- Ölü siyah asker sinek larvasından biyoplastikler elde edildi.
- Saflaştırılmış sinek kitini, “kitosan” olarak bilinen benzer bir polimere dönüştürüldü.
- Böcekler sadece kaynak olmakla kalmayıp aynı zamanda atılan plastiklere de önemli etkileri olacak.
Texas A&M Üniversitesindeki Karen Wooley liderliğindeki ekip, böcekleri daha sonra biyolojik olarak parçalanabilen plastikler yapmak için kullandı.
Araştırmacılar, American Chemical Society’nin (ACS) sonbahar toplantısında, böceklerden türetilen kimyasalların izolasyonu, saflaştırılması ve bunların fonksiyonel biyoplastiklere dönüştürülmesi de dâhil olmak üzere bugüne kadar yaptıkları ilerlemeleri anlatacak.
Wooley’in meslektaşı Jeffery Tomberlin, genişleyen bir endüstri olan siyah asker sineklerinin yetiştirilmesinden arta kalan atık ürünleri kullanabileceğini önerdi.
Siyah asker sineklerinin larvaları birçok protein ve diğer besleyici bileşikler içerir. Bu nedenle olgunlaşmamış böcekler, hayvan yemi ve atıkları tüketmek için giderek daha fazla yetiştirilmekte. Ancak erginlerin üreme günleri bittikten sonra kısa bir ömürleri var ve daha sonra çöpe atılıyorlar.
Tomberlin’in önerisi üzerine bu yetişkin ölü sinekler, Wooley’nin ekibinin çalışması için yeni başlangıç malzemesi oldu.
Yüksek lisans öğrencisi Cassidy Tibbetts, konu hakkında “Kelimenin tam anlamıyla çöp olan bir şeyi alıp ondan yararlı bir şey yapıyoruz.” dedi. Tibbetts, ölü sinekleri incelediğinde kitinin önemli bir bileşeni olduğunu belirledi.
Bu toksik olmayan ve biyolojik olarak parçalanabilen şeker bazlı polimer, böceklerin ve kabukluların kabuğunu veya dış iskeletini güçlendirir. Üreticiler zaten çeşitli uygulamalar için karides ve yengeç kabuklarından kitin çıkarıyorlar.
Tibbetts, ekstraksiyon tekniklerini (kimyada ayırma yöntemi) iyileştirmeye devam ederken Wooley’nin laboratuvarındaki bir başka yüksek lisans öğrencisi olan Hongming Guo, saflaştırılmış sinek kitinini “kitosan” olarak bilinen benzer bir polimere dönüştürüyor. Bunu kitinin “asetil gruplarını” ayırarak yapıyor. Bu, işlevselleştirilebilen ve daha sonra çapraz bağlanabilen kimyasal olarak reaktif amino gruplarını ortaya çıkarır.
Bu adımlar, kitosan suyu emen 3 boyutlu polimer ağlar olan süper emici hidrojeller gibi yararlı “biyoplastiklere” dönüştürür.
Bu kimyasal yapı taşlarından yapılan ürünler, atıldıklarında bozulmaya veya sindirilmeye yönelik; bu nedenle mevcut plastik kirliliği sorununa katkıda bulunmazlar.
Wooley’nin bu süreçle ilgili vizyonu ise bu çalışmayı sürdürülebilir ve döngüsel ekonomi konseptiyle uyumlu hâle getirmek.
Derleyen: Tuğba Akkesen