Tablo, ilk bakışta Johannes Vermeer’in başyapıtı “İnci Küpeli Kız”ın modern bir yorumu gibi görünüyor. Ancak daha yakından bakınca iş ilginç bir hâl alıyor. Bunun nedeni, Amsterdam’daki Rijksmuseum’da büyük bir Vermeer sergisi için ödünç verilen 1665 tarihli orjinalinin yerini alan birkaç hayran rekreasyonundan biri olan eserin, yapay zekâ (AI) kullanılarak yapılmış olması.
Eser, Mauritshuis Müzesinin görkemli salonlarına ait olup olmadığı ve sanat olarak sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağı gibi sorularla şiddetli bir tartışmaya yol açtı. Mauritshuis Basın Sorumlusu Boris de Munnick verdiği demeçte, “Tartışmalı bir konu, dolayısıyla insanlar bunu ya destekliyor ya da karşı çıkıyor. Bu eseri seçen insanlar, eseri beğendiler ve yapay zekâ olduğunu biliyorlardı. Biz de eseri beğendik, bu yüzden onu seçtik ve astık.” açıklamasında bulundu.
Berlinli dijital tasarımcı Julian Van Dieken, Mauritshuis’in “İncili Kızım” adlı enstalasyon için insanlardan ünlü tablonun kendi versiyonlarını göndermelerini istemesinin ardından bu resmi gönderdi. Van Dieken, eser için internetten milyonlarca görüntü kullanarak bir komutla karmaşık resimler üretebilen yapay zekâ aracı Midjourney’yi ve Photoshop’u kullandığını söyledi. Mauritshuis daha sonra bu resmi, hayranları tarafından gönderilen 3.482 resim arasından, basılacak ve “İnci Küpeli Kız”ın normalde bulunduğu odaya fiziksel olarak asılacak beş resimden biri olarak seçti. Van Dieken, Instagram’da “Onu bir müzede görmek olağanüstü.” diye paylaştı.
Yaşları 3 ile 94 arasında değişen çiçeği burnunda ressamlar “Kız”ı bir kukladan dinozora hatta bir meyve parçasına kadar farklı tarzlarda resmettiler. Ancak yapay zekâ tarafından üretilen bir görselin seçilmesi tepkilere yol açtı.
“Neredeyse Frankensteinvari”
Hollandalı sanatçı Iris Compiet, bunun bir “utanç ve inanılmaz bir hakaret” olduğunu söylerken onlarca kişi de tepkilerini dile getirdi. Compiet, “Bu, Vermeer’in mirasına ve aynı zamanda çalışan tüm sanatçılara yapılmış bir hakarettir. Bu hakaretin bir müzeden gelmesi, gerçek bir tokattır.” dedi. Compiet, yapay zekâ araçlarının, diğer sanatçıların eserlerini yapay olarak oluşturulmuş görüntüler için temel olarak kullanmak ve genel olarak internet kullanıcılarının verilerini toplamak suretiyle telif haklarını ihlal ettiğini söyledi. Görüntünün kendisini ise “neredeyse Frankensteinvari” olarak tanımladı.
Avrupa Yapay Zekâ Düzenleme Birliğinden sanatçı Eva Toorenent, “etik dışı teknoloji” olarak adlandırdığı bu uygulamayı eleştirdi. Hollanda gazetesi De Volkskrant’ın aktardığına göre Toorenent, “Sanatçıların çalışmaları olmadan bu program hiçbir eser üretemezdi.” dedi.
Sanat nedir?
Mauritshuis’den De Munnick, “Sanat nedir?” sorusuna, “Bu, çok zor bir soru.” cevabını verdi. Ancak koleksiyonunda üç Vermeer ve yaklaşık bir düzine Rembrandt bulunan müzenin yapay zekâ konusunda sanatsal bir açıklama yapmak için kasıtlı olarak yola çıkmadığı konusunda ısrar etti.
“Bizim görüşümüz, bunun güzel bir resim olduğu ve yaratıcı bir süreç olduğu yönünde. Yapay zekânın bir sanat müzesine ait olup olmadığını tartışacak müze biz değiliz. Daha genç insanlar, bundan rahatsızlık duymazken ileri yaşlardaki insanlar ise daha geleneksel resimleri beğendiklerini söylüyorlar.” diyen Munnick, Mauritshuis ziyaretçilerinin eş düzeyde bölünmüş olduğunu da sözlerine ekledi.
Munnick, Mauritshuis’in nisan ayında gerçek “Kız”ın geri dönmesini dört gözle beklediğini de sözlerine ekledi. Tablonun ünü, son yıllarda ABD’li yazar Tracy Chevalier’in 1999 tarihli bir romanı ve ardından çekilen bir Hollywood filmi sayesinde daha da arttı.
Derleyen: Nazlı Koyuncu