- Araştırmacılar, istilacı deniz yosununu ve alg kaynaklarını protein yapmak için kullandılar.
- Bu girişimin amacı, denizler için tehdit oluşturan unsurlardan kurtulurken soya ve bezelye proteini gibi ana akım bitki bazlı proteinlerle rekabet edebilecek proteinler geliştirmek.
- Balık popülasyonundaki azalmayla işleri azalan balıkçılar, bu proje için deniz yosunu toplayarak ek gelir elde ediyor.
İstilacı algler tüm dünyada problem teşkil ediyor. Farklı deniz yosunu türleri mercanları boğarak ve öldürerek okyanus ortamına tehdit oluşturuyor. Bu da balıkları ve diğer deniz canlılarını etkiliyor.
İspanya’da deniz kenarında yaşayan Sònia Hurtado, Rugulopteryx okamurae olarak bilinen yüksek miktarda deniz yosununun Akdeniz üzerindeki etkisini gördü. 2015 yılında Fransa’nın güneyinde meydana gelen ve tüm kıyı şeridine yayılan bir kirlenme başladı. Döngüsel gıda malzemelerinden protein elde etme konusunda uzman olan María Cermeño ile tanıştıktan sonra ikili, okyanusu bu zararlıdan kurtarmaya ve gıda için protein bileşenlerine dönüştürmeye karar verdi. Barselona merkezli bir sürdürülebilir gıda teknolojisi geliştiricisi olan Poseidona’yı kurdular ve bu istilacı deniz yosununu ve alg kaynaklarını (tarım üreticilerinin ürettiği atıkları) protein yapmak için kullandılar.
Şirket, genellikle plastiği geri dönüştürmek ve etanol üretmek için kullanılan bir moleküler izolasyon işlemi olan enzimatik hidrolizi kullanıyor. Şirketin gizli yöntemi, bunun yapılış şekli ve yüksek kaliteli bir protein ürünü sağlamak için kullanılan enzimlerin kombinasyonudur. Hurtado, besleyici faktörleri ve proteinin genel olarak iyi işlevselliğini aradıklarını söyledi.
Poseidona, gıda yapmak için alternatif kaynakları kullanan tek şirket değil. Berlin merkezli Pacifico Biolabs da geçen ay alternatif deniz ürünleri üretmeye yönelik fermantasyon süreci için 3,3 milyon dolarlık fon sağladığını duyurdu.
Hurtado, yan akışları kamusal alana daha fazla iten şeyin, gıda bilimcilerinin yeni protein kaynakları bulma ihtiyacının farkına varması olduğunu söyledi. Aynı zamanda, gıda üretiminin çevre üzerindeki etkisiyle ilgilenenler, çok fazla atık ve yan akışın üretildiğini görüyor. Hurtado verdiği demeçte şunları söyledi: “Örneğin, çürümüş domateslerin kabuğunda kullanabileceğimiz pek çok iyi renk ve molekül var. Aşırı nüfuslu bir dünya haline geliyoruz ve bir noktada sahip olduğumuz tüm kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmamız gerekiyor çünkü daha fazla kaynağın olduğu bir noktaya ulaşamayız.”
Poseidona’nın ilk ürünü soya alternatifi bir protein konsantresidir. Şirketlerin genellikle içeriklerin renk ve tatlarını denemeleri gerekir. Ancak ilk prototiplerde Hurtado ve Cermeño konsantrenin umami ya da mantar benzeri bir tada ve biraz kırmızımsı bir renge sahip olduğunu keşfetti. Hurtado, daha çok soyaya benzer bir renk aradıklarını ancak şimdilik doğal renkle devam ettiklerini söyledi.
Her şey yolunda giderse Hurtado, konsantreyi 2024’ün sonunda piyasaya sürmeyi umuyor. Kuruluşta Ar-Ge’nin ilerlemesine, iklim teknolojisi ve mavi ekonomi konusunda uzmanlaşmış Avrupa’nın önde gelen risk sermayesi fonlarından biri olan Faber yardımcı oluyor. Poseidona’nın ürünleri için kullandığı yosunların nasıl işleneceği ve toplanacağı konusunda özel hükümet düzenlemeleri var. Balık popülasyonundaki azalma, balıkçıların daha az çalışmasına yol açıyor. Hurtado’nun kızından gelen bir fikir, balıkçıların başka bir gelir kaynağı olarak deniz yosunu toplamasını sağlayacak bir program üzerinde çalışmaya teşvik etti.
Hurtado, “Amacımız, tescilli metodolojimizi kullanarak çeşitli makroalg türlerini kullanabilmek ve şu anda hiçbir rekabeti olmayan soya ve bezelye proteini gibi ana akım bitki bazlı proteinlerle rekabet edebilecek uygun bir maliyetle harika proteinler geliştirmek. Nihayetinde soya proteini ile maliyet eşitliğine ulaşabileceğiz.” dedi.
Derleyen: Esin Özcan