- Kuzeydoğu Çin Shiyu bölgesinde bulunan eserler ve yeni analizler bu kalıntıların yaklaşık 45.000 yıl önce Homo sapiensler tarafından yaratıldığını ortaya çıkardı.
- Eserlerin analizi, yaklaşık 250.000 yıl önce Avrupa’da geliştirilen Levallois taş yontma tekniği gibi bir dizi teknolojik beceriyi ortaya çıkardı.
- Araştırma alanında yer alan hayvan kemiklerinin çoğu at veya at kemiklerinden oluşuyordu. Çoğunluğu yetişkindi, bulunan kalıntıların birçoğunda kasap işi olduğunu gösteren kesik izleri mevcuttu, bu da Shiyu halkının avcılık yaptığı anlamına geliyor.
Doğu Asya’da bulunan antik kaya ve kemik parçaları, insan göçünün tarihine ilişkin anlayışımızı değiştiriyor. Kuzeydoğu Çin Shiyu bölgesinde bulunan eserler ve yeni analizler bu kalıntıların yaklaşık 45.000 yıl önce Homo sapiensler tarafından yaratıldığını ortaya çıkardı. Bu, Doğu Asya’daki modern insanların en eski kanıtı olmakla birlikte Homo sapiens’lerin o zamana kadar Shiyu’da yerleşmiş olduğunu düşündürüyor ve daha önce bölgede bulunan kültürel eserleri değerlendirmede yeni yorumlamalara neden oluyor.
Bordeaux Üniversitesinden arkeolog Francesco D’Errico yaptığı açıklamada “Bu alan, kültürel kreolizasyon toplumlar ve yer değiştiren halklar arasındaki temas sürecini yansıtıyor ve kalıtsal özellikleri yeni yeniliklerle harmanlayarak Homo sapiens’in küresel yayılımına ilişkin geleneksel anlayışı karmaşıklaştırıyor.” diyor. Shiyu onlarca yıldır arkeolojik öneme sahip bir yer olarak bilinmekteydi. Bölge uzun bir süre boyunca da yerleşim alanı olarak kullanılmış. Tortul dizisi 30 metre derinliğinde ve içindeki katmanlar on binlerce yıl boyunca birikmiş. Arkeologlar, tortu içinde gömülü olan ve orada yaşayan insanlar tarafından yapılıp kullanılmış zengin aletler ve eserler buldular.

( Yang ve ekibi, Nat. Ecol. Evol., 2024 )
Bu insanların kim olduğu ve orada ne kadar süre yaşadıklarını belirleyebilmek devam eden bir projenin konusu oldu. 1963’te bu alanda yapılan ilk kazılarda ise binlerce obje bulundu. Bu objeler içerisinde; 15.000 taş eser, binlerce kemik ve diş parçası ve tek bir hominid fosili ile Homo sapiens’e ait olduğu tespit edilen bir kafatası parçası bulundu. Ancak kafatası parçası da dahil olmak üzere koleksiyonun büyük bir kısmı daha sonra kaybolmuş. Bilim insanları bu alanda 2013 yılında bir kazı daha gerçekleştirdi. Şimdi ise Çin Bilimler Akademisinden paleoantropolog Shi-Xia Yang liderliğindeki uluslararası multidisipliner bir ekip kazı alanını ayrıntılı olarak tanımlamak için çalışıyor. Ekip, mevcut eserlerden çok sayıda örnek seçip bunları yakından analiz ederek, bölgede bulunan hayvan kemiklerini inceledi. Ayrıca bulunan tortu dizisinin farklı bölümlerinden alınan örnekleri doğru bir şekilde tarihlendirmek için radyokarbon ve optik olarak uyarılmış lüminesans tekniklerini kullanarak yeni tarihlendirme analizi gerçekleştirdiler.

( Yang ve ekibi, Nat. Ecol. Evol ., 2024 )
Tarihlendirme, tortu dizininin en eski katmanının yaklaşık 45.000 yıl önce biriktiğini ortaya koyuyor. Eserlerin analizi, yaklaşık 250.000 yıl önce Avrupa’da geliştirilen Levallois taş yontma tekniği gibi bir dizi teknolojik beceriyi ortaya çıkardı. Ayrıca topluluğun avcılık becerisi olduğuna işaret eden, darbe kırılmalarına dair kanıtlar dişli ve saplı mermi uçları da içeriyor. En az 800 ila 1.000 kilometre gibi uzak bir mesafeden elde edilmiş olabilecek obsidyen de bulunuyor, bu da insanların ticaret veya seyahat amaçlı bir yerlere gittiklerini işaret ediyor.
Diğer ilginç ögeler arasında işlenmiş bir kemik alet olmakla birlikte amacı belirsizliğini koruyan ve ortasında bir delik bulunduran grafit bir disk yer alıyor (araştırmacılar, ikincisinin bir tür büyük düğme olabileceğini düşünüyor). Alanda yer alan hayvan kemiklerinin çoğu at kemiklerinden oluşuyordu ve çoğunlukla yetişkin atlara aitti. Kemiklerin birçoğunda kasap işi olduğunu gösteren kesik izleri mevcut, bu da demek oluyor ki Shiyu halkı atları avlayarak geçinen avcılar olabilir. Araştırmada bu bulgular karmaşık ve ilham verici bir tablo çiziyor. Yang, “Farklı kültürel özelliklerin bir araya gelmesi, atalarımızın genişleme sürecinde karmaşık ve yenilikçi bir adaptasyon sürecinin gerçekleştiğini gösteriyor.” diyor.

( Yang ve ekibi, Nat. Ecol. Evol., 2024 )
Araştırmacılar, hâlâ kayıp olan kafatası parçasıyla birlikte bu keşfin insanlık tarihinin önemli bir parçasını temsil ettiğini söylüyor. Avustralya’daki Griffith Üniversitesinden arkeolog Michael Petraglia, “Antik geçmişimizin karmaşıklığını anlamak, atalarımızın izlediği farklı yollar ve insan adaptasyonunun zenginliği hakkında paha biçilmez bilgiler sunabilir. Shiyu’daki bu keşif, erken insan göçü ve kültürel kaynaşmanın büyüleyici bir hikâyesini ortaya çıkararak, antik kökenlerimiz ve Homo sapiens’in olağanüstü uyum yeteneği hakkındaki bilgilerimizi genişletiyor.” diyor.
Araştırma Nature Ecology & Evolution dergisinde yayımlandı.
Derleyen: Burçin Bağatur