Colossal’ın lideri Ben Lamm, üzerinde çalıştıkları “nesli tükenmiş hayvanları geri getirme” teknolojisinin ekosistemleri kurtarmaya ve aynı zamanda insan embriyoları için yapay rahimler yaratmaya hizmet edeceğini garanti etmekle kalmayıp ilk yünlü mamutlara 2028 yılına kadar kavuşmuş olabileceğimizi söyledi.
Yünlü mamut, Tazmanya kaplanı ve dodo kuşu gibi hayvanları hayata döndürmeyi amaçlayan bir süreç olan “geri getirme (de-extinction)” sürecinin ticari yüzü Ben Lamm, sadece son on yılda en az dört başarılı teknoloji girişimi kurdu.
Lamm, kendisini en çok harekete geçiren şeyin ekosistemleri restore edebilme ve bu süreçte yeni teknolojiler keşfedebilme fikri olduğunu açıklıyor. Bu hedefe ulaşmak için kurduğu ve yönettiği Colossal şirketi, bu yeni sektörde küresel düzeyde ilk büyük şirket hâline geldi.
Yatırımcıları arasında iş kadını Paris Hilton, Thomas Tull (Jurassic Park serisini yaratan şirketin sahibi) ve Winklevoss ikizleri (Facebook’un orijinal yatırımcıları) gibi şahsiyetler var. Bu sayede şimdiden 75 milyon dolar topladı. Ayrıca George Church ve Beth Shapiro gibi dünyanın dört bir yanından bazı prestijli genetikçileri de saflarında sayıyor.
İklim değişikliği, sentetik biyoloji ve genetik mühendisliği alanlarında gerçekten tutkulu olduğunu söyleyen Lamm, bu teknolojiyi geliştirmenin zorluklarını El Pais’e şöyle anlattı: ”İnşa ettiğimiz şeyle ilgili şaşırtıcı olan şey, nesli tükenmiş bir hayvanı geri getirmeye baktığımızda, bunun gerçekten bir sistem sorunu olmasıdır. Genomları analiz etmenize yardımcı olacak bütün bir sistem inşa etmeniz gerekiyor. Genleri düzenlemenize ve genleri gerçekten sentezlemenize olanak tanıyan teknolojiyi inşa etmeli ve geliştirmelisiniz. Sonra yardımcı üreme teknolojileri inşa etmelisiniz.”
“Yeni teknolojilerle herhangi bir şey yaptığınızda ve cesur bir şey yaptığınızda düşünceli olmanız gerekir. Şeffaf olmanız gerekir. Etrafınızda ne yaptığını bilen doğru bir ekip olmalı. Etik olmalısınız. Bunun için bir ekibimiz var. Bence bunun doğru kullanımı, mamutlar veya filler gibi yok olmalarında insanoğlunun rolü olan kilit taşı türlerin korunmasıdır. Mamutların üreme döngüleri çok uzun ve popülasyonu korumak için çok sayıda olması gerekiyor.“
“Açık olmak gerekirse, Jurassic Park’ta olduğu gibi bir dinozorun soyunu tüketemezsiniz. Bu mümkün değildir. Mamutları geri getirmek mümkün çünkü elimizde DNA örnekleri var fakat dinozorları geri getirmek mümkün değil. Çünkü dinozorlara ait amino asit örnekleri var fakat DNA yok.”
Nesli tükenmiş türleri tekrar doğaya kazandırmaya çalışmanın olumsuz sonuçları olabileceğini göz önünde bulundurduğunu söyleyen Lamm, bu geri getirme projelerini bozulmuş ekosistemleri düzeltmek ve doğadaki istikrarı geri getirmek için kullanacaklarını söyledi. Dodo kuşlarının neslinin tükenmesine sebep olan şeyin insanlar olduğunu ve zamanı gelince bu kuşları tekrar yabanileştirmek için hükûmetlerle birlikte çalışacaklarını da ekledi.
Geliştirilmekte olan teknolojinin tıp için de fayda sağlayabileceğini söyleyen Lamm, “Üzerinde çalıştığımız tüm gen düzenleme araçlarının insan sağlığı ve gen terapisi için büyük uygulamaları var. Ayrıca yapay rahimler üzerinde de çalışıyoruz. Bu beni çok heyecanlandırıyor çünkü bunun koruma için çok büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Eğer laboratuarda yüz beyaz gergedan yetiştirebilir ve sonra onları tekrar doğaya salabilirseniz bu inanılmaz olur. Ayrıca insan embriyoları ve IVF (tüp bebek) için de harika olabilir.” dedi
Son olarak, birkaç yıl içinde mamut ve dodoyu başarılı bir şekilde geri getirmekle kalmayıp aynı zamanda onları başarılı bir şekilde yeniden yabanileştirmeyi planlayan Lamm ve ekibi, ilk yünlü mamutlara 2028 yılına kadar kavuşmuş olabileceğimiz konusunda kendilerine oldukça güvendiklerini söyledi
Derleyen: Görkem Süner