- Gök bilimciler; küçük bir yıldızın etrafında dönen, ev sahibine kıyasla uyumsuz boyutuyla bilinen, gezegen oluşumu teorilerine meydan okuyan devasa bir gezegen olan LHS 3154b’yi keşfetti.
- Dünya’dan on üç kat daha büyük olan gezegenin, Güneş’ten yalnızca dokuz kat daha küçük bir yıldızın yörüngesinde dönmesi beklentilerle çelişiyor.
- Bu keşif, gezegen araştırmalarında yeni ufuklar açarak göksel oluşumlarla ilgili varsayımların yeniden değerlendirilmesini teşvik ediyor.
Gök bilimciler, kısa süre önce LHS 3154 olarak adlandırılan küçük bir yıldızı çevreleyen LHS 3154b adlı olağandışı ağır bir gezegen keşfettiler. Dünya’dan on üç kat daha büyük olan gezegen, Güneş’ten yalnızca dokuz kat küçük olan ev sahibi yıldız için anormal derecede büyük görünüyor. Bu tuhaf eşleşme, kütle oranları tahminleri şaşırtıcı bir şekilde 100 kat aştığından dolayı gezegen oluşumuna ilişkin geçerli teorilere meydan okuyor.
Mevcut anlayış, gezegenlerin yıldızların etrafında dönen gaz ve toz disklerinden oluştuğunu öne sürüyor. Ancak LHS 3154’ün etrafındaki disk, bu kadar büyük bir gezegeni doğurmaya yetecek kadar malzemeye sahip olmayabilir ve bu da gezegen ile yıldız oluşumu kavramlarının yeniden değerlendirilmesine yol açabilir.
Yaşanabilir Bölge Gezegen Bulucu’yu (HPF) kullanan gök bilimciler, bu tuhaf gezegeni uzak yıldızlardaki gezegen yörüngelerini gösteren hafif ışık dalgalanmalarını gözlemleyerek tespit ettiler.
LHS 3154b’nin yıldızına yakınlığı ve yörüngesinin yalnızca 3,7 gün sürmesi, potansiyel yaşanabilirlik açısından ilgi çekici sonuçlar doğuruyor. Güneş benzeri yıldızların etrafını tespit etmek zor olsa da LHS 3154 gibi aşırı soğuk yıldızların etrafında dönen gezegenler, düşük sıcaklıklar nedeniyle yıldızlarına daha yakın su barındırabiliyor.
Science dergisinde yayımlanan keşif, Prof. Suvrath Mahadevan gibi uzmanları hayrete düşürerek kozmik anlayıştaki boşlukların altını çiziyor. Prof Frédéric Masset, bu benzeri görülmemiş keşfin, gezegen oluşum teorilerinin yeniden değerlendirilmesine yol açabileceğini ve gezegen disklerindeki toz bolluğuna ilişkin potansiyel düzenlemeler önerebileceğini belirtti.
Derleyen: Eliz Canyurt