- Christopher Nolan’ın çektiği J. Robert Oppenheimer biyografi filmi, nükleer silahların yıkıcı gücüne dair hastalıklı bir merakı yeniden canlandırdı.
- Bu bombaların yalnızca bir kısmının bile patlatıldığı bir savaş, neredeyse anında milyonlarca insanı öldürebilecek patlama dalgaları ve yangınlar yaratır. Dolayısıyla radyasyona bağlı kanserler ve genetik hasar, nesiller boyu kalan nüfusu etkiler -ki zamanında etkiledi.
Son kırk yıldır Dünya sistemini modelleyen bilim insanları, bunu öğrenmek için bilgisayar simülasyonları yürüttüler.
Atmosfer bilimcileri Paul Crutzen ve John Birks, kimya ve iklim modelleme bilgilerini kullanarak 1982’de bir nükleer savaşın “nükleer kış” olarak bilinen duruma neden olacak kadar büyük bir duman bulutu üreteceğini öne süren kısa bir makale yazdılar. Bunun, tarımı ve onunla birlikte medeniyeti mahvedeceğini iddia ettiler.
Bir yıl sonra, ABD ve Sovyetler Birliğinden bilim insanları, nükleer silahların vurduğu şehirlerin ve endüstriyel komplekslerin gerçekten de eşdeğer bir orman alanını yakmaktan çok daha fazla duman ve toz çıkaracağını doğruladılar. İkinci olarak, bu küresel duman tabakasının Güneş ışığını engelleyerek Dünya yüzeyindeki koşulların hızla daha soğuk, daha kuru ve daha karanlık olmasına neden olacağını belirttiler.
İklim modellemesi, azalan Güneş ışığının küresel sıcaklıkları yaklaşık on yıl boyunca 10˚C’ye kadar düşüreceğini gösteriyor. Bitkilerin fotosentez yapması için daha az Güneş ışığı anlamına gelen bu donma koşulları, küresel gıda üretimi için feci sonuçlara sebep olup dünya çapında kitlesel açlığa yol açacak.
Modern iklim modelleri, 1980’lerde kullanılanlardan çok daha karmaşık olmasıyla bilinir. Ve bugün çalışır durumda daha az nükleer bomba olsa da bilgisayar simülasyonlarından elde edilen daha yeni sonuçlar, bilim insanlarının 40 yıl önce ortaya koyduğu korkunç kehanetin aslında hafife alınmış olabileceğini gösteriyor.
ABD’deki Rutgers Üniversitesinden Alan Robock liderliğindeki çevre bilimciler, yakın tarihli bir makalelerinde nükleer kış teorisinin soğuk savaş sırasında nükleer silahların yayılmasını sona erdirmeye yardımcı olduğunu savundular. 1986’da Başkan Ronald Reagan ve Genel Sekreter Mihail Gorbaçov, nükleer bir kışın Dünya’daki tüm yaşam için tahmin edilen sonuçlarına atıfta bulunurken, nükleer silah sayısını azaltmak için tarihteki ilk adımları attılar.
Yeni iklim modelleri, ABD ile Rusya arasında mümkün olan en büyük nükleer değiş tokuşla okyanusun oldukça derinden soğuyacağını ve dünyanın binlerce yıl sürecek “küçük bir nükleer buzul çağına” sürükleneceğini öne sürüyor.
Elbette yedi nükleer devlet daha var: Çin, Fransa, Hindistan, İsrail, Kuzey Kore, Pakistan ve Birleşik Krallık. Bilim insanları, Hindistan ile Pakistan arasındaki sınırlı bir nükleer savaşın bile en az iki yıl boyunca 130 milyon insanı öldürebileceğini ve 2,5 milyar daha gıdayı mahrum bırakabileceğini modellediler.
Bilimsel modelleme, deneyimlemek zorunda kalmadan bir nükleer savaşın uçurumuna bakmamızı sağlar. Bu olasılıklara ilişkin kırk yıllık bilimsel araştırma, 2017’de nükleer silahların yasaklanmasına ilişkin bir Birleşmiş Milletler anlaşmasının kabul edilmesini teşvik etti. Anlaşma çoğu ülke tarafından onaylandı, ancak dokuz nükleer güç tarafından henüz onaylanmadı.
Nükleer silahların ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası kampanya, aynı yıl nükleer silahların herhangi bir şekilde kullanılmasından kaynaklanacak felaketi vurgulama çalışmalarından dolayı Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü.
Ancak Ukrayna’daki savaş, eski korkuları su yüzüne çıkardı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çatışmanın bir parçası olarak nükleer silahların sınırlı kullanımı tehdidinde bulundu ve tek bir fırlatma, milyarlarca insanı zar zor kavrayabileceğimiz kadar üzücü bir dünyaya sürükleyecek bölgesel ve hatta küresel bir felakete dönüşebilir.
Robock, bilim insanlarının nükleer silahları patlatmanın sonuçlarını incelemesinin ve mümkün olduğunca çok insanın bunlardan haberdar olmasını sağlamasının artık “daha da acil” olduğunu söyledi. Ve nihayetinde, bu silahların ortadan kaldırılması için çalışmak gerektiğini belirtti.
Nükleer savaş tehdidi tam olarak ortadan kalkmadı ve Dünya’daki yaşamın çoğunu binlerce yıl boyunca mahvedecek bir nükleer buzul çağı hâlâ bir olasılık olarak karşımıza çıkıyor.
Derleyen: Ceren Korkmaz