- Kurgusal vampir Dracula’ya ilham verdiği bilinen efsanevi tarihi figürün mektuplarının kimyasal analizi, Vlad Drăculea’nın (diğer adıyla Kazıklı Voyvoda) kanlı gözyaşları dökmüş olabileceğini ortaya çıkardı.
- 15. yüzyıl Eflak hükümdarının kağıt üzerinde bıraktığı izler, onun hemolakri olarak bilinen ve gözyaşlarında kanın varlığı olarak kendini gösteren bir hastalıktan muzdarip olduğunu gösteriyor.
İtalya’daki Catania Üniversitesinden kimyager Maria Gaetana Giovanna Pittalà liderliğindeki bir ekip, “Hesaplarımıza göre, bu tür bir araştırma ilk kez yürütülüyor ve Vlad Dracula’nın sağlık durumunun ön plana çıkarılmasına ciddi anlamda yardımcı olan bir araştırma oldu.” diye yazıyor.
Vlad Dracula, Avrupa tarihinde kesinlikle yükselen bir figürdü. Eflak hükümdarı olarak bilinen kahramanlıkları ise neredeyse efsanevi.
Vlad’in kaç ölümden sorumlu olduğu bilinmemekle beraber tahminler 80.000’in üzerinde olduğunu gösteriyor.
Hayatı ile eylemleri iyi belgelenmiş ve çoğu durumda şüphesiz abartılmış olsa da hayatında muhtemelen asla bilemeyeceğimiz bazı ayrıntılar var. Ancak Pittalà ve meslektaşları, Dracula’nın dokunduğu bilinen nesneleri inceleyerek bunu öğrenmenin bir yolu olabileceğini düşündüler. Bu eşyaların başında ise hükümdarın kendisinin kaleme aldığı mektuplar bulunuyor.
Mektuplar, tarihçiler için mutlak bir hazine olarak bilinirler. Ancak bu durumda, araştırmacıları ilgilendiren Dracula’nın mektuplarının içeriği değil, kağıtta hangi sırların -daha doğrusu hangi izlerin ve dokuların- geride kalmış olabileceğiydi.
Mektuplar şu anda 500 yıldan daha eski oldukları için onlardan örnekler almak, değerli tarihi belgeler için ideal olmayan bir hasara neden olabilir. Ancak iyon değiştiriciler ve su itici reçinelerle işlenen özel bir etilen-vinil asetat filminin yakın zamanda geliştirilmesi, eski kumaşlar ve kağıtlar üzerinde hasar bırakmayarak umut verici bir etki için kullanılmaya başladı.
Sonuçlar kesinlikle ilginçti. Araştırmacıların bulduğu proteinlerden ikisi, kronik akciğer ve sinüs enfeksiyonlarıyla sonuçlanan genetik bir solunum bozukluğuna işaret ediyor gibiydi. Ayrıca, enflamatuar süreçlerle ilişkili proteinlere ait peptitler de buldular. Bu bilgileri bir araya getirdiğinizde, bu bir cilt veya solunum bozukluğunu veya belki her ikisinin birden varolduğunu gösterir.
Ayrıca retina, gözyaşı proteinleri ve kan proteinleri ile ilişkili peptitler de bulundu. Araştırmacılar, Vlad Dracula’nın kanlı gözyaşları döktüğüne dair raporlar olduğunu iddia ediyor; gerçekten de bu kavram, Dracula’nın kurgusal tasvirlerinde de popüler olmasıyla bilinen bir durum. Kesin bir kanıt olmaktan uzak olsa da bu söylentinin bazı gerçekleri barındırabileceği düşünülüyor.
Araştırmacılar, “Toplam olarak burada bildirilen proteomik veriler, tek başına kapsamlı olarak kabul edilemese de bazı hikâyelere göre Dracula’nın -en azından hayatının son yıllarında- hemolakri adı verilen patolojik bir durumdan muzdarip olduğunu, yani kanla karışık gözyaşı döktüğünü düşünüyoruz.” diyor.
Derleyen: Ceren Korkmaz