Bitki bazlı sütler arasında öne çıkan bezelye sütü, hem besleyici yapısı hem de düşük karbon ayak iziyle dikkat çekiyor.
Detaylar haberimizde…

Bezelye Sütü İnek Sütüne Meydan Okuyor!
Süpermarketlerin süt reyonlarında yapılan seçimler genellikle sağlık ve çevresel etkiler arasında bir denge kurmayı gerektiriyor. İnek sütü üretimi yüksek düzeyde sera gazı salımına neden olurken, bitki bazlı süt alternatifleri çevre açısından daha sürdürülebilir seçenekler sunuyor. Ancak bu sütler genellikle inek sütünün sağladığı bazı besin değerlerinden yoksun kalabiliyor.
Ancak son araştırmalar, bezelyeden üretilen sütlerin hem besin değeri açısından zengin hem de çevresel etkileri düşük bir alternatif sunduğunu gösteriyor. Bezelye sütü, inek sütüne kıyasla çok daha az sera gazı salımı yapıyor ve diğer bitkisel sütlerden daha fazla protein içeriyor.
Bezelye Sütü Nedir, Tadı Nasıldır?

Adı bezelye olsa da bu sütün ne rengi yeşil ne de tadı bezelyeye benziyor. Üretiminde sarı bezelye kullanılıyor. Bu bezelyeler öğütüldükten sonra içlerindeki protein çıkarılıyor. Ardından su, bitkisel yağ ve az miktarda şekerle karıştırılıyor. Ürüne ayrıca kalsiyum ve vitaminler de ekleniyor. Sonucunda ortaya fildişi ya da krem renginde bir içecek çıkıyor.
Gezegen Dostu Üretim
2023 yılında yayımlanan hakemli bir çalışmaya göre, geleneksel inek sütünden bir bardak üretmek, yaklaşık 330 gram karbondioksit eşdeğeri gaz salımına neden oluyor. Bu, benzinli bir aracın 1,2 kilometre yol gitmesiyle eşdeğer. Ayrıca bu miktarda süt üretmek için yaklaşık 21 litre su harcanıyor.
Buna karşın, bezelye proteinli süt üretimi sadece 71 gram karbondioksit eşdeğeri gaz salıyor. Kaliforniya merkezli Ripple markasının yaptırdığı bir 2017 analizine göre, su kullanımı da geleneksel süte göre yüzde 86 daha az.

Bitki bazlı sütler genel olarak daha düşük karbon salımı ve su kullanımı sağlıyor. Ancak badem sütü bu konuda istisna; su tüketimi açısından diğer bitkisel sütlerden daha fazla kaynak harcıyor. İnekler metan gazı saldığı için süt üretiminin karbon ayak izi oldukça yüksek.

Bezelye bitkileri ise doğaya katkı sağlıyor. Köklerinde bulunan bakteriler aracılığıyla havadaki azotu toprağa sabitleyerek gübre etkisi yaratıyor. Bu da toprak verimliliğini artırırken, sentetik gübre ihtiyacını azaltıyor. Benzer fayda, soya bitkisinde de mevcut.
Besin Değeri: Bezelye Sütü Neden Öne Çıkıyor?

Bezelye sütü, besin değerleri açısından birçok bitkisel sütten üstün. İnek sütü bir bardakta ortalama 8,2 gram protein içerirken, badem sütü sadece 1 gram protein sunuyor. Bezelye sütü ise ortalama 7,5 gram protein içeriyor. Soya sütü de bu alanda başarılı; ortalama 6,1 gram protein barındırıyor.
Yetişkinler İçin Avantaj, Çocuklar İçin Dikkat!
Johns Hopkins Üniversitesi’nden Becky Ramsing‘e göre, baklagiller protein ve lif açısından zengin olduğu için bu faydalar süte de yansıyor. Ayrıca, bezelye sütünün yaşlı bireylerde kemik yoğunluğunu korumaya yardımcı olup olmayacağı da araştırılıyor.

Ancak çocuklar için bu geçiş daha karmaşık olabilir. İnek sütü, çocukların gelişimi için gerekli protein ve kalsiyumu sağlıyor. Alerji, intolerans ya da özel diyet gereksinimi yoksa çocukların tamamen bitki bazlı sütlere geçmesi önerilmiyor.
Yetişkinler ise daha fazla esneklik gösterebilir. Ramsing, “Yetişkinseniz, süt alternatiflerine yönelmek faydalı olabilir. Özellikle baklagil bazlı sütleri tercih edebilirsiniz,” diyor. Yine de hayvansal üretimin çevre ve halk sağlığı üzerindeki etkileri göz ardı edilmemeli.
Bezelye Sütü Neden Daha Az Tercih Ediliyor?
Tat, maliyet ve erişilebilirlik, süt tercihlerinde büyük rol oynuyor. Bitki bazlı sütler genellikle daha pahalı. Tat ve dokuları da değişkenlik gösteriyor.
Washington Post’un bir tadım testinde Ripple markalı bezelye sütü bazı katılımcılar tarafından “tebeşirimsi” olarak tanımlandı. Tadı bezelye gibi olmasa da, bazıları lezzeti “nötr”, bazıları ise “yavan” buldu. Sıcak kahveye eklendiğinde ayrıştığı ve fincan dibinde bir film bıraktığı gözlemlendi.
Markalaşma açısından da “bezelye sütü” ismi tüketicilerde olumsuz çağrışımlar yaratabiliyor. Üreticiler bu algıyı değiştirmek için ürünü genellikle “bitki bazlı süt” olarak tanıtıyor, “bezelye proteini” ifadesi ise ikinci planda yer alıyor. Yulaf sütü ya da badem sütü gibi bezelye sütüyle özdeşleşmiş güçlü bir marka bulunmuyor.
Ripple’ın sözcüsüne göre, en büyük sorun hala tüketici farkındalığının düşük olması. NielsenIQ verilerine göre süt alternatifleri pazarı büyüse de, bezelye sütü yalnızca küçük bir paya sahip ve çoğu mağazada diğer sütler kadar yaygın değil.
Ramsing, “Eğer daha fazla bulabilseydim, bezelye proteinli sütü daha çok tüketirdim,” diyor.
Peki, siz bezelye sütünü denemeye hazır mısınız?
Derleyen: Eda Azap Öztemel