COVID-19’un ortaya çıkışı, bulaşıcı hastalıkların hızla yayılması ve ciddi sonuçlarını vurgulayarak gelecekteki potansiyel salgınlar hakkında küresel endişeye neden oldu. COVID-19’un etkisi etkili aşılarla hafifletilirken halk sağlığı yetkilileri şimdi üç büyük öldürücüye odaklanıyor: sıtma (parazit), HIV (virüs) ve tüberküloz (bakteri). Bu hastalıklar her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin ölümüne neden oluyor.
Öncelikli izleme listeleri, standart tedavilere dirençli patojenleri ve grip virüsleri gibi potansiyel tehditleri içerecek şekilde genişletildi. Bu tehditler arasında H5N1 veya “kuş gribi” ciddi bir endişe kaynağı. Bu virüs, ABD’deki kuşlar ve süt sığırlarında, ayrıca Moğolistan’daki atlarda tespit edildi. Öncelikle hayvanları etkilerken insanlarda enfeksiyon vakaları artıyor. 2024 yılında ABD’de 61 vaka bildirilmiş olup önceki iki yılda sadece iki vaka kaydedildi. Bu artış, insan vakalarındaki %30 ölüm oranıyla birleştiğinde dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor.
H5N1 şu anda insan hücre reseptörlerine bağlanma şekli nedeniyle insanlar arasında bulaşma yeteneğine sahip değil ancak virüs genomunda meydana gelebilecek tek bir genetik mutasyon, insan-insan bulaşmasını mümkün kılıyor ve potansiyel bir pandemiyi tetikliyor. Hükümetler, H5 aşılarını stoklayarak virüsün evrim geçirmesi durumunda hızlı hareket etmenin önemini vurguluyor.
H5N1’in insan sağlığı üzerindeki etkilerinin ötesinde hayvan refahını, gıda güvenliğini ve ekonomik istikrarı tehdit ediyor. Bu birbirine bağlı riskler insan, hayvan ve çevresel sağlığı birbirine bağımlı olarak gören “tek sağlık” yaklaşımını ön plana çıkarıyor. Bir alandaki hastalıkların ele alınması, tüm alanlardaki etkileri azaltabilir ve genel hazırlığı artırıyor.
Kuş gribi gibi yeni tehditler dikkat gerektirirken sıtma, HIV ve tüberküloz gibi süregelen “yavaş pandemiler” önemli zorluklar olmaya devam ediyor. Mevcut hastalıklarla mücadele çabalarını dengeleyerek yeni ortaya çıkanları izlemek, küresel sağlığı korumak için esas.
Derleyen: Eliz Canyurt