- “Monk Mode (Keşiş Modu)” istediğiniz süre boyunca sosyal medyadan uzaklaşmanızı sağlayan uygulamaların tümünün işlevi olarak adlandırılıyor.
- Engelleme uygulamaları ve bu uygulamalara duyulan talep yine sosyal medya aracılığıyla artıyor.
- Odaklanmak için keşiş uygulamalarıyla beraber öz disiplin de önemli yer tutuyor.
FocusMe’nin kurucu ortağı Vladimir Druts, sosyal medya bağımlılığının önemine vurgu yapıyor: “Toplum uyuşturucu bağımlılığına veya kumara odaklanıyor. Ama sanırım çoğu zaman cihazlarımıza ve dijital koltuk değneklerimize bağımlı olduğumuzu fark etmiyoruz.”
Giderek artan ve yaygınlaşan yapay zekayla birlikte, teknoloji kaynaklı dikkat dağıtıcı ve bağımlılık yapıcı unsurların artarak devam edeceğini söyleyen Dturs, yapay zekanın içeriği arttırdığını söylüyor. “Dikkatimizi çekmek için yarışan uygulamaların katlanarak büyüdüğünü göreceğiz. Keşiş modu kesinlikle hız kazanacak.” diyerek keşiş moduna dikkat çekiyor.
Günlük işlerimizin yoğunluğuna yetişmeye çalışırken sürekli olarak dikkat dağıtan sosyal medyadan kendi irademizle uzak durmak gerçekten çok zor. İşte bu noktada keşiş modu devreye giriyor.
Keşiş modu istediğiniz süre boyunca sosyal medyadan uzaklaşmanızı sağlayan uygulamaların tümünün işlevi olarak adlandırılabilir.
Bu uygulamalardan biri Freedom. Freedom ile dilediğiniz sosyal medya uygulamanızı veya web sitelerini belirli bir süre için kapatabiliyorsunuz. Yani uygulamanın telefona erişimini kısıtlıyor bu sayede gelen bildirimleri görmüyor ve aynı zamanda uygulamaya erişemiyorsunuz. Bu sayede işinize daha iyi konsantre olabiliyorsunuz.
Londra’da yaşayan ve insan hakları avukatı olmakla beraber yazarlık da yapan Susie Alegre, konsantre olmak için Freedom uygulamasını kullandığını söylüyor ve şunları ekliyor: “Bir akıllı telefona sahip olmanın ve onunla önemli miktarda zaman kaybetmemenin sadece irade gücüyle inanılmaz derecede zor olduğunu düşünüyorum.”
Freedom uygulamasının kurucusu Fred Stutzman, bu uygulamanın fikrini üniversitedeyken, Facebook tez yazma sürecinde dikkatini çok dağıttığı için bulduğunu söylüyor. Stutzman sosyal medyaya karşı koyamamamızın insanî yetersizlik olmadığını, Meta’nın her yıl sosyal medyayı daha çekici hale getirmek için yüzlerce doktor ve davranış bilimci işe aldığını söylüyor. “Meta uygulamayı daha teşvik edici hale getirmek için yüzlerce doktora ve davranış bilimcisi istihdam ediyor. Bu, ortalama bir insan için adil bir mücadele değil.” Stutzman teknolojiye karşı koymak için teknolojiden yararlanılmasından memnun olduğunu da sözlerine ekliyor.
Engelleme sürenizi saat veya dakika olarak kendiniz ayarlayabiliyor ve isterseniz süre dolmadan engeli kaldırabiliyorsunuz.
Ancak “kilitli mod” seçeneğini seçtiğinizde engelleme süreniz dolana kadar siz de engeli kaldıramıyorsunuz. Bu da uygulamanın dayanamayıp kararını değiştirenlere karşı bir önlemi olarak karşımıza çıkıyor.
Susie Alegre telefonda iletişim kurması gerektiği için telefonunu kapatamadığı zamanlarda Freedom uygulamasını kullandığını dile getirirken geçen yıl yayımlanan “Freedom To Think” adlı kitabını yazarken de odaklanmak için Freedom’dan yararlandığını söyledi. Susie Alegre: “İronik bir şekilde, kitabım tam olarak dijital çağda odaklanmanın zorluğu ve teknolojinin zihnimizle etkileşime girmek ve düşünce sürecimize müdahale etmek için tasarlanma şekli hakkında.”
Freedom gibi sistemlere OldTurkey, FocusMe ve Forest uygulamaları da eklendi. Stutzman bu tarz uygulamalara talebin de özellikle pandemi sürecinde arttığını ve en çok engellenen sosyal medya uygulamalarının Instagram, Twitter ve Facebook olduğunu söyledi.
Birçok insan, dopamin salgılanmasına sebep olan sosyal medyada gezinme ya da bildirimleri sürekli kontrol etme arzularına karşı bu tarz uygulamaları kullanmaya başladı. Freedom uygulamasının şu an dünya çapında 2,5 milyondan fazla kullanıcısı var.
TikTok’ta “#monkmode” ile paylaşılan videoların mayıs ayında 77 milyondan fazla izlenme almış olmaları da bu yeni terime ilgiyi gösteriyor.
Yazar ve üretkenlik koçu Grace Marshall sosyal medyanın bağımlılık yapıcı doğasını vurgulayan pek çok çalışmaya dikkat çekiyor ve sosyal medya ile artan dopamini (beyinde salgılanan ve iyi hissettiren doğal bir kimyasal) anlatıyor: “Bir cihazdan bir ping alıyoruz ve bu açık bir döngü yaratıyor. Beynimiz bildirime bakarak bu döngüyü kapatmak istiyor çünkü bu döngüyü kapattığımızda bir dopamin salgılıyoruz.” Yalnızca sosyal medyanın değil Microsoft Teams, Slack, Gmail, gibi uygulamaların da, işle ilgili olsa da, bildirimlerine hemen cevap verme dürtümüzden bahsediyor: “Teknoloji, e-postalar, Slack, Microsoft Teams ve mesajlar gibi uygulamalar da anlıktır. Çoğu zaman insanlar anında yanıt verme beklentisi varmış gibi hissederler.” Bu noktada Marshall cevap verme süremiz ile ilgili bir yönerge oluşturmamız gerektiğini söylüyor ve bunun yalnızca odaklanma ile ilgili değil aynı zamanda zihinsel sağlıkla da ilgili olduğunu ekliyor.
Üretkenlik ve zihin koçu Mark Channon odaklanmayı arttırmak için uygulamalara güvenmiyorsanız kişisel rutininizde küçük değişiklikler yapmanızı tavsiye ediyor: “değişim ve alışkanlıklar yaratmak istiyorsanız, davranışı küçültün. YouTube izlemek istemiyorsanız, sizin için iyi olan başka alışkanlıklar oluşturun. Dikkat dağıtıcı unsurları yönetebilmek çok önemlidir. Sabah dizüstü bilgisayarınızın başına oturduktan sonra kendinize ‘Bugün tamamlamam gereken en önemli şey nedir?’ diye sorun ve bu cevabı dinleyin.” diyor.
Derleyen: Fatma Ebrar Tuncel