Sleep Foundation tarafından 2023’te yakın zamanda yürütülen bir anket, 1.250 ABD’li yetişkinin %1,4’ünün bir yıl veya daha uzun süredir partnerlerinden ayrı uyuduğunu ortaya koyuyor.
Anket, bu bireylerin %52,9 ayrı uyumanın sonucunda uyku kalitesinin arttığını bildirdi. Ancak çalışma, ayrı ayrı uyumayı deneyenlerin %25,7’sinin sonunda aynı yatağı paylaşmaya geri döndüğünü ve bunun da daha uzun uyku sürelerine yol açtığını buldu.
Aynı yıl New York Times tarafından 2.200 ABD’li yetişkinle yapılan başka bir araştırma, beş çiftten birinin en azından ara sıra ayrı yatak odalarında uyuduğunu ortaya çıkardı. Bu toplumsal bir norm olmasa da çakışan programlar, kişisel alan ihtiyacı, gece geç saatlerde yapılan aktiviteler ve horlama gibi çeşitli nedenlerle daha fazla insan bu düzenlemeyi keşfetmeye istekli görünüyor.
“Uykuda boşanma” terimi kulağa sert gelebilir ancak düşmanlık veya ilişki sorunları anlamına gelmiyor.
Çiftler genellikle bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için ayrı uyku düzenlemeleri benimsiyor. Örneğin, Missouri’den 43 yaşında bir kadın olan Regina Cross, hamileliği sırasında kocasından ayrı uyumaya başladı ve her ikisi de bu şekilde daha iyi uyudukları için bu uygulamaya dokuz yıldan fazla devam etti.
Çalışmalar, birlikte uyumanın hızlı göz hareketi (REM) uykusunda artış ve uyku etkinliğinde iyileşme gibi faydalar sağladığını gösterse de herkese uyan tek bir çözüm yok.
Heteroseksüel çiftler üzerinde 2020 yılında yapılan bir araştırma, birlikte uyumanın %10 daha fazla REM uykusuyla sonuçlandığını, hafızanın sağlamlaştırılmasına ve duygusal düzenlemeye yardımcı olduğunu gösterdi.
Ek olarak 1.000 katılımcıyla yapılan 2022 araştırması, aynı yatağı paylaşmanın daha fazla uyku, daha az yorgunluk ve daha hızlı uykuya başlama gibi avantajlarını vurguladı.
Bu yüzden “uykuda boşanma” söz konusu olduğunda sizin, eşiniz ve ilişkiniz için en iyi olanı yapın. Bu yöntem bazı insanlar için uygun olsa da herkese uyan tek bir cevap yok, tıpkı uykunun kendisinde olduğu gibi.
Derleyen: Eliz Canyurt