- Araştırmalar, üzümün varlığını dinozorları yok eden asteroide borçlu olabileceğimizi ve bu olaydan sonra üzümün dünya çapında yayılmaya başladığını gösteriyor.
- Kolombiya, Panama ve Peru’da bulunan fosilleşmiş üzüm çekirdekleri, üzümün Batı Yarımküre’deki en eski örneklerini temsil ediyor.
- Bu keşifler, geçmiş biyolojik çeşitlilik krizlerini ve ekosistemlerin kitlesel yok oluşlardan sonra nasıl toparlandığını anlamada önemli bilgiler sunuyor.
Şarap meraklıları, vintage şarapları takdir eder ancak dünyanın en eski üzümlerinin 66 milyon yıl yaşında olduğunu öğrenince şaşırabilirler. Son araştırmalar, üzümün varlığını dinozorların yok olmasına neden olan asteroide borçlu olabileceğimizi öne sürüyor.
Bilim insanları Kolombiya, Panama ve Peru’da 19 ila 60 milyon yıl öncesine tarihlenen fosilleşmiş üzüm çekirdekleri keşfettiler. Bu türlerden biri, Batı Yarımküre’de bilinen en eski üzüm türünü temsil ediyor. Nature Plants dergisinde yayımlanan bu araştırmayı yürüten paleobotanist Fabiany Herrera, bu keşfin, dinozorların yok olmasından sonra üzümlerin dünya çapında nasıl yayılmaya başladığını vurguladığını belirtti.
Meyveler, yumuşak dokulara sahip olduklarından nadiren fosilleşiyor, bu nedenle bilim insanları kökenlerini anlamak için çekirdeklerini inceliyor. Hindistan’da bulunan bilinen en eski üzüm çekirdeği fosilleri, dinozorları öldüren asteroit çarpması ile aynı döneme tarihleniyor.
Herrera, yok oluşun hayvanlar üzerindeki etkisine odaklanırken aynı zamanda bitkileri de önemli ölçüde etkilediğini ve orman kompozisyonlarını yeniden şekillendirdiğini belirtti. Hipotez, büyük dinozorların yokluğunun bitkilerin gelişmesine izin verdiği yönünde.
Michigan Üniversitesi Paleontoloji Müzesinin yardımcı küratörü ve makalenin ortak yazarlarından Monica Carvalho, dinozorların muhtemelen ağaçları devirmek suretiyle ormanları açık tuttuklarını açıkladı. Bu büyük hayvanlar olmadan, ormanlar daha yoğun hale geldi ve bitkiler ile hayvanlar için yeni habitatlar oluşturdu.
Bu dönemde, üzüm de dahil olmak üzere asmalar fosil kayıtlarında ortaya çıkmaya başladı ve kuşlar ile memelilerin çeşitlenmesinin üzüm çekirdeklerinin yayılmasına yardımcı olduğunu öne sürüyor. 2013 yılında Herrera’nın doktora danışmanı Steven Manchester, Hindistan’da bilinen en eski üzüm çekirdeği fosilini tanımladı.
Bu keşiften ilham alan Herrera, Güney Amerika’da üzüm fosilleri aramaya başladı. Herrera ve Carvalho, 2022’de Kolombiya And Dağları’nda saha çalışması yaparken 60 milyon yıllık bir üzüm fosili keşfettiler ve bu, Güney Amerika’da bulunan ilk üzüm fosili oldu. Lithouva susmanii adı verilen bu fosil, ortak üzüm asması Vitis’i içeren grubun Güney Amerika kökenini önerdiği için önemli.
Çalışma, özellikle mevcut çevresel zorluklar göz önüne alındığında geçmiş biyolojik çeşitlilik krizlerini anlamanın önemini vurguluyor. Herrera, bu küçük, antik tohumların orman evrimi ve direnci hakkında değerli bilgiler sunduğunu vurguladı. Bu araştırma, üzüm kökenleri hakkındaki bilgimizi artırmakla kalmayıp aynı zamanda ekosistemlerin kitlesel yok oluş olaylarından sonra nasıl toparlandığını ve uyum sağladığını da gözler önüne seriyor.
Derleyen: Eliz Canyurt