüşmeye başladıkça deniz seviyeleri de geri çekildi. Bin yıl öncesine gelindiğinde, güney Brezilya’daki deniz seviyeleri yaklaşık 7.000 yıl önceki zirve noktasından 1,6 metre düştü.
Bu durum kurak alanların ve mangrov sistemlerinin önemli ölçüde artmasına yol açmış. Bu da muhtemelen gelgit yumuşakçalarının, balıkçılık alanlarının ve yenilebilir bitkilerin mevcudiyetini etkilemiştir. Bir zamanlar bu gıdalara büyük ölçüde bağımlı olan tarih öncesi nüfuslar, azalan kaynaklar için aniden rekabet etmek zorunda kaldı.
Makalenin yazarları bu durumu şu ifadelerle açıklıyor: “Bu olay muhtemelen büyük tören alanlarının topluluk temelli ve kaynak biriktiren doğasında bir dönüm noktasını temsil ediyor. Bu da çoğu alanda sürdürülemez hale gelecekti. Sonuç olarak, birkaç çekirdekli grup, arkeolojik olarak daha az görünür olan kısa ömürlü konut ve lojistik yerleşimlerde örgütlenmiş daha küçük, dağınık ve nispeten bağımsız sosyal birimler halinde çözülmüş olabilir.”
Bu sosyal dokudaki kırılma, yaklaşık 2.000 yıl öncesine ait küçük ve sığ arkeolojik alanların sayısının artmasıyla da desteklenmekte. Daha yeni sit alanlarında, daha derin sularda balık yakalamak için yemli kancalar ve yiyecekleri daha uzun süre saklamak için seramikler bulunması da bu sebeple daha olası.
Tüm bu kanıtları bir araya getiren yazarlar, binlerce yıl önce Güney Brezilya’daki sosyal değişimleri şiddetlendiren çok sayıda kültürel etken olduğunu, ancak ilk tetikleyicinin muhtemelen iklim değişikliği olduğunu öne sürüyor.
Gelgit nedeniyle kabuklu deniz hayvanlarının azalması, çömlekçiliğin ve yemli kancaların kullanılmaya başlanması için mükemmel bir ortam hazırlamış olabilir.
Antropojenik iklim değişikliğinin, yüzyılın sonuna kadar deniz seviyelerini yaklaşık 0,3 metre yükseltmesi bekleniyor. Pratikte bu, gezegenimizin kumsallarının kabaca yarısının dalgaların altına kayabileceği anlamına geliyor. Mevcut küresel nüfusun üçte birinden fazlasının okyanus, kıyı ve deniz kaynaklarına büyük ölçüde bağımlı olduğu düşünüldüğünde, birçok toplum için sonuçlar felaket olabilir.
Derleyen: Esin Özcan