Bundan tam 23 yıl önce yapay zekanın geleceğini tartışmak için çok önemli bir teknoloji zirvesi düzenlenmiş ve zirvenin sonunda “AI’ın kontrolden çıkabileceği” uyarısına bulunulmuştu. Cinsel istismar şebekesi kurduğu iddiası ile yargılanmayı beklerken cezaevinde intihar eden Jeffrey Epstein’ın finanse ettiği ve ev sahipliği yaptığı bir yapay zeka zirvesi.
Detaylar haberimizde…
Yapay zeka (AI), günümüzde hayatımızın her alanında devrim yaratıyor. Ancak 2000’lerin başında, bu teknoloji henüz “kış” dönemindeydi. Bilgisayarlara insan benzeri bilişsel yetenekler kazandırma hayali, o dönemde bir türlü gerçeğe dönüşmemişti. İşte bu atmosferde, 2002 yılında Virgin Adaları’nda “St. Thomas Ortak Akıl Sempozyumu” düzenlendi. Etkinlik, yapay zeka öncüsü Marvin Minsky’nin liderliğinde, onun öğrencisi Pushpinder Singh ve ünlü filozof Aaron Sloman gibi isimlerin katılımıyla gerçekleşti. Ancak sempozyumun finansmanı, bugün ismi karanlık bir gölgeyle anılan Jeffrey Epstein tarafından sağlandı.
Epstein’ın finanse ettiği bu etkinlik, yapay zekanın geleceğini tartışmak için bir araya gelen bilim insanlarının çabalarını gölgede bırakan bir skandalla anılıyor. Jeffrey Epstein’ın bilim dünyasındaki bağlantıları, Bill Gates’ten Marvin Minsky’ye kadar uzanıyordu ve bu ilişkiler, onun tartışmalı geçmişiyle birlikte teknoloji dünyasında etik bir tartışma başlattı.
Sempozyumun Amacı ve Katılımcılar
2002’deki sempozyum, yapay zekanın o dönemde karşılaştığı zorlukları aşmak için düzenlenmişti. Pushpinder Singh’in 1996’da yazdığı “Neden AI Başarısız Oldu?” başlıklı makalesi, etkinliğin temelini oluşturuyordu. Singh, insan benzeri zeka elde etmek için sistemlerin ortak akıl bilgisi ve bu bilgiyi esnek bir şekilde kullanma yeteneği gerektiğini savunuyordu. Ancak bu, o dönemde “AI’yi çözmek” kadar zor bir görevdi. Sempozyum, bu sorunu doğrudan ele almayı amaçlıyordu.

Katılımcılar arasında, AI teorisyeni Roger Schank, CYC projesinin mucidi Doug Lenat ve “singularity” kavramını ortaya atan bilimkurgu yazarı Vernor Vinge gibi isimler yer alıyordu. Aaron Sloman ise Minsky’nin önerisiyle sonradan davet edilmişti. Sloman, etkinlik hakkında sınırlı anılara sahip olduğunu belirtse de, Jeffrey Epstein’ın sağladığı lüks imkanları ve özel uçakla yapılan seyahati hatırlıyor. Etkinlik, Virgin Adaları’ndaki gösterişli bir otelde düzenlenmiş, bir akşam ise Epstein’ın özel adasında bir barbekü yemeğiyle renklendirilmişti.
Tartışmalar ve Fikir Çatışmaları
Sempozyum, bilim insanlarının egolarının çarpıştığı ve fikirlerin yoğun bir şekilde tartışıldığı bir platform oldu. Toplantılar bazen teknik detaylara dalarken, bazen de felsefi bir boyuta kayıyordu. Ancak Epstein’ın katılımı sınırlıydı; zaman zaman toplantılara katılıp çıkıyor, bazı bilim insanlarıyla özel görüşmeler yapıyordu. Roger Schank’in Slate’e verdiği bir röportajda aktardığına göre, Jeffrey Epstein bir noktada iki genç kadınla toplantıya katılmış ve bilim insanlarının tartışmaları sürerken arka planda onlarla samimi bir şekilde vakit geçirmişti. Bu durum, o dönemde fark edilmeyen bir kırmızı bayrak olarak değerlendiriliyor.
Sempozyumun ana tartışma konusu, Singh’in önerdiği çok yönlü yaklaşımın AI’nin geleceği için gerekli olup olmadığıydı. Minsky, farklı teorilerin birleştirilmesi gerektiğine inanıyordu. Ancak günümüzde, generatif AI modellerinin teoriden ziyade büyük veri ve nöral ağlar üzerine inşa edildiği biliniyor. Bu, 2002’deki sempozyumun “eski moda” AI anlayışının bir tür son çırpınışı olduğunu gösteriyor.
Geleceği Öngören Bir An
Sempozyumun ikinci gününde, bilim insanları Neal Stephenson’ın “The Diamond Age” adlı bilimkurgu romanını tartışmaya başladı. Romanda, çocuklara hikayeler anlatan ve sorularını yanıtlayan büyülü bir kitap tasvir ediliyordu. Bu fikir, katılımcıları bir araya getirdi ve bir AI sisteminin insanlarla diyalog kurarak rehberlik yapabileceği vizyonunu ortaya koydu. Bu vizyon, bugünkü ChatGPT gibi modellerin temelini oluşturan fikirlerle örtüşüyor. Bilim insanları, böyle bir sistemin ev seçimi, oyun öğrenme veya sağlık kararları gibi konularda insanlara yardımcı olabileceğini hayal etmişti.
Epstein’ın Gölgesi ve Etik Tartışmalar
Ne yazık ki, sempozyumun bilimsel çıktıları, Epstein’ın karanlık mirasıyla gölgelendi. Epstein, bilim dünyasına girmek için servetini kullanarak prestijli isimlerle bağlantılar kurmuştu. Epstein’ın bilim insanlarına olan ilgisi samimi görünse de, onun suçları bu ilişkileri lekeledi. Jeffrey Epstein, 2019’da hapishanede öldü, ancak onun finansman sağladığı etkinlikler ve bağlantılar, bilim dünyasında etik tartışmaları tetiklemeye devam ediyor.
Reuters ve BBC gibi kaynaklar, Jeffrey Epstein’ın bilim dünyasındaki etkisinin, fon sağladığı etkinlikler aracılığıyla nasıl geniş bir ağ oluşturduğunu detaylı bir şekilde ele alıyor. Bu durum, teknolojinin finansmanında şeffaflık ve etik standartların önemini bir kez daha gündeme getiriyor. AI2027 senaryosu gibi uyarılarda, yapay zekanın kontrolden çıkma riski kadar, bu teknolojinin geliştirilme sürecindeki etik sorumluluklar da vurgulanıyor.
Yapay Zekanın Geleceği ve Dersler
AI2027 senaryosu, yapay zekanın potansiyel tehlikelerine dikkat çekerken, 2002 sempozyumu bize teknolojinin gelişiminde etik ve şeffaflığın ne kadar kritik olduğunu hatırlatıyor. Bugün, derin öğrenme teknikleriyle desteklenen yapay zeka, 2002’deki hayal gücünü aşan bir noktaya geldi. Ancak uzmanlar, nöral ağların tek başına yeterli olmadığını, daha geleneksel mantık tabanlı yaklaşımlarla birleştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Sonuç olarak, St. Thomas Ortak Akıl Sempozyumu, yapay zekanın geleceğine dair önemli bir tartışma platformu olsa da, Jeffrey Epstein’ın gölgesi altında kaldı. Bu olay, teknolojinin sadece bilimsel başarılarla değil, aynı zamanda etik sorumluluklarla da şekillendiğini gösteriyor. Gelecekte, AI gibi dönüştürücü teknolojilerin geliştirilmesinde, şeffaf ve sorumlu bir yaklaşım benimsemek, insanlığın bu teknolojiden en iyi şekilde faydalanmasını sağlayabilir.
Epstein Kimdir? Epstein Davası Nedir?

Jeffrey Edward Epstein (20 Ocak 1953 – 10 Ağustos 2019), Amerikalı bir finansçı ve iş insanıydı. Brooklyn, New York’ta doğan Epstein, kariyerine öğretmen olarak başladı, ancak daha sonra bankacılık ve finans sektörüne yöneldi. Bear Stearns’ta çalıştıktan sonra kendi finansal yönetim şirketini kurarak milyarder Leslie Wexner gibi isimlerin mali danışmanı oldu. Epstein, servetini vergi cennetlerinde yöneterek büyük bir zenginlik biriktirdi, ancak servetinin kaynağı tam olarak bilinmemektedir.
Epstein, 2005 yılında Florida’da reşit olmayan kızlara yönelik cinsel istismar suçlamalarıyla gündeme geldi. 2008’de, fuhuş ve reşit olmayan bir kızla fuhuş suçlamalarından 18 ay hapse mahkum edildi, ancak tartışmalı bir anlaşmayla hafif bir ceza aldı. Bu anlaşma, mağdurlardan gizlenmiş ve savcıların yasayı ihlal ettiği gerekçesiyle eleştirilmiştir. 2019’da, seks ticareti suçlamalarıyla tekrar tutuklandı. 10 Ağustos 2019’da New York’taki hapishane hücresinde ölü bulundu; resmi açıklama intihar olsa da, cinayet şüpheleri kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Epstein’ın davası, güçlü bağlantıları ve suçlarının örtbas edildiği iddialarıyla küresel çapta yankı uyandırdı. Davada, Ghislaine Maxwell gibi isimler de suç ortaklığıyla suçlandı.
Epstein davası ile ilgili bir çok doğrulanmış bilgiye Teyit‘in web sitesinden ulaşabilirsiniz.