- Süt ve peynir üretimi, küresel sera gazlarının %3,4’ünü oluşturarak iklim değişikliğine katkıda bulunuyor.
- Somerset’teki bir süt ürünleri fuarında çiftçiler, süt üretiminde karbon azaltma konusunda atölye çalışmaları düzenleyerek çevreci uygulamalara odaklanıyorlar.
- İngiltere’deki çiftlikler, çevresel duyarlılık ve karbon emisyonlarını azaltma çabalarıyla, düşük karbonlu ürünlerin talebini karşılamak için çalışıyorlar.
Süt ve peynir üretimi, iklim değişikliğine katkıda bulunan küresel sera gazlarının yaklaşık %3,4’ünü oluşturuyor. Ancak düşük karbon ayak izine sahip inek yetiştirmek mümkün mü? BBC Batı Ekonomi Muhabiri Dave Harvey, bir endüstri fuarında çiftçilerle bu konuyu ele alıyor.
Somerset’in sessiz kalbinde, dünyaca ünlü müzisyenlerin bu yılın başlarında sahne aldığı Pyramid Stage’den sadece birkaç mil uzakta çiftçiler, peynir üretimi üzerine tartışmalarını sürdürüyorlar.
Süt Ürünleri Fuarı, 40 yıldan fazla bir süredir düzenlenen bir etkinlik olmasına rağmen ziyaretçiler, artık geleceğe daha fazla odaklanıyorlar. Bu yılın teması karbondu ve uzmanlar, çiftçilere süt üretiminde karbon emisyonlarını nasıl azaltabileceklerini öğretmek için atölye çalışmaları düzenlediler.
Fuarın organizatörlerinden David Cotton, “Çiftçiler daha iyi uygulamaları benimsedikçe %50’ye varan azalmalar görüldüğünü” söylüyor.
Somerset’in Bruton yakınlarındaki Wyke Champflower’da sığır yetiştiren Richard Clothier, ailesinin çevre konusunda her zaman duyarlı olduğunu belirtiyor. Ancak şimdi, çevreci çiftçilik daha da ileriye gitmiş durumda.
Clothier, “Artık çiftçilik ve peynir üretimi sürecinin her aşamasında karbon emisyonlarını ölçüyoruz.” diyor ve “Çevreyi koruma artık isteğe bağlı değil, işin önemli bir parçası.” diye ekliyor.
Çiftliğin merkezinde, Bay Clothier’ın “ham petrol” olarak adlandırdığı devasa bir çamur çukuru bulunuyor. Bu gübre, metan üreten metanojenik bakterilerle dolu büyük yeşil kubbelerde parçalanır. Ardından gaz yakalanır, temizlenir ve bir kısmı mandıradaki sütü ısıtmak için; bir kısmı da çiftlik binalarını ısıtmak için kullanılır. Geri kalanı ise ulusal şebekeye satılıyor.
Clothier’ın çiftliği alışılmadık olabilir, ancak İngiltere’nin güneybatısındaki birçok süt çiftliğinde benzer uygulamalara rastlanılabiliyor.
Danışmanlık firması Farm Carbon Toolkit’ten Becky Wilson, gübre ve hayvan yemi maliyetlerinin arttığını belirterek bunların azaltılmasının hem maliyet tasarrufu sağladığını hem de karbon emisyonlarını düşürdüğünü söylüyor. Wilson, “Çiftçiler çözümün bir parçası. Karbonu atmosferden alıp çiftliklerimizde depolama yeteneğine sahipler.” diyor.
Süt Ürünleri Fuarı’ndaki seminerler, çiftçilerin nasıl tasarruf yapabileceklerini ve daha düşük bir karbon ayak izine nasıl sahip olabileceklerini öğrenmek isteyen katılımcılarla dolup taşıyor. Birçok müşterinin düşük karbonlu ürünlere talep gösterdiği göz önüne alındığında, bu düşük karbon ayak izini bağımsız bir şekilde doğrulamanın kritik bir önemi olduğunu belirtmek önemli.
Wyke Farms peynirinin Amerika Birleşik Devletleri’nde başarılı olmasının nedenlerinden biri, tipik bir ABD peynirinin kilo başına karbon maliyetinin yarıdan daha az olması.
Dairy Show’un organizatörlerinden David Cotton, Birleşik Krallık süt ürünleri çiftçilerinin daha iyi bir karbon hikayesi anlatacak potansiyele sahip olduğunu söylüyor: “İngiliz sütü ve peyniri, küresel süt ürünleri endüstrisinin yaklaşık yarısı kadar karbon üretiyor. Buradaki ineklerin çoğu otluyor. Yağmur suyu içiyor. Gübre, bir döngü içinde dönüp duruyor. Bunu, yem ile suyun getirildiği ve gübrenin götürüldüğü bir Amerikan besihanesiyle karşılaştırdığımızda, daha az karbon üretmemiz şaşırtıcı değil.”
Birleşik Krallık hükümetinin istatistikleri de bu iddiayı doğruluyor. Bir litre İngiliz sütünün 1,25 kg karbon ürettiği göz önüne alındığında bu miktarın, küresel ortalamanın (2,9 kg) altında olduğu görülüyor. Ancak mandıra çiftçileri, binlerce insanın inek sütünü yulaf ve soya alternatiflerine yönlendirdiğini biliyor, çünkü bu alternatifler daha düşük karbon emisyonu üretiyor.
Bay Clothier’ın çiftliği gibi yüksek miktarda karbon salınımı yapmadan süt elde etmek, artık çevresel ve ekonomik bir zorunluluk hâline gelmiş durumda.
Derleyen: Ayça Ayaz