- Sergi mekânı her biri Snap’in ayna olarak adlandırdığı devasa bir ekranla donatılmış üç bölüme ayrılmış durumda, bu aynaların her birinin önüne geçtiÄŸinizde, kendinizi Saint Laurent elbisesi, Versace veya diÄŸer kıyafetler içinde görebiliyorsunuz.
- Snap ve de Young ekipleri müze için seçilen kıyafetlerin 3D versiyonlarını oluşturmak için birlikte çalışarak bu elbiseleri sanal ortamda canlandırdı ve müze ortamı için özel olarak tasarlanan AR aynalarına yükledi.
- Hareket ettiğinizde bu sanal kıyafet de sizinle birlikte hareket ediyor; döndüğünüzde kıyafet de dönüyor, çerçeveye ilk adımınızı attığınızda ise parça fiziksel animasyonlu parıltılarla bedeninizde kayboluyor.
Yves Saint Laurent’in Dior evi için tasarladığı1955 tarihli elbiselerden biri olan “Soirée de Paris”, vücuda tam oturan bir yapıda olmasıyla birlikte siyah ipek kadifeden ustalıkla hazırlanmış ve belden kontrast bej renkli uzun saten fiyonkla baÄŸlanmış bir model. Bu tarihi giysi ÅŸu anda San Francisco’daki de Young Müzesinde yeni açılan “San Francisco’nun Modası: Yüzyıllık Stil” sergisinde sergileniyor. Elbiseler bir mankenin üzerinde zarif bir görünüm oluÅŸturuyor fakat sizin üzerinizde nasıl duracağını hiç merak ediyor musunuz? Bunu öğrenmek için serginin hemen alt katındaki bir odada, Snap’in artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanarak söz konusu kıyafeti “denemenizi” saÄŸlayan bir enstalasyon yer alıyor. Sergi mekânı her biri Snap’in ayna olarak adlandırdığı devasa ekranla donatılmış üç bölüme ayrılmış durumda. Bu aynaların her birinin önüne geçtiÄŸinizde, kendinizi Saint Laurent ya da Versace elbisesi, diÄŸerinde ise kendinizi Bay Area tasarımcısı Kaisik Wong imzalı diÄŸer iki kıyafet içinde görebiliyorsunuz.

Hareket ettiÄŸinizde bu sanal kıyafet de sizinle birlikte hareket ediyor; döndüğünüzde kıyafet de dönüyor. Görüntü dışına doÄŸru ilk adımınızı attığınızda, parça fiziksel animasyonlu parıltılarla bedeninizde kayboluyor. Snap’in moda ve güzellikten sorumlu Küresel BaÅŸkanı Rajni Jacques bir gezinti sırasında “Bir müzeye girdiÄŸinizde duvardaki sanat eserine ya da mankenin üzerindeki elbiseye bakarsınız. Ancak artırılmış gerçeklikle, onunla etkileÅŸime giriyorsunuz ve bu da bir müzeye gitmenin hikâye anlatımını ve deneyimini yeniden ÅŸekillendiriyor.” dedi.
Bu enstalasyon, Snap’in AR aynalarının ABD’deki bir kültür kurumunda ilk kez ortaya çıkışını temsil etmekte. Müze müdürü Thomas P. Campbell, de Young’daki görünümünün hem etkileÅŸim hem de eÄŸitim amaçlarına hizmet ettiÄŸini söyledi (müzenin 2022 Ramses sergisinin sanal gerçeklikten yararlandığı gibi). Campbell, “Dijital ekibimiz, ziyaretçilerimizin kıyafetleri denemesine izin vererek sergiyi demokratikleÅŸtirme fikrine sahipti. Ä°nsanların kendilerini bu giysilerin içinde görselleÅŸtirmelerine olanak tanıyor ve bu elbiseleri farklı bir ÅŸekilde anlamalarına yardımcı oluyor.” dedi. AR aktivasyonunun müzenin son sergisine de uygun olduÄŸunu sözlerine ekledi. Bu sergi, de Young’ın 1895 yılında oluÅŸturmaya baÅŸladığı kostüm koleksiyonunu otuz yılı aÅŸkın bir süredir ilk kez sunuÅŸuna iÅŸaret ediyor.
“Fashioning San Francisco” için müze, ÅŸehrin tarihinin izini moda aracılığıyla sürmek amacıyla ünlü koleksiyonundan Alexander McQueen, Issey Miyake, Pierre Balmain, Christian Lacroix, Comme des Garçons ve daha fazlasına ait 100 parçayı sergiliyor. Bu çok geniÅŸ bir alan ancak serginin küratörü Laura L. Camerlengo’ya göre bu alanda net bir yol var. Serginin ön gösterimi sırasında, “1906 yılında ÅŸehirde meydana gelen büyük depremi bir baÅŸlangıç noktası olarak kabul ederek modanın geliÅŸimin aÅŸamasındaki yaklaşık 100 yılına bakıyoruz. Moda, deprem felaketinin ardından dayanıklılığı göstermenin bir yolu haline geliyor ve ÅŸehirdeki hayırseverliÄŸin önemiyle baÄŸlantı kuruyor.” dedi. Bu hayırseverlik ruhu, San Francisco’nun yeniden inÅŸası ve kalkınması sırasında olduÄŸu kadar, kent sakinlerinin cömertliÄŸinden yararlanan FAMSF’in kendi tekstil koleksiyonunda da kendini gösterdi. Sosyetik Denise Hale’den giriÅŸimci Ruth Quigley’e ve bugüne kadar FAMSF’e tam 500 takım hediye eden yazar Christine Suppes’e kadar pek çok yerel kadın, on yıllar boyunca müzenin koleksiyonuna parçalar bağışladı.

Bağışlanan hediyeler; “Küçük Siyah Elbise”, “Yakışan” ve “Avangard” gibi temalara ayrılarak sergi boyunca yer alıyor. San Francisco motifini daha iyi iÅŸlemek için tasarımlar, Güzel Sanatlar Sarayı ve Aziz Mary Katedrali gibi ÅŸehrin ikonik mimari mücevherlerini anımsatan arka planlara karşı duruyor. Defilenin öne çıkan bölümleri arasında, bir dizi abartılı elbiseye ayrılmış olan “Balodan Sonra” bölümü yer alıyor. Bu bölümün merkezinde bir çift saydam couture kreasyon yer alıyor. Camerlengo’nun açıklamasına göre bu iki elbise, San Franciscolu üreticilerin savaÅŸ sonrası ÅŸehrin moda endüstrisini canlandırmak için yaptıkları ortak giriÅŸimden ortaya çıkmış. Bir ticaret anlaÅŸmasının ardından Fransa, lüks maÄŸaza I. Magnin & Company tarafından bir tanıtım turu için iki Dior tasarımını batı yakasına gönderiyor. Camerlengo sözlerine şöyle devam etti: “Daha sonra ÅŸirket, gelecek nesiller için elbiselerin korunmalarının önemine dikkat çekerek onları müzeye verdi. Onları moda ve yaratıcılığın zirvesi olarak gördüklerini söylediler.” Camerlengo ayrıca Kaisik Wong tarafından 1985 yılında tasarlanan, Çin kültüründen esintilerle süslenmiÅŸ ve son derece yapılandırılmış lame bir ceketle eÅŸleÅŸtirilmiÅŸ ÅŸeffaf baskılı bir takıma da dikkat çekti. Müze, merhum sanatçının bağış fonlarıyla doÄŸrudan ailesinden alınan giysi, fotoÄŸraf ve efemeradan oluÅŸan arÅŸivine ev sahipliÄŸi yapıyor (hediye, de Young’ın 1995 tarihli retrospektifi “True Couture: Kaisik Wong’un Giyilebilir Sanatı” adlı retrospektifinde sergileniyor).

Camerlengo, Wong’un kıyafetinin AR denemelerinden biri olarak seçilmesinin, kullanıcının vücudunun büyük bir kısmını kaplayan parçalara gereksinim duyan “teknolojinin düşüncelerine” baÄŸlı olduÄŸunu söyledi. Ama daha da önemlisi, “kendisi San Franciscolu bir tasarımcıydı” diyor Camerlengo ve ekliyor: “Dolayısıyla bu, burada koruduÄŸumuz eserleri sergilemenin de güzel bir yolu oldu.”
Campbell’a göre serginin AR enstalasyonu, müzenin dijital ekibinin Snap’i bulmasının ardından yaklaşık altı ay boyunca hazırlandı. Campbell, “Müze, ÅŸirketten iki nedenden dolayı etkilendi: Giysileri üç boyutlu olarak sunmaları ve harekete duyarlı olmaları” diye açıklıyor. Snap ve de Young ekipleri daha sonra seçilen kıyafetlerin 3D versiyonlarını oluÅŸturmak için birbirleri ile baÄŸlantılı bir ÅŸekilde çalıştılar. Bu elbiseler sanal ortamda canlandırıldı ve müze ortamı için özel olarak tasarlanan AR aynalarına yüklendi. Snap’ten Jacques “Deneyimsel anlar oluÅŸturmak söz konusu olduÄŸunda, yaptığımız her ÅŸey sıfırdan baÅŸlıyor. Asla kes-yapıştır deÄŸildir.” diye açıklıyor. “Sahne arkasındaki insanlarla vizyonları ve Snap AR’ın bu vizyonu nasıl hayata geçirebileceÄŸi hakkında konuÅŸmak istiyoruz.” diye ekliyor.

Bu giriÅŸim Snap’in müze ya da sanat alanındaki ilk etkinliÄŸi deÄŸil. Çok parçalı Monumental Perspectives projesi için L.A. County Museum of Art ile ve daha yakın zamanda Egypt Augmented programı için Louvre ile ortaklık kurdu. Åžirketin Snap AR lensi de Damien Hirst ve Alex Israel gibi sanatçılar tarafından kullanıldı. Jacques, “Fashioning San Francisco” gibi bir AR deneyimi oluÅŸturmanın maliyetini tartışmıyor, bunun yerine sanat ve teknoloji ortakları arasındaki “sinerjiyi” ve çok daha deÄŸerli bir ÅŸeyi vurguluyor: Kültürel uyum. Jacques, “Biz her zaman bunun peÅŸindeyiz.” dedi. Snap AR, bir sosyal medya uygulamasına güç veren teknolojiye uygun olarak, statik bir vitrin olabilecek bir ÅŸeye bir oyun unsuru katıyor. Ä°zleyiciler, katılım saÄŸlayabilecekleri bir deneyimin yanı sıra, sanal kıyafetler içinde poz verirken çekebilecekleri bir selfie gibi nihai bir hatıra ile ayrılıyorlar. Jacques. “Öyle bir deneyim yaratmak istiyoruz ki binadan ayrıldığınızda buna baÄŸlı bir duygu olsun. Ä°nsanların eÄŸlenmesini, keÅŸfetmesini ve ‘vay be, bunun olabileceÄŸini hiç düşünmemiÅŸtim’ demesini istiyoruz.” diyor ve “Ä°nsanların iÅŸin eÄŸlence kısmını unuttuÄŸunu düşünüyorum.” diye ekliyor.
“Fashioning San Francisco: Yüzyıllık Stil” 11 AÄŸustos’a kadar de Young Müzesi, Golden Gate Park, 50 Hagiwara Tea Garden Drive, San Francisco’da görülebilir.
Derleyen: Burçin Bağatur