Dilimizde Köygöçüren, Evcikkıran, Ölüm Meleği olarak da geçen Ölüm Kapağı Mantarı, dünya çapında mantarla ilgili ölümlerin %90’ından fazlasını oluşturur. Her yerde yayılması ise tuhaf bir genetik klonlama hilesi olabilir.
Yeni yapılan araştırmalar, dünyanın en ölümcül mantarının kendisini klonlayarak Kaliforniya’yı ele geçirdiğini gösteriyor.
Zehirli olan Köygöçüren mantarı; her zehirli mantar türünde bulunan ölümcül amatoxini dünya çapında mantarlardan kaynaklanan ölümlerin %90’ından fazlasını oluşturan istilacı bir mantar.
BioRxiv’de 31 Ocak’ta yayımlanan bir çalışma, Köygöçüren mantarının Kaliforniya versiyonu kendini dölleyebiliyor ve mükemmel kopyalar oluşturabiliyor. Bu da sporlarını ele geçirilmemiş bir bölgede olmadan önce çiftleşme ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Araştırmacılar ön baskıda, “İstilacı Ölüm kapağı mantarlarının çeşitli üreme stratejileri hızlı yayılmasını kolaylaştırıyor olabilir.” dedi.
Ölüm kapağı mantarının kapı tokmağı büyüklüğünde soluk yeşil, beyaz veya bronz bir başlığı bulunur; beyaz solungaçlar ve ipeksi bir etek benzeri bir zara sahip olduğu görülür. Hoş bir tadı olduğu söylenir.
Mantarın amatoxin zehiri karaciğere bağırsak yolundan girer ve burada yeni proteinler yapmak için kullanılan enzimlere bağlanır ve inaktive eder. Düzenli protein üretimi durduğunda karaciğer ölmeye başlar, bulantı ve ishale neden olur. Bunu genellikle hızlı organ yetmezliği, koma ve ölüm izler.
Bilim insanları, 19. yüzyılın sonlarında mantarın sporlarının Avrupa ağaçlarının toprak saksılı fideleriyle Kuzey Amerika’ya tanıtıldığını düşünüyor.
Avrupa’da A. phalloides, dilimizde bilinen adıyla Köygöçüren, ektomikoriza olarak biline simbiyotik bir ilişki oluşturmak için Avrupa Meşe ağaçlarının köklerine girerek büyür. Komşu ağaçlardan gelen kimyasal sinyalleri yakalamanın yanı sıra su ve besin bulmalarına yardımcı olma karşılığında ağaçların köklerinden şeker alır.
1938’de Kaliforniya’nın Monterey kentindeki Del Monte Hotel’de süs meşe ağaçlarının köklerinden filizlenen Ölüm Kapağı mantarı bulundu. Oradan mantar, vahşi Kaliforniya canlı meşelerine, ardından Kaliforniya’nın yerli çam ağaçlarına hatta kayın, kestane, huş, ladin, gürgen ve fındık ağaçlarına kadar sıçradı. Kısa süre sonra mantar, Körfez bölgesinin her yerinde ve sahilin daha yukarısında bulundu ve yerlisi olduğu Avrupa’daki nüfusunu geçti.
Bu başarının nasıl olduğu şimdiye kadar belirsizdi. Avrupa’da DNA dizilimi, Ölüm kapağı mantarlarının cinsel olarak çoğaldığını gösterdi. Ancak yeni çalışmada, DNA dizileri, Kaliforniya Ölüm Kapağı mantarlarının çoğunun birbirleriyle tamamen aynı genetik materyali içerdiğini ve 30 yıla kadar eşeysiz olarak çoğalabileceklerini buldu.
Araştırmacılar, “Bu mantarların yavrularından bazıları çiftleşirken, diğerleri çiftleşmez ve döngü tekrarlanır.” dedi.
Şimdi bu tuhaf klonlama yeteneği ortaya çıktığına göre araştırmacıların mantar istilası hakkında başka merak ettikleri var. New Jersey ve New York’ta toplanan örnekler eşeysiz üreme belirtisi göstermedi. Bu da yalnızca belirli zamanlarda ve belirli ortamlarda tetiklendiği anlamına gelebilir. Ek olarak, kendi kendine döllenmeye geçme yeteneğinin ölüm sınırına özgü olup olmadığı veya tüm istilacı mantarlar tarafından kullanılan bir stratejinin olup olmadığı hala bir sır. Daha fazla araştırma, stratejinin ne kadar yaygın bir şekilde benimsendiğini ortaya çıkarabilir veya mantarların uyguladığı diğer garip üreme yöntemlerine ışık tutabilir.
Derleyen: Beyza Keleş