- Yeni keşfedilen bir nesne, yıldızların nasıl oluştuğuna dair var olan bilgilere bir yenisini daha ekledi.
- Kahverengi cüce gezegen şeklinde olan bu nesnenin, Jüpiter’in 3 veya 4 katı daha fazla bir kütlesi var.
- Bir gökbilimci ekibi, “kahverengi cüceler” ismi verilen nesnelerin en küçüğünü bulmaya çalışıyor.
Yeni keşfedilen ve keşfedilmesinden bu yana en çok araştırılan bir nesne, yıldızların nasıl doğduğuna dair bilgilerimize bir yenisini daha ekledi.
Uzayda tek başına olan kahverengi cüce şeklinde nesne, Jüpiter’in sadece 3 veya 4 katı kütlesiyle, şimdiye kadar keşfedilen en az kütleli nesne gibi görünüyor.
Bu düşük kütlesinden dolayı bazı ilginç soruları da beraberinde getiriyor. Bunlardan en önemlisi ise nasıl oluştuğu sorusu.
Avrupa Uzay Ajansında gökbilimci olan Catarina Alves de Oliveira, “Mevcut oluşum durumlarında bir yıldızın etrafında olan disklerde dev bir gezegen oluşması oldukça kolaydır. Ancak bu kütlede bir nesnenin diskte oluşması veya bunun yerine bir yıldız gibi oluşması pek olası değil. O halde şu soruyu sormalıyız: Yıldız oluşum süreci bu kadar küçük kütlelerde nasıl işliyor?” dedi.
Gezegenler farklı bir süreçle oluşurlar. Bir yıldız, oluşumunu tamamladıktan sonra geriye kalan malzemenin kademeli olarak birikmesiyle oluşur. Gökbilimciler, bazen bu gezegen görünümlü nesnelere “alt kahverengi cüceler”, “gezegen kütleli kahverengi cüceler” veya “haydut gezegen” isimlerini verirler.
Pennsylvania Eyalet Üniversitesinden Kevin Luhman’ın liderliğinde bir gökbilimci ekibi, kahverengi cüceler ismi verilen nesnelerin en küçüğünü bulmaya çalışıyor. Luhman, “Her astronomi ders kitabında bulunan temel bir soru vardır: En küçük yıldız hangisidir? Biz de bu soruyu yanıtlamaya çalışıyoruz.” dedi.
Ekip, James Webb Uzay Teleskobunu kullanarak yaklaşık 1.000 ışık yılı uzaklıktaki Persus yıldız oluşum bölgesinde yer alan IC 348 adlı genç bir yıldız ailesinin merkezini incelediler. Kahverengi alt cüceler, yıldızlara kıyasla daha soğuk ve sönük renkte bulunur. Bundan dolayı araştırılması için James Webb Uzay Teleskobu’nda bulunduğu gibi kızılötesi kamera gerekir.
İlk olarak yıldız kümesinde bulunan adayları aramak için yakın kızılötesi NIRCam, daha sonra bulguları incelemek için spektrograf ve NIRSpec kullanıldı.
IC 348’de kütleleri, üç ila sekiz Jüpiter kütlesi arasında ve sıcaklık değerleri ise 827 ila 1527 santigrat derece arasında değişen üç yeni kahverengi alt cüce buldular.
Ancak, spektrografik analiz ile incelenen nesnelerin ikisinde tanımlanamayan bir hidrokarbonun varlığı ortaya çıktı ve bu daha önce hiç güneş dışı bir atmosferde görülmemişti.
Dolayısıyla burada araştırılan her bir nesne ve yıldız ailesi, bize yıldızlar ve gezegenler arasında garip bir ilişki olduğunu, bunun hakkında düşünmemiz ve daha fazla araştırma yapmamız gerektiğini gösteriyor.
Derleyen: Davut Bulut