Halk arasında saçkıran veya saç dökülmesi olarak bilinen alopecia areata, psikolojimize nasıl etki ediyor? Yapılan yeni toplu analiz bu durumun bizi çok iyi etkilemediğini buldu.
Çalışma, saç dökülmesi ile anksiyete ve depresyon arasındaki bağlantıyı keşfetmek amacıyla var olan çalışmalar üzerinde bir inceleme olarak gerçekleşti.
İncelenen 8 çalışma, saçkıran bulunan 6.010 kişi ve 20.961 katılımcıyı kapsıyor.
Ortaya çıkan sonuç ise saç dökülmesine sahip insanların depresyona normal insanlara kıyasla 2.50, anksiyeteye ise 2.71 oranında daha fazla meyilli olduğu.
Saçkıran erkeklerde %85 daha yaygınken kadınların sadece %40’ı bundan muzdarip. Bunun nedeni testosteronun farklı bir tipi olan dihidrotestosteron (DHT). Ancak tüm suç DHT’de değil, saç köklerinizin hassasiyetinde, yani genetiğinizde. Zamanla DHT’ye hassasiyeti artan saç kökleriniz dökülmeye meyilli olur ve sonuç olarak saç dökülmesi başlar. Genetiğinizin yani sıra yaş ve stres de köklerinizin hassasiyetinde rol oynar.
Kelliğin bize getirdiği etkileriden bahsedecek olursak eğer elbette ilk akla gelen öz güven eksikliği. Çoğu kişinin öz güveni öncelikle kendini sevmekle ve kabul etmekle başlar. Saçkıran yüzünden saç kaybı yaşamak doğal olarak normal bir döngü olsa da bizde yıkıcı bir etkiye neden olur. Öz güven eksikliği de çalışmadan anlaşılacağı gibi bizi depresyona ve strese meyilli hale getirir.
Saç dökülmesi yüzünden başımıza gelebilecek bu zincirlemeden kaçınmak için rutin bakımlar veya bir üst seviye olarak hormon tedavisi mevcut. Saç ekimi de bu duruma iyi bir çözüm olabilir.
Derleyen: Ceren Korkmaz