Amsterdam Üniversitesi tarafından yürütülen dört deneyden oluşan bir seri, insanların göz açıp kapayıncaya kadar sahte anılar oluşturabileceğini ortaya koyuyor.
Dört deneyden oluşan seride araştırmacılar, 534 kişiye Batı alfabesinden harfleri gerçek ve aynadaki yönleriyle gösterdi. Bazı katılımcılara asıl belleği karıştırmak için tasarlanmış rastgele harfler içeren bir parazit slaytı gösterildikten sonra tüm katılımcılardan ilk slayttan bir hedef harfi hatırlamaları istendi. İlk slaytı izledikten yarım saniye sonra insanların neredeyse yüzde 20’si, hedef harfin hayali bir anısını oluşturmuştu ve bu oran, 3 saniye sonra yüzde 30’a çıktı.
İnsan beyni, görmeyi beklediği şeye göre anıları değiştirir. Çalışmaya dahil edilen insanlar, Batı alfabesine aşina oldukları için beyinleri, harfleri gerçek yönlerinde görmeyi bekliyordu. Harfler yansıtılmış olarak göründüğünde (C yerine Ɔ), insanların sadece milisaniyeler geçtikten sonra bile sahte harfi, gerçek bir harf olarak hatırlama olasılığı daha yüksek oldu.

Araştırmacılar, “Görünen o ki kısa süreli hafıza, her zaman algılanan şeyin doğru bir temsili değildir. Bunun yerine hafıza, ilk hafıza izinin oluşumundan itibaren görmeyi beklediğimiz şey tarafından şekillendiriliyor.” diye belirtti.
Araştırmacılar, bunların yanlış tahminlerden ziyade yanlış anılar olduğunu, katılımcılara anılarından ne kadar emin olduklarını bir ila dört arasında bir puanla sorarak gösterdi. Araştırmacılar, “Katılımcılar sürekli olarak yüksek bir güvenle, sahte harf hedefinin gerçek karşılığını gördüklerini bildiriyorlar.” diye ekledi.
Araştırmacılar, iki zaman noktasında ölçümler yaparak bu yanlış anıları ilk algı hatalarından ayırdı. Tek ihtimal, harflerin yanıp söndüğü 0,25 saniyeydi. Eğer hataların nedeni algı hataları olsaydı hata oranı, 500 milisaniye ve 3 saniye sonra aynı olurdu. Hata oranı, zaman içinde arttığında bu durum, yanlış anıların oluşmakta olduğunu gösteriyordu.

Psikolog Elizabeth Loftus ve ekibinin yürüttüğü deneylerden öğrendik ki uzun süreli sahte anılar, kolaylıkla üretilebiliyor. Örneğin yetişkinler, çocukken bir alışveriş merkezinde kaybolup ağladıklarına dair canlı ama sahte bir anıyı hatırlamaya ikna edilebiliyor. Bir başka çalışmada ise insanlar, hırsızlık ya da saldırı gibi suçlar işlediklerine dair sahte ve güçlü anılar üretmişlerdir.
Bu deneyler, sözlü bellek girdimizin önceki deneyimler ve beklentilerle hemen bütünleştiğini gösteriyor. Makale, PLOS One dergisinde yayımlandı.
Derleyen: Nazlı Koyuncu