- Danimarka’nın Kopenhag Üniversitesindeki araştırmacılar tarafından yapılan araştırma, beyindeki bir kısmın durdurma butonu gibi çalıştığını öne sürüyor.
- Fareler üzerinde yapılan deney, insanlarla benzerlik gösteriyorsa bu durum insanın odaklanma gibi durumlardaki davranışlarının anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Derinlemesine odaklandığımızda, bedenlerimiz gerçek anlamda askıya alınmış duruma girebilir; uzuvlarımız donar, solunum durur, kalp atışları yavaşlar. Evren, elimizdeki görevden başka bir şey kalmayana kadar daralır.
Fareler üzerinde yapılan deney, beyin sapının pedunculopontine nucleus (PPN) adı verilen bir bölümündeki bir dizi hücrenin bu “dondurucu buton” etkisinden sorumlu olabileceğini gösteriyor.
Bu keşif, insan zihninin zen benzeri özelliklerine katkıda bulunan dokuların yerini belirlememize yardımcı olmakla kalmayıp, Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif durumlarda semptomların ilerleyişini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir ve potansiyel olarak daha iyi tedavilere yol açabilir.
Bizim gibi hayvanların da aniden durmak için pek çok nedeni vardır. Örneğin korkuya bağlı donma, avın tespit edilmekten kaçınması için bir mücadele şansı verir.
Savunma amaçlı küresel motor durması, sinir sisteminin nispeten iyi çalışılmış bir işlevidir; alt beyin sapı ile amigdala (korku merkezi) ve orta beyindeki periaqueductal gri arasında izlenen yollar vardır.
Araştırmacılar, bu özel motor duraklama biçiminden sorumlu beyin hücrelerini bulmak için beynin uyarıldığında kas tonusunu baskıladığı bilinen bir bölümü olan PPN’de “ışıkla aktive olan” nöronlara sahip olacak şekilde tasarlanmış fareler kullandılar.
Kemirgenlerde PPN’nin tetiklenmesi hareketleri yavaşlatma eğilimi ve onları daha keşfedici olmaya teşvik ediyor. İlginçtir ki bu konudaki tüm araştırmalar, aynı sonuçları rapor etmemiş; bazıları deneklerin kaslarının tamamen kilitlendiğini gözlemlemiş.
Bu son deneyin arkasındaki bilim insanları, nöronların aktivasyonunu PPN’nin belirli bölgeleriyle sınırlandırarak farelerin duraklamasına, donmasına ve ardından önceki faaliyetlerine devam etmesine neden olan küçük nöron kümelerini belirledi.
Çalışmanın başyazarı sinir bilimci Haizea Goñi-Erro, “Bu ‘dur-ve-oyna modeli’ çok benzersiz; daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor. Bizim ya da diğer araştırmacıların incelediği diğer hareket ya da motor durma biçimlerine de benzemiyor. Orada, hareket mutlaka durduğu yerden başlamaz, yeni bir modelle yeniden başlayabilir.” diyor.
Biz insanlar da PPN’ye sahibiz, bu yüzden beynimizin kaslarımızı “dur ve düşün” anına koordine eden, anahtarlarımızı nereye koyduğumuzu hatırlamamız için bize zihinsel alan sağlayan ya da golfte mükemmel vuruşu yapmamızı sağlayan küçük bir sinir hücresi popülasyonu içerdiğini varsaymak çok da zor değil.
Elbette her “nörolojik kablolamada” olduğu gibi PPN’nin işleyişinde de kısa devreler ortaya çıkabilir. Bu bulgu ışığında, Parkinson hastası bireylerde görülen yavaşlamış ya da durmuş hareketlerin bu spesifik sinirlerin aşırı aktivasyonunun bir sonucu olabileceği kuvvetle muhtemel.
Nörolog Ole Kiehn, “Bu nedenle, öncelikle sinir sisteminde hareketi kontrol eden temel mekanizmalara odaklanan bu çalışma, nihayetinde Parkinson hastalığındaki bazı motor semptomların nedenini anlamamıza yardımcı olabilir.” diyor.
Derleyen: Görkem Süner