- NASA’nın Mars gökyüzündeki gözü, Mars’ta kurumuş, ilkel nehirlerin kanıtlarını tespit etti.
- Uzay ajansının Mars Keşif Yörünge Aracı, milyarlarca yıl önce ılıman Mars’ın yüzeyinde suyun aktığı başka bir zamanın anlık görüntüsünü yakaladı. NASA kısa süre önce bu görüntüyü “Planetary Photojournal” üzerinde paylaştı.
NASA’nın Mars gökyüzündeki gözü, Mars’ta kurumuş, ilkel nehirlerin kanıtlarını tespit etti.
Uzay ajansının Mars Keşif Yörünge Aracı, milyarlarca yıl önce ılıman Mars’ın yüzeyinde suyun aktığı başka bir dönemin anlık görüntüsünü yakaladı. NASA kısa süre önce bu görüntüyü “Planetary Photojournal” üzerinde paylaşıldı.
NASA internet sitesinde “Aeolis Planum’daki sırtların bu görüntüsü antik nehirlerin ve bugünkünden çok farklı bir Mars’ın hikâyesini anlatıyor” diye yazdı.
Aşağıdaki görselde görülen kıvrımlı şekiller, bir zamanlar bu nehirleri çakılla dolduran suyun sonucu. Ajans, “Çakıllı nehir tabanı ve ince taneli çevre, jeologların ters kanallar olarak adlandırdığı garip bir fenomene yol açabilir. Nehir yok olduktan sonra, ince taneli çevre kolayca aşınabilir ve ağır nehir yatağını yüksek bir sırt olarak bırakabilir.” açıklamasında bulundu.
NASA’nın uzay aracı bu görüntüyü yüksek Mars düzlüklerinin yaklaşık 166 mil yukarısından çekti. Bu Mars uydusu, Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Deneyi ya da HIRISE olarak adlandırılan ve bu tür ayrıntılı fotoğraflar çeken büyük bir kamera taşıyor.
Dünya’dan farklı olarak Mars, atmosferini büyük ölçüde kaybetmiş ve geriye son derece kuru, çöl bir gezegen haline gelmiş durumda. Mars bugün Dünya’daki en kuru çölden 1.000 kat daha kuru ve ışınlanmış bir yüzeyle birleştiğinde yaşamın hayatta kalması için zorlu bir ortam yaratıyor. Ancak NASA’nın araba büyüklüğündeki Perseverance keşif aracı şu anda Kızıl Gezegen’in yüzeyinde geçmişteki ilkel yaşamın potansiyel işaretlerini araştırıyor.
Gelecekte NASA’nın Mars uydusu ve keşif araçlarına başka araçlar da katılabilir. Uzay ajansı, bir gün Mars çölü üzerinde 135 mil hızla süzülebilecek kompakt bir Mars uçağının potansiyelini araştırmaya başladı.
Derleyen: Alp Eren Gümüş