NASA’nın SpaceX Crew-10 astronotları, derin uzay görevleri için büyük spor ekipmanlarının sığmayacağı ortamda egzersiz yapmanın yenilikçi yöntemlerini test edecek.
Detaylar haberimizde…
Zero T2 çalışması, antrenmanlardan koşu bandını çıkararak astronotların güçlü kalıp kalamayacağını inceleyecek. Fitness deneylerinin yanı sıra mürettebat, görme sorunlarından uzayda sağlığı etkileyen genetik faktörlere kadar birçok tıbbi çalışmaya katılacak. Bu deneyler, gelecekte Ay ve Mars görevlerinde insanların sağlıklı kalmasını sağlamak için önemli bilgiler sunacak.

Astronotlar Gelecekteki Uzay Görevleri İçin Eğitim Alıyor
NASA’nın SpaceX Crew-10 misyonu, 12 Mart’ta Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) fırlatılacak ve uzun süreli görevlerde astronotların formda kalmasını sağlamak için egzersiz ve tıbbi araştırmaları içerecek. Dört kişilik ekibin belirli üyeleri, uzayda sağlığı korumaya odaklanan çalışmalara katılacak.
Uzay istasyonunda astronotlar, ağırlık kaldırma sistemi, sabit bisiklet ve T2 adı verilen özel bir koşu bandıyla donatılmış bir antrenman alanına erişebiliyor. İstasyonun büyüklüğü, büyük egzersiz ekipmanlarının kullanılmasına olanak tanıyor ve bu da astronotların hem uzayda hem de Dünya’ya döndüklerinde güçlerini ve genel sağlıklarını korumalarına yardımcı oluyor.
Derin Uzay Yolculuklarına Hazırlık
NASA, alçak Dünya yörüngesinin ötesine geçecek gelecekteki misyonlar için hazırlık yaparken, uzay araçlarındaki alanın daha sınırlı olacağını öngörüyor. Bu da koşu bandı gibi büyük egzersiz ekipmanlarının taşınmasını zorlaştırıyor.
Astronotların şu anki antrenmanlarının önemli bir parçası olan yürüyüş ve koşu, kas gücü, kemik sağlığı ve motor fonksiyonlarını nasıl etkilediği açısından hâlâ araştırılıyor. NASA, uzun uzay yolculuklarında koşu bandı olmadan antrenman yapmanın etkilerini anlamak için yeni egzersiz düzenleri geliştiriyor ve test ediyor.
Yeni Egzersiz Yöntemleri Test Ediliyor
Devam eden Zero T2 çalışması, astronotları üç farklı antrenman programına ayırıyor:
- Mevcut tüm egzersiz ekipmanlarını kullanmaya devam edenler,
- Koşu bandını kullanmadan diğer egzersiz aletleriyle çalışanlar,
- Sadece yeni ve daha az yer kaplayan deneysel egzersiz makinesini kullananlar.
NASA, uçuş öncesinde, sırasında ve sonrasında toplanan sağlık verilerini karşılaştırarak koşu bandı olmadan yapılan antrenmanların mürettebatın formunu, kas performansını ve Dünya’ya dönüş sonrası toparlanmasını nasıl etkilediğini değerlendirecek.
NASA astronotu Matthew Dominick, 2024 yılında NASA’nın SpaceX Crew-8 misyonunun komutanı olarak görev yaparken bu çalışmaya katıldı. “Koşu bandı büyük bir alan kaplıyor, ağırlığı fazla ve enerji tüketimi yüksek. Mars görevleri gibi her kilogramın önemli olduğu misyonlar için bu uygun değil” diyen Dominick, Zero T2 deneyinin koşu bandı olmadan sağlıklı kalmanın mümkün olup olmadığını anlamamıza yardımcı olduğunu belirtti.
Zero T2 Çalışmasının Etkisi
Zero T2 çalışmasının sonuçları, koşu bandı kullanılmadan yapılan egzersizlerin astronotların sağlığını nasıl etkilediğini ortaya koyacak. Bu çalışma, NASA’nın gelecekteki derin uzay misyonları için gerçekçi egzersiz protokolleri oluşturmasına yardımcı olacak.
Ayrıca bu araştırma, kemik, kas ve kardiyovasküler sağlığı korumaya yönelik egzersiz cihazlarının tasarımını iyileştirmek için Dünya’da da kullanılabilecek.
Zero T2 çalışmasının yanı sıra NASA mürettebatının bazı üyeleri, NASA’nın İnsan Araştırma Programı kapsamında ek çalışmalar gerçekleştirecek. Astronotlar, tıbbi muayeneler yapacak, biyolojik örnekler verecek ve uzay yolculuğuna bağlı yaralanmaları belgeleyerek araştırmalara katkı sağlayacak.
CIPHER: Uzayda İnsan Vücudunu Anlamak
CIPHER (Complement of Integrated Protocols for Human Exploration Research) adlı deney serisi, uzun uzay görevlerinde insan vücudunun farklı sistemlerinin nasıl uyum sağladığını anlamaya yardımcı olacak.
CIPHER katılımcıları, görme testleri, bilişsel testler ve MRI taramaları yaparak uzun süreli uzay uçuşlarının vücuda nasıl etki ettiğine dair kapsamlı bir resim ortaya koyacak.
NASA bilim insanı Cherie Oubre, bu çalışmanın gözler, kemikler, kalp, kaslar, bağışıklık sistemi ve daha fazlasını kapsadığını belirterek, “CIPHER, şimdiye kadar insan vücudu üzerinde yapılan en kapsamlı uzay uçuşu araştırmasını sunuyor. Bu çalışma, Ay, Mars ve ötesine yapılacak insanlı keşiflerin ilerlemesine katkıda bulunacak” dedi.

Uzayda Uzun Süre Kalmanın Etkileri Takip Edilecek
Bazı astronotlar ayrıca, Spaceflight Standard Measures (Uzay Uçuşu Standart Ölçümleri) adı verilen bir dizi temel ölçümü sağlayarak, insan vücudu ve zihninin uzayda zaman içinde nasıl uyum sağladığını gözlemlemeye yardımcı olacak.
Ek olarak, mürettebat Omics Archive adlı bir çalışmaya katılarak uzun süreli uzay uçuşlarının moleküler düzeyde vücuda nasıl etki ettiğini incelemek için biyolojik örnekler verecek.

Uzayda Görme Problemlerine Çözüm Arayışı
Bazı mürettebat üyeleri, uzay uçuşuna bağlı nöro-oküler sendrom (SANS) için potansiyel bir tedavi yöntemini test edecek.
Bilim insanları,beyin değişiklikleri ve göz arkasındaki şişme ile bağlantılı bu sendromun nedenlerini henüz tam olarak anlamış değil. Ancak yerçekimsiz ortamda vücut sıvılarının kafaya doğru kaymasının bir etken olabileceği düşünülüyor.
Bazı araştırmacılar, B vitaminlerinin vücuttaki sıvı hareketlerini nasıl etkilediğine bağlı olarak, genetik faktörlerin astronotların bu değişimlere nasıl tepki verdiğini belirleyebileceğini öne sürüyor.

Deney kapsamında, mürettebat B vitamini takviyelerinin SANS semptomlarını önleyip önleyemeyeceğini ve bacaklara takılan özel manşetlerin sıvıyı alt vücutta tutarak bir çözüm sağlayıp sağlamayacağını test edecek.
Dünya’ya döndüklerinde, astronotlar iniş sırasında yaşanan rahatsızlık ve yaralanmaları kaydedecek. Bu veriler, uzay araçlarının tasarımını geliştirmek için kullanılacak.

Gelecek Uzay Görevleri İçin Uzun Vadeli Araştırmalar
Mürettebat, görevlerinden yaklaşık bir yıl önce bu çalışmalara katılmaya başlıyor ve temel sağlık verilerini sağlıyor. Dünya’ya döndükten sonra ise iki yıl boyunca verileri sunmaya devam edecekler.
NASA’nın İnsan Araştırma Programı, astronotları uzay yolculuğu sırasında güvende, sağlıklı ve göreve hazır tutmanın en iyi yollarını keşfetmeye devam ediyor.
Bu çalışmalar, Ay, Mars ve ötesine yapılacak gelecekteki görevler için hayati öneme sahip yeni teknolojiler ve stratejiler geliştirilmesine yardımcı olacak.
Derleyen: Eda Azap Öztemel