- Bilimin erişmeye çalıştığı en zor yerlerden biri Dünya’nın çekirdeği.
- Son araştırma, bazı araştırmacıların Dünya’nın çekirdeğinin sızıntı yaptığına dair öngörülerini doğruluyor.
- Kuzey Kutbu’ndaki 62 milyon yıllık kayaların içinde bulunan rekor düzeydeki helyum izotopu konsantrasyonları, gezegenimizin çekirdeğindeki yavaş sızıntının bugüne kadarki en ikna edici kanıtı olabilir.
Woods Hole Oşinografi Enstitüsü ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünden jeokimyacılardan oluşan bir ekip, daha önce antik lav akıntıları üzerinde analizler gerçekleştirdi. Sonuçlar, gezegenimiz oluşurken çekirdekte sıkışan helyumun yüzeye doğru yol aldığını gösteriyor.
Helyum çok hafif olduğundan ve tepkimeye girmeye yatkın olmadığından, açıktaki kayalardan atmosfere yayılmasını ve uzaya sürüklenmesini engelleyecek çok az şey var. Bu da helyumu gezegenin yüzeyinde şaşırtıcı derecede nadir bulunan bir madde hâline getiriyor. Yine de bu elementin ne kadarının ayaklarımızın altında sıkışıp kaldığı, jeolojinin en büyük bilinmeyenlerinden biri.
Yaklaşık 4,6 milyar yıl lav püskürttükten sonra, Dünya’nın bebekken yuttuğu helyumun çoğunun atılmış olması gerekir. Dolayısıyla nispeten taze volkanik kayaçlarda bulunan gaz izleri, helyumunu henüz kusmamış manto ceplerinden ya da yavaş sızan bir rezervden gelmiş olmalı.
Kanada’nın Baffin Adası’ndaki bazaltik lavlar, dünyanın en yüksek helyum 3 (3He) ile biraz daha ağır bir izotop olan helyum 4 (4He) oranlarından bazılarını içeriyor. Jeologlara göre böyle bir karışım, gazın varlığının atmosfer tarafından kirletilmediğini; daha derin, daha eski kökenlerin bir işareti olduğunu gösteriyor.
Birkaç yıl önce, Woods Hole Oşinografi Enstitüsü jeokimyacısı Forrest Horton, Baffin’in lav alanlarından toplanan olivin örneklerinde atmosferik seviyelerin 50 katına kadar helyum izotop oranlarını ortaya çıkardı. Bu da onları manto için bile yüksek hâle getirdi.
Bu olağandışı 3He konsantrasyonu, İzlanda’dan toplanan lavlarda da mevcuttu ve kabuğun bir bölümünün, manto aktivitesinin kendi farklı taşıma bandının üzerinde yer aldığı düşünülüyordu.
Horton ve ekibi, tesadüf olasılığını göz ardı etmeden, her iki sıcak noktanın da helyumlarını mantoya bitişik eski bir rezervden almış olup olamayacağını merak etti.
Şimdi önsezilerinin doğru olabileceği görülüyor. Baffin ve çevresindeki adalarda düzinelerce korunaklı bölgeden alınan olivin koleksiyonunu içeren son analizler, volkanik kayada şimdiye kadar kaydedilen en yüksek 3He / 4He oranını verdi ve atmosferde görülenlerin yaklaşık 70 katını ölçtü.
Binlerce kilometrelik yoğun ve sıcak kayanın ardına gizlenmiş olan Dünya’nın çekirdeği, bilimde bir nesnenin ulaşabileceği en erişilmez yer. Onu incelemenin tek yolu, gezegenimizin derisinin altında yankılanma şeklini dikkatle dinlemek.
Derleyen: Görkem Süner